"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 1. Tüketici Mahkemesi ve ... 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, idareler arası özel hukuk sözleşmesine aykırılık nedeniyle sözleşmenin feshi, durumun sözleşme öncesi hale iadesi, davacının sözleşmenin feshi nedeniyle uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 09.02.2018 tarihli ve 2018/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (13. ) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 18.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillerle ve bilirkişi raporuna göre taraflar arasında akdedilen 01.01.2007 tarihli Yetkili Servis Sözleşmesinin 8-3-3.maddesi uyarınca, servis sözleşmesinin herhangi bir nedenle fesih edilmesi halinde davalı şirketin elinde bulunan yazarkasa mührünün davacı şirkete iadesi gerektiği yine sözleşmenin 3-2.maddesinde taraflardan birinin sözleşmenin bitimine 1 ay kala yazılı ihbar da bulunmak şartıyla sözleşmeyi fesih edebileceğinin düzenlendiği ve sözleşmenin 9.maddesin de sözleşmenin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde davalının davacıya 25.000 TL cezai şart ödeyeceğinin belirtildiği, davacı şirketin sözleşme hükmüne uygun olarak 28.08.2009 tarihinde noter ihtarı ile sözleşmeyi fesih ettiği, davalının sözleşme gereği iade etmek zorunda olduğu kasa mührünü keşide edilen ihtarnameye rağmen iade etmediği, bu nedenle cezai şart ödemekle yükümlü olduğu alacağın likit bulunduğu ve davalının itirazında haksız olduğu, davalının takiple temerrüde düştüğü gerekçesiyle...
Birinci kararda, noterden düzenlenen sözleşmenin iptâli istemi reddedilmiş, sözleşmenin geçerliliği kabul edilmiştir. ikinci kararda ise aynı sözleşme uyarınca, arsa sahibine bir daire verilmesi yazılı iken bunun iptâli ile iki dairenin davacı arsa sahibi adına tesciline karar verilmiştir. HUMK’nın 445/10. maddesinde düzenlenen “evvelki hüküm hilafında bir hüküm” tesis edilmiştir. Yargılamanın iadesi şartları gerçekleştiğinden davacının talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken red kararı verilmesi yasaya aykırı olmuş, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle yargılamanın iadesini isteyen ...’ın temyiz istemlerinin kabulüne, mahkeme kararının BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan (davalı) ...’a geri verilmesine, 09.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yargılama giderleri yönünden yapılan değerlendirmede ise 16.02.2015 tarihli sözleşmenin 30.1.2 maddesi uyarınca teminat mektubunun iadesi için yüklenici olan davacının SGK'dan "borcu yoktur" belgesi alması gerektiği halde davacının davadan önce sözleşmenin 30.1.2 maddesindeki yükümlülüğünü yerine getirdiğini iddia ve ispat edemediği, bu suretle teminat mektubunun iadesi yönünden davanın açılmasına haksız davranışı ile sebebiyet verdiği gerekçesiyle yargılama giderlerinden davacının sorumlu tutulması gerektiği" gerekçesiyle "Teminat mektubunun iadesi yönünden açılan davanın ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, Davacının yoksun kalınan karın tahsili ve zararının tazmini için açmış olduğu davanın ayrı ayrı REDDİNE," karar vermiştir....
in 23.12.2010 tarihinde işten ayrılması nazara alındığında davacının davalı tarafça talep edilen sayıda personel göndermediği, bu suretle sözleşmeye aykırı davrandığı, davalının sözleşmenin 7.2 maddesi gereğince ihtara gerek kalmaksızın fesih hakkı bulunduğu, davacı şirket tarafından gönderilen 11.01.2011 tarihli mail içeriğinden davalının feshinden haberdar olduğu, sözleşmenin en geç bu tarih itibariyle feshedilmiş sayılması gerektiği, davalının sözleşmenin 8.1. maddesi gereğince davacının sözlemeye aykırı davaranması halinde iş başkasına yaptırabilceğinin kabul edildiği, sözleşmenin 9. maddesi ile teminat olarak verilen çeklerin sözleşmenin sona ermesinden itibaren 3 yıl süre ile davalıda kalacağının düzenlendiği, sözleşmenin 11.01.2011 tarihinde feshedildiği dava tarihi itbariyle henüz 3 yılın dolmadığı anlaşıldığından davanın reddine..." karar verilmiştir....
Mahkemece, davalıya 28.11.2007 tarihinde tebliğ edilen 7.11.2007 tarihli ihtarname üzerine 60 gün içinde tüm borcun davalı tarafından ödendiği, davacının 14.05.2008 tarihli ihtarnameyle sözleşmenin 18,35 ve ilgili maddelerine dayanarak davacının mükerrer temerrüdü nedeniyle sözleşmeyi feshederek malın iadesi isteminde bulunduğu, ancak Finansal Kiralama Kanunu’nun 23.maddesi uyarınca davalıya 60 günlük süre verilmeden malın iadesi talebinde bulunulamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki banka teminat mektubunun iadesi vedepo edilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uyarınca işin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesine rağmen teminat mektubunun iade edilmediğini, müvekkilinin 2012 Ağustos ayı hak edişi ile 2012 yılı Eylül ayı hak edişinin ödenmediğini ileri sürerek teminat mektubunun iadesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000,00 TL hak ediş alacağının tahsilini talep ve dava etmiş, 19.11.2015 tarihli ıslah yoluyla alacağını 39.251,76 TL’ye artırmıştır. Davalı vekili, davacının sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediğini savunarak davanın reddini istemiştir....
Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı yanca davalıya çekilen 02.5.2008 tarihli ihtarların davalı yana tebliğ edilemeden iade edildiği, Tebligat Kanunu'nun 35/son maddesi yollamasıyla aynı maddenin 1.fıkrası hükmü uyarınca tebliğ prosedürünün tamamlanması gerekirken, davacı yanca bu hususun eksik bırakıldığı, bu nedenle malın iadesi talebinin yasal koşullarının oluşmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, finansal kiralamaya konu malların sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle iadesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan Finansal Kiralama Sözleşmesinin 15.4.maddesi “iş bu sözleşmede taraf olan kiracı ve müşterek borçlu müteselsil kefiller iş bu sözleşmede beyan ettikleri adreslerinin tebligat adresi olduğunu ve bu adreslere yapılacak her türlü tebligatın kendilerine yapılmış geçerli bir tebligat sayılacağını peşinen kabul ve taahhüt ederler” şeklindedir....
Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca verilen teminat mektubunun iadesi ile komisyon bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 12.4.1 maddesi “Taahhüdün, sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği ve Yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra, Sosyal Sigortalar Kurumundan alınan ilişiksiz belgesinin İdareye verilmesinin ardından kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların yarısı, garanti süresi dolduktan sonra kalanı, Yükleniciye iade edilecektir.” hükmünü içermektedir. Mahkemece, sözleşmenin 12.4.1 maddesindeki kesin teminat ve ek kesin teminatın geri verilme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de sadece sözleşme hükümleri değerlendirilmiş, 9. maddesinde sözleşmenin eki olduğu belirtilen belgeler tartışılıp değerlendirilmemiştir....