Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri eser ve satış vaadi sözleşmelerinden oluşan karma nitelikli akitlerden olup, satış vaadini (arsa payının devrini) de içerdiğinden, tek taraflı irade beyanı ile feshi mümkün değildir. Dairemizin kararlılık gösteren içtihatlarında bu tip sözleşmelerin tarafların iradelerinin birleşmesi halinde ya da haklı sebeplerin bulunması durumunda mahkemenin vereceği fesih kararı ile sona ereceği kabul edilmektedir. Dolayısıyla bu sözleşmelerden dönmek isteyen tarafın, eğer karşı taraf, dönmeyi kabul etmiyor ve karşı çıkıyorsa, hakimin kararına ihtiyacı vardır, yani mahkemede açacağı "sözleşmenin feshi" davası sonunda feshi (dönme) kararı ile sözleşmeden dönebilir....
Geçerli sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle davacı taşınmazın ifanın imkansız hale geldiği tarihteki rayiç değerini isteyebilir. Beykoz Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/179 esas 1996/177 karar sayılı ilamı ile davalıların açtığı sözleşmenin feshi davasının kabul edildiği, sözleşmenin feshedilerek kararın 7.7.1997 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla bu tarihte sözleşmenin ifası imkansız hale gelmiştir. Mahkemece taşınmaz üzerinde keşif yapılarak taşınmazın ifanın imkansız hale geldiği, sözleşmenin feshi davasının kesinleştiği tarih itibariyle satışa konu taşınmazın rayiç değeri bilirkişi marifetiyle belirlenip, davacının ödediği bedelin bu miktara oranlanarak belirlenecek miktarındavalıların kazanılmış hakkıda gözetilerek, davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
üzerine 21.12.2010 tarihinde sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek; sözleşmenin haksız feshi nedeniyle, sözleşme bedeli olan 589.000,00 USD'nin 13.10.2010 tarihinden işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte tahsiline ve 24.11.2009 tarihli 35.340,00 USD bedelli teminat mektubunun iadesine karar verilmesini istemiş, birleşen dosyada ise; teminat mektubu bedelinin paraya çevrildiği tarihten işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminat ile teminat mektubunun haksız olarak paraya çevrilmesi nedeniyle 10.000,00 TL manevi tazminatın avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin sona erme tarihinin 31.03.2010 tarihi olduğu, sözleşme süresi sona ermeden davalı şirketin keşide ettiği ihtarname ile sözleşmenin tek taraflı ve haklı bir nedene dayanmadan feshedildiği, davacının sözleşmenin 19. maddesi ile kararlaştırılan 15.000-USD cezai şart tazminatı talebinin haklı olduğu, 15.000-USD cezai şart bedelinin davalı şirketin ekonomik mahvına sebebiyet verecek ölçüde bulunmadığı, her ne kadar davacı tarafça sözleşmenin 19. md. uyarınca 7.500-USD, protokolün 9. md. uyarınca 7.500-USD cezai şart bedeli talep edilmiş ise de, her iki maddeye dayalı cezai şartın aynı nedenlere dayandığı anlaşılmakla ve sözleşmenin 19. md. ile cezai şart bedeli 15.000-USD olarak kararlaştırmakla, davacının cezai şart tazminatı talebinin, sözleşmenin 19. maddesindeki 15.000-USD üzerinden kabulüne karar verilmesi gerektiği, sözleşmenin 15. maddesi ile davalı bayiinin sözleşmenin...
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 14/05/2013 NUMARASI : 2011/521-2013/214 Taraflar arasındaki menfi tespit, sözleşmenin feshi ve tazminat davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Yüklenici, sözleşmenin bu yolla feshi halinde, sözleşmenin bittiği tarihe kadar kalan süre ücretin %25'ini talep edebilir. İşveren, bu ödemeyi peşinen kabul ve taahhüt ettiğini beyan eder." hükmünü içerdiği, sözleşmenin herhangi bir sebep göstermeksizin derhal feshi halinde dahi davacı yanın sözleşmenin bittiği tarihe kadar belirlenen kriterler çerçevesinde cezai şart talep edebileceğinin kararlaştırıldığı, Şayet belirli bir miktarda bedel ödeyerek sürekli borç ilişkisini sona erdirme hakkı kararlaştırılmışsa, TBK m.179/3'te belirtilen dönme cezası burada "fesih cezası" olarak uygulanacaktır (Borçlar Hukuku, Oğuzman/Öz, 2021, s.563)....
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalının ihtarının, fesih ihbarını içermediği, davacının hastaneden kendisinin ayrılmış olması sebebiyle sözleşmenin davalı tarafça feshedildiği yolundaki davacı iddiasının ve buna dayalı tazminat taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin “Sözleşmenin Süresi” başlıklı 8. maddesi, “İşbu sözleşme taraflarca imzalandığı tarihten itibaren 1 (bir) yıl geçerlidir. Sözleşmenin sona eriş tarihinden en az 3 (üç) ay önce taraflardan herhangi biri yazılı olarak feshi ihbarda bulunamaz ise sözleşme aynı şartlar ile 1 (bir) yıl yenilenmiş sayılır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/339 Esas sayılı dosyasında 28/02/2017 tarihli duruşmada 2 numaralı ara kararı ile davanın itirazın iptali ve sözleşmenin feshi talepli olarak açıldığı, bu durumda sözleşmenin feshi davasının ayrı bir esasa kaydedilmesi gerektiği gerekçesiyle, sözleşmenin feshi talebinin bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş ve gerekçeli tefrik kararı da oluşturularak, aynı mahkemenin 2017/165 Esas sayılı dosyası üzerinden sözleşmenin iptali talepli dava da yargılamaya devam olunmuştur. İlk derece mahkemesince; hukuki yarara ilişkin dava şartı yokluğundan dolayı davanın usulden reddine karar verilmiş ve bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; sözleşmenin süresinin 12. maddede imza tarihinden itibaren 5 yıl olarak belirlendiği, sözleşmenin 01/02/2017 tarihinde kendiliğinden sona erdiği, sözleşmenin feshi başlığı altında düzenlenen 15. maddenin b bendinde; bayinin ...'in feshi ihbarında tayin edeceği müddet içinde kendisine ariyet olarak verilmiş malzemeleri teslim aldığı gibi mükemmel bir şekilde ...'e iade ve teslim ile mükellef olduğu, teslimin gecikmesi halinde ...'in her türlü kanun yollarına başvuracağı gibi bayinin geciken her gün için ...'e cezai şart olarak 1.000-USD ödemeyi kabul ve taaahüt ettiğinin belirtildiği, sözleşmenin süre bitimi ile kendiliğinden sona erdiği, sözleşmenin bu maddesi sözleşmenin feshi halinde uygulanacak bir madde olduğu gibi, ayrıca ilgili maddede ...'...
Mahkemece davacıya verilen 3 aylık feshi ihbar süresinin yeterli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Belirsiz süreli, sürekli borç ilişkilerinde taraflar her biri kural olarak ... taraflı irade beyanıyla bu ilişkiyi sona erdirebilir. Sözleşmenin bu şekilde sona erdirilmesi her somut olayda sözleşmenin amacına uygun olacak şekilde belirlenmelidir. Davacı, otomobil satımı ve servis hizmeti vermekte olup, sözleşmenin feshi için verilecek ihbar süresi satıcının işletmesini başka biçimde değerlendirmesine olanak verecek uzunlukta olması gerekir. Tarafların durumu, anlaşmanın niteliği ve hacmi gözetilerek 3 aylık feshi ihbar süresinin yerinde olup olmadığı konusunda bilirkişi kurulundan rapor alınmalıdır. Mahkemece alınan iki bilirkişi raporunda feshi ihbar süreleri yönünden farklılık bulunduğundan yukarıdaki ilkeler ışığında davalının sözleşmeyi fesih için vermesi gereken makul süre tespit edilerek, varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir....