Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve bedelin iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince süresi içinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

    su deposunun taşması nedeniyle uğranılan zararların tespiti, sözleşmenin ihlali nedeniyle meydana gelmiş ve gelecek tüm maddi ve manevi zarar ziyanın tespiti ile tespit edilecek ve iadesi ve tazmini gereken tüm alacak miktarlarının ödenmesi gereken tarihten itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ayrıca Menderes 2....

      Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73/5. maddesinde tüketici davalarının tüketicinin yerleşim yerinin bağlı bulunduğu mahkemelerde de açılabileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı yer mahkemesi olan Giresun 1....

        Devlet Hastanesi ile sözleşme yapma fırsatını kaçırmış olmasından kaynaklı 60.000,00 TL maddi tazminat talebinin varsayıma ve tahmine dayalı kar mahrumiyeti olduğu, sözleşmenin davalı tarafından haksız feshi nedeniyle talep ettiği 75.000,00 TL maddi tazminat talebi yönünden ise bilirkişi raporu ile damga vergileri ve KİK payına ilişkin olarak 9.465,00 TL davacı zararı tespit edildiği gerekçesi ile bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, 8.276,58 TL bakiye hakediş alacağı için ... 1....

          Keza, hükme dayanak teşkil eden 28.07.2015 tarihli rapor ve 21.10.2015 tarihli ek raporda da söz konusu husus yeterince açıklığa kavuşturulmamıştır. Nitekim, davacı iş sahibi tarafından davalı yükleniciye ilk ödemenin gecikmeli de olsa yapıldığı cevap-karşı dava dilekçesinden anlaşılmaktadır. Bu kapsamda, mahkemece yapılacak iş yüklenicin hak ettiği iş bedeli ya da sözleşmenin feshi sebebiyle iadesi gereken iş bedelinin hesaplanmasında sözleşmenin imzalandığı 23.01.2012 tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK’nın 365. maddesi uyarınca konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle davalı tarafın yapmış olduğu işin tüm işe göre fiziki oranı kurulmak suretiyle belirlenmeli, bulunan fiziki oran sözleşme bedeli olan KDV dahil 76,700,00 TL'ye uygulanarak yüklenicinin hak ettiği iş bedeli ve buna bağlı olarak da iş sahibine iadesi gereken bedel bulunmalıdır....

            Tüm ihale dökümanlarında işin anahtar teslim götürü bedel olduğu açıkca yazmakta olup ihaleye katılan çok sayıda katılımcı bu hususu bilerek teklif sunmuştur. Davacı da 28.12.2012 tarihli belgede işi anahtar teslim götürü bedel üzerinden yapmayı açıkça kabul etmiş ve sözleşmeyi imzalamıştır. Davacı daha sonra süre uzatım için yapmış olduğu 18.07.2014 ve 01.10.2014 tarihli başvurularda da sözleşmenin anahtar teslim götürü bedel sözleşme olduğunu vurgulamıştır.Yani davacı sözleşmenin feshine kadar sözlemenin anahtar teslim götürü bedel üzerinden yapıldığını kabul ederek ve benimseyerek sözleşmeyi ifa etmiştir. Her ne kadar davalı idare uygulama projesi vermeyerek ilgililerden uygulama projesi yapmasını iştemiş ise de işin teknik bir iş olması, katılımcıların bu hususta uzmanlığı bulunması,tüm katılımcıların anahtar teslim götürü bedel üzerinden teklif vermesi nazara alındığında bu hususun sözleşmenin türünü değiştirmeyeceği açıktır....

              Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptalini ve icra takibinin devamını, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı nedeniyle davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir....

                Öte yandan, her ne kadar mahkemece makinenin ayıplı olmadığı kabul edilerek davacının sözleşmenin feshi ve tazminat isteminin reddine karar verildiği, Özel Dairenin kararında, davacının sair temyiz itirazları reddedilerek hükmün bu yönüyle onandığı, bu nedenle dava konusu makinenin ayıplı olmadığı hususunun kesinleştiği belirtilmiş ise de; mahkemece hükme esas alınan 17.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda makinedeki ayıp oranının %10 olduğu belirtilmiştir. 33. Eldeki davada davacının talebi öncelikli olarak sözleşmenin feshi ve uğradığı zararının tazmini istemine ilişkin olup, uyuşmazlığa konu makinenin %10 oranında ayıplı olması dikkate alınarak, Özel Dairece davacının sözleşmenin feshi talebi yerinde görülmemiş bu nedenle davacının sözleşmenin feshine ilişkin temyiz itirazları reddedilmiştir....

                  Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 12/03/2019 tarih ve 2018/49-2019/65 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davacı şirket ile davalı şirket arasında 04/09/2009 tarihinde Elektrik Dağıtım Şebekeleri YG Dağıtım Hatları ve Kilometrik bedelli YG Dağıtım Hatları Yapım Sözleşmesi yapıldığını, davalı şirketçe sözleşmenin devamı için tamamlanacak eksikliklerin tamamlanmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve sözleşme imzalanırken davacı şirket tarafından yatırılan teminat mektubunun iadesi istemi ile davada taraflar arasında imzalanan sözleşmenin feshine ve davacı şirket tarafından yatırılan teminat mektubunun müvekkili şirkete...

                    Hukuk Dairesinin 22.05.2017 tarihli ve 2017/455 E. 2017/468 K. sayılı kararı ile; taraflar arasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) hükümlerine göre taşınır alım satımı konusunda geçerli bir sözleşme kurulduğu, davacının sözleşme kapsamında davalıya 137.200TL peşinat ödediği, söz konusu peşinatın TBK’nın 177. maddesi gereğince bağlanma parası olduğu, gönderilen peşinatın TBK’nın 178. maddesinde belirtilen cayma parası olduğu iddia edilmediği gibi bu hususun ispat da edilemediği, TBK’nın 177. maddesinde, aksine sözleşme veya yerel adet olmadıkça, bağlanma parasının esas alacaktan düşüleceğinin belirtildiği, somut olayda satıma konu mal teslim edilmeden davacının sözleşmeden caydığı, uyuşmazlığın sözleşmenin feshi nedeniyle davacı tarafça ödenen bağlanma parasının iadesinin gerekip gerekmediği noktasında olduğu, Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere bağlanma parasının sözleşmenin feshi hâlinde iade edilmesi gerektiği, ancak karşı taraf sözleşmenin feshi nedeniyle zarara uğradığını...

                      UYAP Entegrasyonu