Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere, asıl ve ek bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında 07.12.2001 tarihinde bir yıl süreli imzalanan bayilik sözleşmesinin süresinden önce 12.09.2002 tarihinde davalı tarafından haksız olarak feshedildiği, davacının sözleşmesinin haksız feshinden dolayı müspet zararını talep edebileceği, sözleşmenin erken feshi nedeniyle davacının 945.20 TL gelir kaybı bulunduğu, davacının sözleşme dolayısıyla kiralamış olduğu iş yerinde boya, tamirat, elektrik tesisatı ve elektronik cihazlar nedeniyle masraflar yaptığı, bu konudaki toplam zararın 8.835.00 TL olduğu, davacının talep edebileceği maddi zararın toplam 9.780.20.TL olduğu,davacının maddi zarar ile ilgili olarak davalıyı daha önce temerrüde düşürmediği,davacının kira alacağı talebini yazılı olarak ispatlayamadığı, devir bedeli talebinin yerinde olmadığı, manevi tazminat isteminin koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz...
. - K A R A R - Davacı vekili, davacı ile davalı arasında yaklaşık 30 yıl boyunca devam eden bayilik ilişkisinin davalı tarafın tek taraflı ve haksız feshi ile feshedildiğini, davalının davacı tarafından uzun yıllardır verdiği yatırım ve emeğini yok saydığını, davalının haksız feshi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını belirterek 10.000 TL maddi 10.000 TL manevi tazminata karar verilmesini, 17/03/2016 tarihinde sunduğu ıslah dilekçesi ile davalıdan toplam 117.500,00 TL maddi tazminat talep ve dava etmiştir....
-TL cezai şart ve 50.000,00-TL rekabet ihlalinden dolayı maddi tazminat ve 10.000,00-TL manevi tazminatın tahsilini, haksız rekabetin tespitini, men' i ve ref' ini talep ve dava etmiştir....
tarihi olan 07/07/2011 tarihinden itibaren işletilecek reeskont faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, manevi tazminat talebi bakımından ise, davacının sözleşmenin haksız feshi nedeniyle TTK' da yazılı manevi tazminatlardan birine hak kazanamayacağı, genel düzenleme olan (mülga 818 sayılı Yasanın 49. maddesi) 6098 sayılı TBK'nın 58. maddesindeki şartların da oluşmadığı kanaatine varıldığından manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bunun yanında davacı taraf manevi tazminat isteminde de bulunmuş ise de, davacı tarafın bu yöndeki iddialarının soyut olduğu gibi davacı tarafça uğranıldığı ileri sürülen manevi zararın ispatlanamadığı, davacı tarafın ticari itibarı ve saygınlığını zedeleyici nitelik ve boyutta bulunmadığı, dolayısı ile manevi tazminat koşullarının gerçekleşmediği anlaşıldığından davacı tarafın manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir....
Taraflar tacir olup, imzalamış oldukları sözleşmenin 16/3 maddesine göre davalı herhangi bir gerekçe göstermeden üç ay önceden ihbarda bulunarak sözleşmeyi tek taraflı olarak tazminatsız fesh etme hakkına sahip olduğunun hükme bağlanmış olması, davalının, davacıya üç ay önceden noter kanalıyla ihbarda bulunarak üç ay süre vererek sözleşmesi fesh etmiş olması nedeniyle davacının haksız fesih nedeniyle davalıdan tazminat, kar kaybı ve menfi zararlarını isteyemeyeceği, taraf defterlerinde yapılan incelemede davacının davalıdan alacağının olmadığı tespit edilmiş olduğundan ve davalının haksız feshi söz konusu olmadığından manevi tazminat talep edilemeyeceğinden davacının maddi tazminat davasının reddine, davacının manevi tazminat davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle davacının maddi tazminat davasının reddine, davacının manevi tazminat davasının reddine, karar verilmiştir....
Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, sözleşme konusu cihazların imalat hatalı ve ayıplı oldukları, ayıbın niteliğine göre sözleşme bedelinin uygun bir oranda tenkis yapılmasını gerektirir nitelikte bir ayıp da olmadığından davacının bunları kabule zorlanamayacağı ve sözleşmenin feshi talebinin haklı olduğu, sözleşmenin feshi nedeniyle tarafların aldıklarını iade ile yükümlü oldukları, davadan önce temerrüdün gerçekleşmediği, manevi tazminatın koşullarının oluşmadığı, maddi zararın da ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile 6.303.02 TL.nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının maddi-manevi tazminatla ilgili fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, ayıplı oldukları anlaşılan davaya konu sıramatik sistemli elektronik yazıcılı cihazların (kioks) davacı tarafça davalıya iadesi ve teslimine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
A.Ş.nin 2003 yılına kadar sözleşme şartlarına uyduğunu, ancak adı geçen şirket tarafından 2004 yılında devre tatil hakkının kullanılacağı tesise alınmadığını ileri sürerek, uğramış olduğu maddi ve manevi zararlar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 8.000,00 YTL maddi, 10.000,00 YTL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline, sözleşme gereğince sahip olduğu hakların hükmen tesbiti ile sözleşme sonuna kadar tatil hakkının kullanımının sağlanmasına, bunun mümkün olmaması halinde ise sözleşmenin kalan süresi için bir ailenin bu standartlarda tatil maliyetinin tesbit edilerek davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 7.12.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile de, davalılardan kaynaklanan sebeplerle edimin ifası imkansız olduğundan sözleşmenin feshi ile 2004 yılı devre tatil hakkının kullandırılmamasından dolayı 8.390.00 YTL ve kalan yılların bedeli olarak da 61.177.00 YTL olmak üzere toplam 69.567.00 YTL maddi tazminat ve 5.000,00 YTL manevi tazminatın...
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/84 Esas KARAR NO : 2022/18 DAVA : Tecavüzün Önlenmesi, Maddi ve Manevi Tazminat DAVA TARİHİ : 20/05/2021 KARAR TARİHİ : 14/03/2022 Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan dosya incelemesi sonucunda; İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;---------- müvekkil şirket tarafından----gerçekleştirildiğini, ------ -----başladığını, uzun yıllar----- devam ettiğini, -------- geldiğini, sonrasında ---markalarının davacı adına --- ------ tescilli ---- bulunan -------- konusunda müvekkil şirket ile------ akdedildiğini, davalı yanın sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi, sözleşmeye aykırılıkları ve ----- ---- olduğu zararlar nedeni ile Müvekkili şirket tarafından, huzurda işbu sözleşmenin feshi ve maddi manevi tazminat davasının açılması açma zaruretinin hasıl olduğunu, tarafların sözleşmeyi imzalanmasından bu yana davalı tarafın, sözleşmeden...
Davacı fesih işleminin sözleşme hükümlerine uygun olmadığını belirtip, manevi tazminat ve kâr mahrumiyeti talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. İşin davacıya yaptırılmaktan vazgeçilen kısmı, taraflar arasındaki sözleşmenin 7.8 maddesine göre eksiltme yapma veya işin bir bölümünü yaptırmama hak ve yetkisi kapsamında kaldığı için davacının kâr mahrumiyetine ilişkin talebinin reddi gerektiği kabul edilmiştir. Davacının bir diğer talebi manevi tazminat istemine ilişkin olup, sözleşmenin feshi işleminin davacı şirketin kişilik haklarına saldırı oluşturacak eylem ve söz ileri sürülmeden yapıldığı, davacının kişilik haklarına saldırı olmadığı için manevi tazminat talep koşullarının da oluşmadığı kabul edilip, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur....