Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kaldırma ilamında özetle; "Gerek sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nun 126/4 ve gerekse 6098 sayılı TBK'nın 147/6. maddesine göre yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacaklar 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Taraflar arasındaki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından, olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresi 5 yıldır. Zamanaşımı süresi alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar. Eser sözleşmelerinde sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa iş bedeli alacağı eserin tamamlanıp teslim edildiği tarihte, sözleşmenin feshi halinde ise fesih iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla muaccel hale gelir....

    İfaya ekli cezai şart olumlu zarar niteliğinde olduğundan, kural olarak ve sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça, sözleşmenin feshi halinde talep edilemez. Ancak Yargıtay'ın yerleşik içtihatları gereğince sözleşmede feshedilemeyen süre varsa, bu süreden sonra sözleşmenin feshi halinde, feshedilmeyen süreyle sınırlı olarak ifaya ekli cezai şart talep edilebilir ( Yargıtay 15. HD, 15.05.2018,....)....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve tazminat hukukuna ilişkin davada ... Tüketici ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin iptali ve tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacının arsa sahibi, davalının yüklenici olduğu, aralarında noterde kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, inşaata başlanmaması nedeniyle sözleşmenin iptalinin istendiği, konut satışının söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Tüketici Mahkemesi özel bir mahkemedir ve görevleri 4077 Sayılı Yasadan kaynaklanır. Somut olayda; uyuşmazlığın 4077 Sayılı Yasa ile ilgisi olmayıp, B.K.'nun 355. maddesinde yer alan eser sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmakla, davanın genel hükümlere göre ... Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....

        Tamamlama İşini üstlendiği, yüklenici talebi ile 31.....2001 tarihinde geçici kabul komisyonunun oluşturulduğu, bu komisyonca 01.....2001 tarihinde eksik kusurların tespit edildiği, bu nedenle geçici kabulün yapılamadığı, muhtelif tarihli uyarılara rağmen eksik kusurların giderilmediği, daha sonra ....01.2004 tarihli olur ile sözleşmenin feshedildiği anlaşılmıştır. . Taraflar arasındaki sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 Sayılı BK'nın 106 ve 108. maddeleri hükmünce sözleşmeyi fesheden taraf kural olarak, menfi zararlarını isteyebilir. Menfi zarar, akdin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zarara ilişkindir. Sözleşmenin feshi halinde, sözleşme ortadan kalktığından sözleşmeye dayanılarak zarar istenemez. Bir başka anlatımla, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan müspet zarar fesih halinde talep edilemez. Eksik imalât bedeli akdin ifasına yönelik olumlu zarar niteliğindedir....

          Somut olayda, taraflar arasında eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davası bulunmakta olup, eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, alacaklı icra takibini davalı borçlunun yasal yerleşim yerinde (HMK 6.m.) ya da akdin ifa edildiği yer (HMK.10.m.) veya yetki sözleşmesi yapılmışsa o yer (HMK.17.m.) icra müdürlüklerinde yapabilir. Dosya kapsamından davalının ikametgahının Seyhan/Adana ve sözleşmenin ifa yerinin Yumurtalık/Adana olduğunun anlaşılmakta olup, ayrıca uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda para borçları ile ilgili TBK'nın 89. maddesi yollaması ile HMK'nın 10. maddesi gereğince alacaklının yerleşim yeri mahkemesinin yetkisinin kabul edilmemektedir. Bu nedenlerle, icra takibinin yapıldığı davacının ikametgahı olan İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü takipte yetkili olmadığından, yerel mahkemece davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi yerinde olmuştur....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/398 Esas KARAR NO : 2021/623 DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 01/09/2020 KARAR TARİHİ : 28/04/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı firma ile müvekkili firmanın --- tarihli eser sözleşmesi imzaladığını, davalı sözleşme gereği--- meydana getirmeyi taahhüt ettiğini, davacının da bunun karşılığında bir bedel ödeyeceğini taahhüt ettiğini, sözleşmede ifa ve edim zamanının kesin olarak belirlendiğini, davalının sözleşmeye aykırı olarak bir takım hususları eksik ve hatalı hazırladığını, müvekkilinin sözleşmede belirtilen sürelerde davalıya ödemelerini eksiksiz yaptığını, ancak davalının edimlerini herhangi geçerli bir neden ileri sürmeksizin taahhüt edilen edimlerin--- erdirdiğini, davalı yüklenicinin kendi kusuruyla temerrüde düştüğünü belirterek...

              Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi ve tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Yasa'nın 3/I bendi ile tüketici işlemi kapsamına eser sözleşmeleri de alınmışsa da, somut olayda olduğu gibi arsasına karşılık bağımsız bölüm alacak olan arsa sahibinin salt kişisel tüketim amacından söz edilemeyeceği, bu amacın tüketim ihtiyacını aştığı, Yasa'nın 3/k maddesindeki "tüketici" tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesini birlikte kapsayan karma bir sözleşmedir. Bu sözleşmede arsa sahibinin tek amacı kullanmak için konut ihtiyacını gidermek değildir. Başlıca amaçlarından birisi de arsasına değer katacak yapının inşaa edilmesidir. Bu durum, 6502 sayılı Yasada açıklanan tüketicinin amaçlarından farklıdır....

                Oysa, gerek mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 355 ve gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmeleri, niteliği itibariyle iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler olup, karşılıklı edimleri içerir. Bu nedenle, eser sözleşmelerinden kaynaklanan bir alacakta yetkili mahkemenin tayininde 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 73. ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesi hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Belirtilen nedenle eser sözleşmesinden kaynaklanan takip ve davalar, HMK'nın 6. maddesine göre davalının, davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde (genel yetkili mahkeme) açılabileceği gibi HMK'nın 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde (özel yetkili mahkemede) de açılabilir....

                  DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 29/01/2021 KARAR TARİHİ : 17/02/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/02/2021 Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından müvekkili olduğu şirket aleyhine Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/635 E. Sayılı dosyası ile açılmış bulunan sözleşmenin feshi ve tazminat konulu davaları bulunduğunu, usul ekonomisi açısından iş bu davanın Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/635 E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle; Davanın, Bursa 2....

                    Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdîdir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Eser yüklenicinin sermayesi, sanat ve becerisini kullanarak ./.. s.2 ... gerçekleştirdiği sonuçtur. İş sahibi ısmarladığı eserin belli nitelikler taşımasını, amacını karşılamasını arzu eder. Şayet ısmarlanan eser iş sahibinin beklentisini karşılamıyorsa sözleşmenin yararlar dengesi iş sahibi aleyhine bozulur. Bu bakımdan eser, fen ve sanat kurallarına uygun ve iş sahibinin amacını karşılar nitelikte imâl edilmelidir. Aksi halde eser ayıplıdır ve yüklenicinin ayıba karşı zararlı sonuçtan sorumluluğu ortaya çıkar. Bir tanımlama yapmak gerekirse; yüklenicinin ayıba karşı zararlı sonuçtan sorumluluk borcu, yüklenicinin eseri teslim borcunun tamamlayıcısı olarak, meydana getirdiği eserde ortaya çıkan ayıp ve eksiklikleri üstlenme borcudur....

                      UYAP Entegrasyonu