Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesine istinaden yapılan devir aşamasında yanlış ve eksik bilgi verildiği iddiasıyla uğranıldığı ileri sürülen zararların tazminine yönelik olarak açılmış alacak davasıdır. Taraflar arasında 31/01/2019 tarihinde pay devri sözleşmesi imzalandığı, payın davacıya teslim edildiği hususları çekişmesizdir. İhtilaf; davalının dava dışı şirketin aktif ve pasifine ilişkin davacıya eksik/ yanlış bilgi verip vermediği, bu nedenle davacının zararına sebep olup olmadığı, sebep oldu ise sorumlu olup olmadığı ve zarar miktarı noktalarında toplanmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 6.maddesine göre; "Devralan, İşletmenin fiili ve hukuki durumuna ilişkin durum tespiti incelemesi gerçekleştirmiş ve satışa engel hiçbir durumun olmadığını yaptığı teknik, fiziki, mali ve hukuki inceleme sonucunda kabul etmiştir....

    Buna göre, esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılması ve tarafların imzalarının noterce onaylanması şart olduğu gibi, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun da onayı şarttır. 6098 sayılı TBK’nın 13. maddesinde sözleşmelerde yasal şekil “Kanunda yazılı şekilde yapılması öngörülen bir sözleşmenin değiştirilmesinde de yazılı şekle uyulması zorunludur. Ancak sözleşme metniyle çelişmeyen tamamlayıcı yan hükümler bu kuralın dışındadır.” şeklinde düzenlenmiştir. 6098 Sayılı TBK'nın Önsözleşme başlığını taşıyan 29....

      Mahkemece, davacının da aralarında bulunduğu arsa sahipleri ile dava dışı .... arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, davacının daire farkı nedeniyle aracını davalı şirkete devrettiği, sözleşmenin ifa edilmediği, tarafların 08.05.2010 tarihli protokol ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini feshederek aldıklarını geri vermeyi kararlaştırdıklarından bedelsiz devredilen araç bedelinin sözleşmenin feshi nedeniyle iadesi gerektiği, gerçek kişi davalıların da sözleşme öncesi aşamada arsa sahiplerine güven telkin ederek ve yüklenici izlenimi vererek devri sağladıkları gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 19.000,00 TL'nin temerrüt faiziyle birlikte davalılardan tahsiline dair verilen karar, davalılar vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 13.10.2014 tarih ve 2014/2666 E., 6235 K. sayılı ilamıyla onanmıştır. Bu kez, davalılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

        Sözleşmede kararlaştırılan devir yasağına rağmen alacak temlik edilmiş ise yapılan devir nedeniyle alacağı devralan üçüncü kişi, borçluya başvuramaz. Bu durumda borçlu, alacağı devredene karşı akdî devir yasağı savunmasında bulunabilir. Diğer bir deyişle, devri caiz olmayan bir alacak hakkında yapılan temlik işlemi ilke olarak geçersiz olup, böyle bir devir sadece borçlu karşısında değil, temlik edenle temlik alan arasında da hüküm ve sonuç doğurmaz. Sözleşmede temlik yasağı bulunması ya da borçlunun rızasına bağlanmış olup, borçlunun rızasının bulunmaması hâlinde alacağın temliki borçluya karşı ileri sürülemez. Nitekim aynı hususlar, Hukuk Genel Kurulunun 03.06.2021 tarihli ve 2017/15- 427 E., 2021/685 K. sayılı emsal kararında da açıklanmıştır. 16.06.2016 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesinin 9. maddesinde sözleşmenin devri düzenlenmiştir....

        (YMM Grup) ile davalı arasında 15 adet aracın satışı için imzalanan sözleşmenin ifası amacıyla YMM Grup tarafından davalıdan kredi kullanıldığını, kredi verenin bu araçların YMM Grup tarafından müvekkiline devri için YMM Grup’un davalıya olan geçmiş tüm borçlarının müvekkilince ifasının istendiğini, 27.08.2018 tarihinde YMM Grup ile davacı arasında zikrolunan krediye bağlı alınan araçların tüm borcuyla beraber devri için muvafakat talebinin kabul edilip müvekkilinden ödeme talep edildiğini, ödeme talep ve bilgilendirme tablosundaki talimata uygun şekilde müvekkilinin 370.479,37 TL ve 13.665,00 euroyu ödediğini, toplam 8.497.981,33 TL tutarındaki 34 adet senedin de davacının yetkililerince imzalanıp davalıya teslim edildiğini, sözleşmenin devri müessesinin işletildiğini, bundan sonra davalının devir işleminden vazgeçip 19.09.2018 tarihli teslim tesellüm tutanağı ile sözleşme, senet vb. evrak asıllarını müvekkiline teslim ettiğini, davacının 29.08.2018 tarihli ödemeyi sözleşmenin devrinden...

          Davalı vekili, sözleşmenin konusu olan davacı şirketin hisse satış sözleşmesine dayalı olarak müvekkil İdare'ye karşı alacak davası açmasının mümkün olmadığını, davacının yaptığını iddia ettiği ödemelerden dolayı müvekkilinin hisse devir sözleşmesi kapsamında bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak reddini istemiştir. Mahkemece davacı şirketin %51 hissesinin özelleştirilmesine ilişkin yapılan sözleşmede, sözleşme tarihi itibariyle davacı şirketin sorumlu olacağı ecrimisil bedeli,...'...

            Mahkemece, 15.07.1998 tarihli sözleşmenin feshedilmemiş olması, bu aşamada tapu iptali tescil istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Arsa payı devri karşılığı yapılan inşaat sözleşmeleri, tarafların iradelerinin birleşmesi dışında, ancak mahkeme kararıyla feshedilebilir. Daire-mizin yerleşmiş uygulamasına göre, tapu iptali tescil istemi, sözleşmenin feshi istemini de içerir niteliktedir. Mahkemece bu durum gözden kaçırılarak arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedilmemiş olması nedeniyle, başka bir inceleme yapılmaksızın davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Dosyada bulunan 15,07.1998 tarihli arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmesini arsa sahibi olarak Mustafa ile M.Akif imzalamışlardır. Arsa sahibi M.Akif'in 27.09.2001 tarihinde sözleşmeden doğan tüm haklarını Mustafa'ya devretmesi sonucu Mustafa sözleşmenin tarafı konumuna gelmiştir....

              Sözleşmede iş bedeli 112604 ada 2 parselin devri şeklinde kararlaştırılmıştır. Her ne kadar sözleşmenin bu kısmı adi şekilde yapıldığından, diğer bir anlatımla bozma kararında da belirtildiği üzere TMK'nın 634 ve TBK'nın 237 ve Tapu Kanunu'nun 26. Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmamakla birlikte tapuda devir gerçekleştirildiği taktirde artık sözleşmenin geçersizliğinden bahsedilemez. Davalı taraf taşınmazın kendilerine devredilmediğini, dava dışı ...'e devredilerek mal kaçırıldığını savunmuşlarsa da, imzalanan sözleşmede iş bedeli karşılığı devredilecek taşınmaz nedeniyle teminat tapu devri yapılacağı da kararlaştırması bulunmaktadır....

                Mahkemece yapılan yargılama sonucunda "...Sözleşmenin devri, sözleşmeyi devralan ile devreden ve sözleşmede kalan taraf arasında yapılan ve devredenin bu sözleşmeden doğan taraf olması sıfatı ile birlikte bütün hak ve borçlarının devralana geçiren bir anlaşmadır (TBK'nın 205/1. maddesi). Sözleşmeyi devralan ile devreden arasında yapılan ve sözleşmede kalan diğer tarafça önceden verilen izne dayanan veya sonradan onaylanan anlaşma da sözleşmenin devri hükümlerine tabidir (TBK'nın 205/2. maddesi). Sözleşmenin devrinde taraflardan biri aynı kalmakta, diğer taraf ise tümüyle sözleşmeden çıkmakta, sözleşmeden doğan hak ve borçlar da tümüyle devralana geçmekte, muaccel hale gelen ve ifa edilmemiş edimleri de kapsayan bütünsel bir değişim meydana gelmektedir. Bu değişim hem geçmişe hemde geleceğe etkili olan külli bir değişimdir. Diğer bir ifadeyle, sözleşmenin devri halinde devralan asıl sözleşmenin tarafı konumuna geçer ve asıl sözleşmenin tüm hükümleri kendisini bağlayıcı hale gelir....

                Şekil olarak bedeli tam ödenmiş çıplak payın devri, payın devredildiğini içeren yazılı bir temlik beyanının devralana verilmesi ile söz konusu olur. Anonim ortaklık payı bünyesinde çeşitli alacak hakları bulundurmaktadır. İşbu alacak haklarının devredilmesi eğer pay senede bağlanmamışsa, ancak Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenen alacağın temliki vasıtasıyla gerçekleşebilir. Alacağın temliki de yazılı şekilde yapılır. Bedeli hiç ödenmemiş veya kısmen ödenmiş çıplak payın devrinin hukuki niteliği bedelinin tamamı ödenmiş çıplak payın devrinden faklıdır. Zira, bedelinin tamamı ödenmiş pay tali yükümleri bir yana bırakacak olursak, pay sahibi açısından herhangi bir malvarlıksal borç içermediğinden sahip olduğu alacak hakkı niteliğindeki haklarından ötürü devri alacağın temliki hükümlerine göre gerçekleşecektir. Oysa, bedeli tam olarak ödenmemiş pay için aynı şeyi söylemek mümkün değildir....

                UYAP Entegrasyonu