Menfi zarar kavramına ise ; sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edanın kabulü için yapılan masraflar, sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla (gönderilen şeyin kaybolması gibi) uğranılan zarar, sözleşmenin geçerliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zarar, başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zarar ve dava masraflarının gireceği kabul edilmektedir (Tandoğan, age., s. 427- 428): Dosya incelendiğinde; taraflar arasında 26.09.2017 tarihinde Elazığ İli, M2.bölge İlçesi Hozik Köyü, Tor Mevki 1042 parsel numarada kayıtlı susuz tarla vasıflı taşınmaz üzerine yapılacak bina işine ilişkin eser sözleşmesi akdedildiği, davacının işsahibi davalı tarafın yüklenici olduğu, işin süresinde yapılmaması nedeniyle sözleşmenin iş sahibi tarafından feshedildiği, iş bu dava ile davacı iş sahibi tarafından söz konusu sözleşmenin ifası için kullanılan kredi için bankaya ödenen masraf ve faizi...
Menfi zarar kavramına, sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edanın kabulü için yapılan masraflar, sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla (gönderilen şeyin kaybolması gibi) uğranılan zarar, sözleşmenin geçerliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zarar, başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zarar ve dava masrafları, noter masrafı, karar pulu, KİK payı, gerçekleştirilen imalat bedeli, personel gideri vb kalemler örnek olarak verilebilir. Somut olay incelendiğinde; mahkemece hükme esas alınan raporda müspet ve menfi zararın yukarıda açıklanan kurallar çerçevesinde incelenmediği anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de bozma ilamının gereği yerine getirilmeden, Yargıtay denetimine elverişli olmayan rapora göre hüküm kurulmuştur....
Öğretide ve uygulamada menfi zarar “ uyulacağına ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarar” olarak kabul edilmektedir. Sözleşmenin ifa edileceğine inanılarak başka bir sözleşme yapma fırsatının kaçırılması nedeniyle uğranılan zarar da, menfi zarar kapsamında değerlendirilmektedir. Dairemizin öteden beri sapma göstermeyen ve Hukuk Genel Kurulunca da benimsenmiş bulunan kararlarına göre, davacının menfi zararının saptanmasında, ilk ihaleye davalının dışında katılanların bulunması halinde, davalının teklifinden sonraki en iyi teklif ile, ikinci ihale fiyatı arasındaki fark esas alınmalı, şayet birinci ihalede davalıdan başka kimse ihaleye iştirak etmemiş veya davalıdan sonraki en iyi teklifin belirlenememesi halinde birinci ihale tarihindeki piyasa cari fiyatıyla ikinci ihale bedeli arasındaki fark ile bu bağlamda ve bu amaçla yapılmış olan tüm giderler esas alınmalıdır....
Bilirkişilerce menfi zararın yukarıda belirtilen şekilde tanımlanması ve buna bağlı olarak zarar hesabının belirtilen yöntemle yapılması Dairemizin yerleşik uygulamasına aykırıdır. Menfi zarar, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 17.01.1990 tarih 1989/13-392 Esas 1990/1 Karar sayılı ilâmında da açıklandığı gibi, uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi dolayısıyla ortaya çıkar. Sözleşmenin uygulanacağına güvenilerek yapılan ve sözleşmenin geçersizliği ya da ifa edilmemesi sonucu mal varlığını eksilten harcama ve giderler menfi zararları oluşturmaktadır. Bu kapsamda sözleşmenin taraflarının ifa olunmayan sözleşmeye güvenerek kaçırmış olduğu fırsattan kaynaklanan zararları da menfi zarardır....
Menfi zarar kavramına, sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edanın kabulü için yapılan masraflar, sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla (gönderilen şeyin kaybolması gibi) uğranılan zarar, sözleşmenin geçerliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zarar, başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zarar ve dava masrafları, noter masrafı, karar pulu, KİK payı, gerçekleştirilen imalat bedeli, personel gideri vb kalemler örnek olarak verilebilir. Bu tür bir zarar ayrımı, sözleşme sorumluluğunda söz konusu olmaktadır. Genel olarak menfi zarar; sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından, müspet zarar ise; ifa edilmemesinden doğan zararı ifade eder (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 8....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; -Yerel Mahkemenin gerekçeli kararı taraflara 22.11.2022 tarihinde tebliğ edilmiş olduğunu, karara karşı süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurduklarını, -Yerel Mahkeme tarafından esas numarası belirtilen dosya kapsamında yapılan yargılama neticesinde tarafça terditli olarak açılan tapu iptali ve tescil davanın sözleşmenin geriye etkili feshi, menfi zararın tazmini ve tapu iptali ve tescil taleplerinin reddini, dava konusu taşınmazın bedelinin iadesine karar verilmiş olup verilen kararın usule, yasaya ve yerleşik içtihatlara aykırı olması sebebiyle kaldırılarak bozulmasının gerektiğini, -Yerel Mahkemece verilen hükümde taraflar arasında yapılan sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle sözleşmenin geriye etkili olarak feshi talebinin ve davalı T9'ın taşınmazı iktisabında iyi niyetli üçüncü kişi olduğu gerekçesi ile tapu iptali ve tescil talebimizin reddine karar verilmiş ise de anılan karar yerleşik içtihatlara...
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı menfi zarar ve ecrimisil istemine ilişkindir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine dayalı menfi zarar talepleri sözleşmenin feshinin kesinleştiği tarihten itibaren TBK'nın 147. maddesinde eser sözleşmeleri için belirlenen 5 yıl sonunda zaman aşımına uğrar. Ecri misil ise haksız fiil tazminatı olduğu için haksız fiilin vuku bulduğu yani ecri misilin işlediği tarihten itibaren 5 yıl içinde talep edilmelidir. Somut olayda davacı arsa sahibinin menfi zarar istemi yönünden, zamanaşımı süresinin sözleşmenin feshine ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarih olan 18.11.2009 tarihi itibariyle işlemeye başlayacağı, ecri misil isteminin haksız fiil kapsamında kaldığı hususları dikkate alınmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru olmamıştır....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, feshi talep edilen sözleşmenin taraflarının arsa sahibi ... ve yüklenici ... olduğu, davalı anonim şirketin tam olarak unvanının yazılmadığı ve davalı şirket adına ve davalı şirketi temsilen sözleşmenin ... tarafından düzenlenip imzalandığının açıkça yazılı olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davalı şirket aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, arsa payı karşlığı inşaat sözleşmesinin feshi ve menfi zarar tazmini istemine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde feshi istenen sözleşmenin arsa sahibi ... ile yüklenici ... ... arasında imzalandığı, davanın ... Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve ... davalı gösterilerek açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece ... San. Tic. A.Ş.'nin ticaret sicil kaydı getirtilerek, kuruluşu ve şahıs firmasını devralıp devralmadığı araştırılmadan ve sözleşmeyi şahıs firması adına imzalayan ...'...
Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşme hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Tandoğan, age., s. 427). Bu husus Borçlar Kanununun 108. Maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır: burada alacaklının sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır. Bu tür bir zarar ayrımı, sözleşme sorumluluğunda söz konusu olmaktadır. Genel olarak menfi zarar; sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından, müspet zarar ise; ifa edilmemesinden doğan zararı ifade eder (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 8. Baskı, s.482). Menfi zarar, sözleşmenin feshi halinde istenebilir. Sözleşmenin feshi halinde müspet zarar istenemez. Bunun sonucu olarak, aynı davada hem menfi zarar hem de müspet zarar talep edilemez....
Davacının tüm dosya kapsamında sunulan belgelerden ve mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarından ve bozma sonrası heyetten alınan rapordan da anlaşılacağı üzere; Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin haksız feshi sonucu uğranılan kâr kaybı, müspet ve menfi zararın tazmini ile imalat bedelinin tahsili, karşı dava ise ayıplı eser nedeniyle uğranılan zarar ve gecikme tazminatının tahsili istemidir.Davacı vekili, dava dilekçesinde eser sözleşmesine dayanarak sözleşmenin feshi nedeniyle imalat bedeli, menfi ve müspet zarar talebinde bulunmuştur....