göre sözleşmenin feshi talebinin yerinde olmadığı, manevi tazminat talebine ilişkin uyuşmazlığın davacı şirket ve davalı şirket tüzel kişileri arasında gerçekleşmediği, taraf ticari defter ve kayıtlarına ve tüm delil durumuna göre tanıkların dinlenmesine gerek olmadığı, haklılık durumu ve alacak miktarının likit olmamasına göre icra inkar ve kötü niyet tazminat taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir....
takibinin .4.913,24-TL asıl alacak üzerinden talepnamedeki koşullar ile birlikte devamına, ayrıca alacak likit ve yasal şartlar oluşmakla asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına da hükmolunarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Davacı tarafça, yargılama aşamasında sunulan dilekçelerde ve temyiz dilekçesinde, sözleşme ile edinilen menfaatler açısından nispetsizliğin arsa sahipleri arasında olduğu, davalı diğer arsa sahibinin, kendisine düşen taşınmazlara göre daha değerli olan taşınmazları aldığı, davanın ihbar edildiği sözleşmenin karşı tarafı olan yüklenici yönünden bir nispetsizlik bulunmadığı belirtilerek sözleşmenin iptali istenmiştir....
yetkisine ve takibe konu borca itiraz ettiğini, takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle davalı şirketin icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali Uyuşmazlık, Uydu Servis Sözleşmesi"nden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Sözleşmenin konusu esas itibariyle davalı firmaya uydu üzerinden yayın hizmeti verilmesine ilişkindir. Mahkemenin kabulü ve nitelendirmesi de böyledir. Uyuşmazlığın açıklanan bu niteliğine göre hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na ait olup, ilgisi nedeniyle dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na gönderilmesine, 04.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olaya bakılacak olursa, davalı tarafından, ... bu davada iptali istenilen satış vaadi sözleşmesine dayanılarak ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/223 esas sayılı dosyası üzerinden alacak davası açıldığı anlaşılmaktadır. Davacının, bu davada ileri sürmüş olduğu hususları ve sözleşmenin hata ve hile nedeniyle iptali istemini, kendisine karşı aynı sözleşmeye dayanılarak açılmış olan alacak davasında ileri sürebilmesi mümkün olduğundan, bu konuda ayrı bir dava açmasında hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın, hukuki yarara ilişkin dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerekirken, işin esası incelenerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili, bahsi geçen sözleşmenin davacı ile değil, ...ile imzalandığını, bu bakımdan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının, taraflar arasında imzalanan 03.01.2009 tarihli sözleşmeler kapsamında üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği ve ücrete hak kazandığı, davacının işletme sorumluluğu işinden dolayı iki adet faturaya dayalı olarak 6.230,40 TL asıl alacak olmak üzere fer'ileriyle birlikte toplam 6.898.40 TL alacağı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile itirazın iptaline, 6.898,40 TL üzerinden takibin devamına, asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2020/444 Esas KARAR NO:2021/464 DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 31/08/2020 KARAR TARİHİ: 01/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu 31.08.2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 09/10/2016 başlangıç tarihli Miktarlı - Gazlı ve Gazsız Ürün Direkt Satış Noktası Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme ile birlikte davalıya pazarlama payı katılım bedeli ödendiğini, ancak davalının sözleşmede öngörülen yükümlülüklere aykırı davranması durumunda bu tutarın kalan kısmının KDV si ile birlikte iade edileceğinin kararlaştırıldığını, davalının sözleşmedeki yükümlülüklerine aykırı davranması nedeniyle müvekkili tarafından dava ve icra konusu sözleşmenin fesih edildiğini, kıstelyevm usulüne göre pazarlama faaliyeti katılım bedeli ve iskontolu ürün alacağının...
Ayrıca, işbu sözleşmenin imzalanması ile ...’ın dosyalarda hiçbir işlem yapmayacağını, bu nedenle itirazın iptali davası açılması, satış talep edilmesi vs. için gereken sürelerin dolması dahil olmak üzere hiçbir usulü eksiklik nedeniyle ...’ı sorumlu tutmayacağını, işlem yapılmamasını kendisinin talep ettiğini kabul beyan ve taahhüt eder.”Sözleşmenin 3.5. maddesi "işbu sözleşmenin 3.4. maddesinden belirtilen temlik sözleşmesi nedeniyle doğacak harç ve masraflar taraflarca eşit olarak ödenecektir . 3.6. maddesi "... temlik edilen alacak için tahsilat garantisi vermemekte olup, temlik sözleşmelerinin yapıldığı andan itibaren ..., temlik aldığı alacaklar nedeniyle hiçbir şekilde ...'dan talepte bulunmayacağını, takip ve tahsilattan tamamen kendisinin sorumlu olduğunu kabul, beyan ve taahhüt eder. " şeklinde düzenlemeler bulunmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında Ankara 17. Asliye Ticaret Mahkemesi ve Ankara 8. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Asliye Ticaret Mahkemesince, uyuşmazlığın temelinde kira sözleşmesi bulunduğu, HMK'nın 4/a maddesi gereğince kira ilişkisinden doğan alacak davalarında Sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin kira sözleşmesi niteliğinde olmadığı, TTK 4/f ve TTK m.5 gereğince ticaret mahkemesi görevli olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....