KARAR Davacı, emlak komisyoncusu olduğunu, 395.000.00.TL bedelli gayrımenkul satışı için satıcı davalı ile dava dışı alıcı ...' ı anlaştırıp 12.06.2010 tarihli emlak satış sözleşmesini imzalattığını, sözleşmenin 5. maddesine göre, taraflardan herhangi biri bu anlaşmadan vazgeçmesi halinde kendisine hakkı olan %6 + KDV hizmet bedeli ile birlikte 20.000.00.TL tazminat ödeyeceğini, davalının hiçbir gerekçe göstermeksizin 17.06.2010 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini ve satıştan vazgeçtiğini buna göre davalının kendisine 47.960.00.TL ödemesi gerekirken ödememesi üzerine yaptığı icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir....
Asıl ve birleşen dava arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanmış olup, asıl dava sözleşmenin feshi, yüklenici tarafından arsa sahibi aleyhine açılıp birleşen dava sözleşmenin aynen ifası, yapı ruhsatı alınması için yetki verilmesi, tapu iptali ve tescil ile gecikme tazminatı ve dairelerin zamanında satılamaması nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay bozmasından sonra, sözleşmenin feshine ilişkin asıl davanın tefrik edilerek mahkemenin ayrı bir esasına kaydedilip yargılamanın yürütülmesi nedeniyle birleşen dava, asıl dava haline gelmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak, sözleşmenin feshi, tapu iptali ve tescil davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
sözleşmenin hiçbir maddesinde yer almadığını, davalı ... şirketi tarafından hiçbir hukuki dayanağı bulunmaksızın gerçekleştirilen sözleşmenin feshi sebebi ile müvekkilinin şirketin maddi manevi büyük zarara uğradığını, müvekkili şirketin uğramış olduğu zararlar dolayısıyla 10.000 TL manevi tazminat ve 15.000 TL maddi tazminat tutarına, sözleşmenin feshi tarihinden itibaren uygulanacak ticari faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.11.2001, 18.11.2000, 19.08.2001, 14.12.2000 gününde verilen dilekçeler ile açılarak birleştirilen davalar ile tapu iptali tescil, sözleşmenin feshi ve olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; tapu iptali tescil isteğinin reddine tazminat isteğinin kabulüne dair verilen 19.03.2007 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 01.04.2008 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar ..... ..... vekili Av.... davacı ... vekili Av. ... ile karşı taraftan davalılar A. ..... vd. vekilleri Av. ... ve Av. ... ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 19.06.2012 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ya da tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın tapu iptali ve tescil talebi yönünden reddine, tazminat talebi yönünden kısmen kabulüne dair verilen 30.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunarak davanın esastan da reddini savunmuştur....
Davalı vekili 08/05/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacılar vekilinin tapu iptali talebinde bulunduğunu ancak hukuki bir dayanak göstermediğini, davanın tapu iptali yönünden yanlış davalıya yöneltildiğini, tazminat yönünden ise derdest bir dava bulunduğunu, davacıların hem tapu iptalini talep edip hem de sözleşmenin olması gerektiği gibi yerine getirilmemesinden kaynaklanan müspet zararı talep etmesinin mümkün olmadığını, bu seçimlik haklardan sadece birinin tercih edilebileceğini belirtip bu sebeplerle davanın reddini, masraf ve ücretin taraflarının lehine hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davacılar vekili 18/07/2018 tarihli beyan dilekçesinde özetle; davalının sözleşme düzenlemesine rağmen sözleşmenin şartlarını yerine getirmediğini, bu nedenle taraf olarak davalının gösterildiğini beyan etmiştir....
Taraflar arasında imzalanan Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesinin 8. maddesinde sözleşmenin geçerlilik süresinin 31.03.2006 tarihinden itibaren bir yıl olduğu, sözleşme süre bitimine bir ay kala iptali konusunda taraflardan biri tarafından yazılı bir talep yapılmadığı takdirde otomatik olarak bir yıl süre ile uzatılacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin iptali konusunda talep ileri sürülmemiştir. Sözleşmenin bitim tarihinden sonraki ayların hizmet bedelinin bir kısmının davalı tarafından ödenmiş olması da sözleşmenin uzatıldığı anlamına gelir. Bu durumda ispat külfetinin davalıda olduğu gözden kaçırılarak eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı, davacının feshin iptali isteminin kabul edilmesi tazminat hakkı kazandırmayacağını, akdin feshedilmesinde kusurları bulunmadığını, kurum mensubunun davacı tarafından fatura edilen ilaçları almadığını bildirdiği ve aynı mensup için iki karne ile işlem yapıldığı için akdin feshedildiğini, keyfi fesih işlemi bulunmadığından ve bu konuda ceza davası da açıldığından fahiş tazminat talebinin reddine karar verilmesini dilemiştir....
Genel Müdürlüğü aleyhine tazminat davası açtığını, davalıların ferağa yanaşmadıklarını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde satış vaadi sözleşmesine konu olan taşınmazlar için kamulaştırmasız elatma nedeniyle açılan tazminat davası sonunda hükmedilen bedellerin tazminat olarak davalılardan alınarak faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, dedelerinden intikal eden taşınmazların gölün altında kaldığını, para etmediğini, çok düşük bir fiyata satın alındığını, karşı dava açacaklarını, davanın reddini savunmuşlardır....