"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin ve senetlerin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 1.Tüketici ve ... 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 1. Tüketici Mahkemesi ve ... 3....
Davacı vekili ön inceleme duruşmasından önce 12/04/2018 havale tarihli dilekçesi ile tapu iptal ve tescil talebinden vazgeçtiklerini belirterek taraflar arasında imzalanan 09/06/2017 tarihli sözleşmeden dönme beyanı nedeniyle müvekkilinden herhangi bir bedel cezai şart talep edilmeksizin iptaline müvekkili tarafından davalıya ödenen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 25/10/2018 tarihli ilk celsede İDM'ce davanın "Davanın gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynalı olarak açılmış olan fesih alacak davası olduğu, uyuşmazlığın sözleşmenin geçerli oluş olmadığı, sözleşme kapsamında verilenlerin iadesining erekip gerekmediği, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığı, hususuna ilişkin olduğu tespit edildi. " şeklinde nitelendirmesinin yapıldığı anlaşılmaktadır....
Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73/5. maddesinde tüketici davalarının tüketicinin yerleşim yerinin bağlı bulunduğu mahkemelerde de açılabileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, dava devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi, verilenlerin iadesi ve tapu iptali istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, dava konusu taşınmazın bulunduğu yer olan Yalova 4. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Adalet Bakanlığı'nın 04/10/2021 tarihli yazısında; hükmün tamamlanmasına dair 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 305/A maddesi yerine ilk hüküm kurulurken unutulan bedelin iadesine dair hükmün tashih kararı ile hükme eklenmesinin ve sözleşmeden cayarak ödediği bedeli iade alan davacıya verildiği davacının kendi beyanı ile sabit olan bir adet eğitim kitabının davalıya iadesi yönünde hükmün tamamlanması talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir. Dava, taraflar arasında imzalanan internet üzerinden Tus eğitim derslerinin sunulmasına ilişkin sözleşmenin ayıplı olmasından kaynaklı olarak bedel iadesi talebinin Tüketici Hakem Heyetince reddedilmesine dair Tüketici Hakem Heyeti kararının iptali istemine ilişkindir....
İstinaf sebeplerinin değerlendirilmesi, Kafe devir sözleşmesinin feshi ile verilenin iadesi, bakiye bedel için düzenlenen bonolar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, bedelsiz olmaları nedeniyle iadesi istemine ilişkin eldeki davada; Davalı, davacının ruhsat olmadığını bildiğini savunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.Davacı yan, sözleşmenin esaslı unsurunda hataya düşürüldüğünü ileri sürerek akdin feshini talep etmektedir. Devir protokolünün 7. maddesinde işletme ruhsatının devreden adına olduğunun açıkça yazıldığı anlaşılmıştır. Bir ticarethanenin faaliyeti için çalışma izni -ruhsatının bulunması asıldır. Bu açık tekeffül sebebi ile ruhsatın varlığını araştırmak davacıya yüklenemez....
Kaporanın da peşinat olmayıp sözleşmeden dönülmesi halinde iadesi gereken bir bedel olduğu, bu bedelin de davalıya teslim edildiği böylece sözleşmeden cayılmakla kaporanın iadesi gerekmekte olup sözleşmenin tarafı olan davalı şirketin bu kaporayı uhdesinde tutarak sözleşmenin kurulması veya kurulmamasına göre ilgili tarafa iadesi gerekmektedir. Özellikle pey akçesinin davalı simsara ödenmiş olmasına, davalı simsar ile kira sözleşmesine yönelik simsarlık sözleşmesi yapıldığına ve yine kira sözleşmesi yapıldığına ilişkin de her hangi bir sözleşme dosya kapsamında bulunmadığı, pey akçesinin davalı yanca alındığının davalı yanın kabulünde olduğundan, bu durumda aldığı pey akçesini da geri vermekle yükümlü olduğu kanaatiyle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıda şekilde hüküm kurulmuştur....
Uyuşmazlık Uyuşmazlık, devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi, verilenlerin iadesi istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/409 E. sayılı dosyasıyla açılan davanın feshin iptali olmayıp feshin haksız olduğunun tespiti ile tazminat isteğine ilişkin olduğu, neticede mahkemece 29.05.2013 tarihinde feshin haklı olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla gerek sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi ve gerekse de davacının fesih talep etmekle menfi zararını isteyebileceği, yukarıda ifade edildiği üzere menfi zararın, alacaklının sözleşme yapılmasaydı uğramayacağı fiili zararlar ile yoksun kaldığı kârı kapsadığı, bunun da sözleşme kapsamında ödenen bedel ile taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli ile ödenen bedel arasındaki fark olduğu, Belediyenin sorumluluğunun güven sorumluluğu olduğu, TBK.m.51 uyarınca somut olayın özelliği ve hakkaniyet gereği belediyenin kusuru daha hafif olduğundan belediyenin sadece sözleşme kapsamında ödenen bedel yönünden sorumlu tutulması gerektiği, zarar yönünden yüklenici firmanın kusurlu olduğu dikkate alınarak zarardan sadece...
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/409 E. sayılı dosyasıyla açılan davanın feshin iptali olmayıp feshin haksız olduğunun tespiti ile tazminat isteğine ilişkin olduğu, neticede mahkemece 29.05.2013 tarihinde feshin haklı olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla gerek sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi ve gerekse de davacının fesih talep etmekle menfi zararını isteyebileceği, yukarıda ifade edildiği üzere menfi zararın, alacaklının sözleşme yapılmasaydı uğramayacağı fiili zararlar ile yoksun kaldığı kârı kapsadığı, bunun da sözleşme kapsamında ödenen bedel ile taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli ile ödenen bedel arasındaki fark olduğu, Belediyenin sorumluluğunun güven sorumluluğu olduğu, TBK.m.51 uyarınca somut olayın özelliği ve hakkaniyet gereği belediyenin kusuru daha hafif olduğundan belediyenin sadece sözleşme kapsamında ödenen bedel yönünden sorumlu tutulması gerektiği, zarar yönünden yüklenici firmanın kusurlu olduğu dikkate alınarak zarardan sadece...