Somut olayda, dava devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi, verilenlerin iadesi ve tapu iptali istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, dava konusu taşınmazın bulunduğu yer olan Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 30/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada Kocaeli 1. Tüketici ve Yalova 4....
İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazların iptali ile takibin devamını ve %20'den aşağı olmamak üzere üzere inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davacı şirkete, Beyoğlu ... Noterliğince 24/03/2016 tarih ... yevmyie numaralı ihtarname ile "taraflar arasındaki sözleşmenin 30/06/2016 tarihinde yenilenmeyeceği ve haksız olarak alınmış tutarların iadesi"nin ihtar edildiğini, bu ihtarnamenin 25/03/2016 tarihinde davacı şirketin daimi çalışanına tebliğ edildiğini, davacı şirket tarafından haksız kesilen ücret kalemlerinin iadesi için İstanbul ... İcra Dairesinin ... esas sayılı icra takibi yapıldığını davacı şirketin itirazı üzerine de İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/501 esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığını, davacı tarafından müvekkili şirketin çalışanlarından olan ...'...
etmemek kaydıyla; bir hespalama yapılacaksa dahi davacı tarafça yapılan konaklamaların hesaplanacak toplam bedelden indirilmesi gerektiğini, yerel mahkeme kararında sözleşmenin geçersizliğinden bahisle sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanacağını belirtse de hakkaniyete aykırı şekilde güncel bedel iadesi hesaplaması yapılarak bir hüküm tesis edildiğini, davacının talepleri zamanaşımına uğradığını, (Yargıtay 23....
olduğunun tespiti ile ödediği bedeli iadesi ve söz konusu sözleşme nedeniyle verilen senetlerden kaynaklı olarak da borçlu olmadığının tespitini isteyebileceği anlaşılmaktadır....
Açıklanan nedenlerle, davacının cayma süresinin henüz başlamadığı, davalının sözleşme uyarınca edimini yerine getirmediği, bu nedenle davanın kabulüne ve sözleşmenin feshine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilmiştir. Ancak mahkemenin sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle davalının tüketiciye devrettiği tapunun da iadesine yönelik hüküm kurması gerekirken bu yönde hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır. Sözleşmenin feshi yanında davacı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı adına tescili de talep edilmemiş olsa bile, sözleşmenin feshinin bir sonucu olarak ilk derece mahkemesince sözleşmenin feshine karar verildikten sonra dava konusu gayrimenkulun tapu kaydı hususunda da bir karar verilmesi gerekmektedir....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/409 e. sayılı dosyasıyla açılan davanın feshin iptali olmayıp feshin haksız olduğunun tespiti ile tazminat isteğine ilişkin olduğu, neticede mahkemece 29.05.2013 tarihinde feshin haklı olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla gerek sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi ve gerekse de davacının fesih talep etmekle menfi zararını isteyebileceği, yukarıda ifade edildiği üzere menfi zararın, alacaklının sözleşme yapılmasaydı uğramayacağı fiili zararlar ile yoksun kaldığı kârı kapsadığı, bunun da sözleşme kapsamında ödenen bedel ile taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli ile ödenen bedel arasındaki fark olduğu, Belediyenin sorumluluğunun güven sorumluluğu olduğu, TBK.m.51 uyarınca somut olayın özelliği ve hakkaniyet gereği belediyenin kusuru daha hafif olduğundan belediyenin sadece sözleşme kapsamında ödenen bedel yönünden sorumlu tutulması gerektiği, zarar yönünden yüklenici firmanın kusurlu olduğu dikkate alınarak zarardan sadece...
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/409 E. sayılı dosyasıyla açılan davanın feshin iptali olmayıp feshin haksız olduğunun tespiti ile tazminat isteğine ilişkin olduğu, neticede mahkemece 29.05.2013 tarihinde feshin haklı olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla gerek sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi ve gerekse de davacının fesih talep etmekle menfi zararını isteyebileceği, yukarıda ifade edildiği üzere menfi zararın, alacaklının sözleşme yapılmasaydı uğramayacağı fiili zararlar ile yoksun kaldığı kârı kapsadığı, bunun da sözleşme kapsamında ödenen bedel ile taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli ile ödenen bedel arasındaki fark olduğu, Belediyenin sorumluluğunun güven sorumluluğu olduğu, TBK.m.51 uyarınca somut olayın özelliği ve hakkaniyet gereği belediyenin kusuru daha hafif olduğundan belediyenin sadece sözleşme kapsamında ödenen bedel yönünden sorumlu tutulması gerektiği, zarar yönünden yüklenici firmanın kusurlu olduğu dikkate alınarak zarardan sadece...
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/409 E. sayılı dosyasıyla açılan davanın feshin iptali olmayıp feshin haksız olduğunun tespiti ile tazminat isteğine ilişkin olduğu, neticede mahkemece 29.05.2013 tarihinde feshin haklı olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla gerek sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi ve gerekse de davacının fesih talep etmekle menfi zararını isteyebileceği, yukarıda ifade edildiği üzere menfi zararın, alacaklının sözleşme yapılmasaydı uğramayacağı fiili zararlar ile yoksun kaldığı kârı kapsadığı, bunun da sözleşme kapsamında ödenen bedel ile taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli ile ödenen bedel arasındaki fark olduğu, Belediyenin sorumluluğunun güven sorumluluğu olduğu, TBK.m.51 uyarınca somut olayın özelliği ve hakkaniyet gereği belediyenin kusuru daha hafif olduğundan belediyenin sadece sözleşme kapsamında ödenen bedel yönünden sorumlu tutulması gerektiği, zarar yönünden yüklenici firmanın kusurlu olduğu dikkate alınarak zarardan sadece...
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/409 E. sayılı dosyasıyla açılan davanın feshin iptali olmayıp feshin haksız olduğunun tespiti ile tazminat isteğine ilişkin olduğu, neticede mahkemece 29.05.2013 tarihinde feshin haklı olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla gerek sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi ve gerekse de davacının fesih talep etmekle menfi zararını isteyebileceği, yukarıda ifade edildiği üzere menfi zararın, alacaklının sözleşme yapılmasaydı uğramayacağı fiili zararlar ile yoksun kaldığı kârı kapsadığı, bunun da sözleşme kapsamında ödenen bedel ile taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli ile ödenen bedel arasındaki fark olduğu, Belediyenin sorumluluğunun güven sorumluluğu olduğu, TBK.m.51 uyarınca somut olayın özelliği ve hakkaniyet gereği belediyenin kusuru daha hafif olduğundan belediyenin sadece sözleşme kapsamında ödenen bedel yönünden sorumlu tutulması gerektiği, zarar yönünden yüklenici firmanın kusurlu olduğu dikkate alınarak zarardan sadece...