Projesi kapsamında yapılmakta olan anahtar teslim 448 konutun imalatı işinde davacı alt yüklenicinin projenin sosyal tesislerinde, otopark ile ısıtma merkezlerinde, çatı ve cephe kaplamaları ile ince iş imalatlarının yapılması işlerini yüklendiği, davacı alt yüklenici tarafından davalı asıl yükleniciye 78.718,60 TL tutarında nakdi teminat verildiği, bu teminatın iadesine ilişkin sözleşmenin 11, 11.1 vd. maddelerinde hükümler bulunduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; davacı alt yüklenici, davalı ise asıl yüklenicidir. Davalı asıl yüklenici ile dava dışı ..A.Ş. arasında ... Projesi ile ilgili sözleşme imzalandığı ve bu sözleşme kapsamında yapılacak olan sosyal tesisler, otopark ile ısıtma merkezlerinin çatı ve cephe kaplamaları ile ince iş imalatlarının davacı alt yüklenici tarafından yerine getirilmesi yönünde davalı asıl yüklenici ile 16.03.2012 tarihli uzman ekip ana sözleşmesi imzalandığı anlaşılmaktadır....
İSTİNAF SEBEBİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmenin hatalı olarak nitelendirildiğini, sözleşmenin bir devre mülk sözleşmesi değil hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olduğunu, tapu devrinin bir ifa olup sözleşmeyi geçerli hale getirdiğini, sözleşme ve tapu devrinden 3 yıl sonra dava açılmış olmasının iyiniyet ile bağdaşmadığını, davalı tarafın edimlerini yerine getirmediğini, davacının SMS ile tatil hakkını kullanmak üzere davet edildiğini, ödeme hususuna itiraz ettiklerini, keşif yapılmadan karar verildiğini ve avans faizi istenemeyeceğini beyanla istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE : Davacı, taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesi gereğince cayma hakkına dayalı olarak sözleşmenin iptali ile sözleşme gereğince ödenen bedelin iadesi ve menfi tespit talebinde bulunmuştur....
Şti. vekili, davalı iki şirket arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Birleşen davada davalı ... vekili, üçüncü kişinin iyiniyetli kazanımının korunması gerektiğini savunarak, birleşen davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince, bağımsız bölümlerin devredildiği şahısların dava konusu taşınmazları bedel ödeyerek satın aldıkları, muvazaalı olarak edindiklerinin davacı tarafça ispat edilemediği, davacının tapu iptali ve tescile ilişkin talebinin reddi gerektiği, terditli olarak açılan ve ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi talebi bakımından ise davalı ... Şirketinin sözleşme gereği edimini yerine getirmediği ve TBK gereğince davacı tarafından ödenen paranın iadesinin gerektiği belirtilerek, asıl davada bedel iadesi talebinin kabulü ile 250.000, TL'nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı ... Ltd. Şti.'...
Hukuk Dairesinin istikrar kazanmış kararlarında; işlemin tüketici işlemi olduğu, talep bedel iadesine ilişkin olup taşınmazın aynına yönelik olmadığı ve tüketicinin kendi ikametgahında dava açabileceği benimsenmiş ise de; tapu devrinin yapıldığı eldeki dava ile emsal davalarda davanın kabulü ve sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile bedel iadesine karar verilmesi ihtimalinde tapunun iadesinin temini kapsamında iptali ve tescili zorunlu olduğundan; huzurdaki davanın taşınmazın aynına ilişkin olmadığının ileri sürülemeyeceği, kamu düzenine ilişkin kesin yetki hali olan tapunun iptali ve tescili kararının taşınmazın bulunduğu yargılama sahası dışındaki mahkeme tarafından verilmesinin mümkün olmadığı,dolayısıyla 6100 sayılı HMK’nın 12/1. maddesi gereğince “Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmüne yer...
Dava; ayıplı araç nedeniyle, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile uğranılan zararın giderilmesi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin kabulüne, sair taleplerinin reddine karar verilmiştir. Dosyanın istinaf sebepleri ile birlikte HMK nun 355. maddesi çerçevesinde incelenmesi sonucunda; Davacının talebinin ayıplı araç nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile birlikte uğradığı maddi zararların giderimi talebine yönelik olduğu, aracın kilometresinin düşürülmesi nedeniyle, aracın ayıplı olduğu, söz konusu ayıptan satıcının ayıbı bilmese dahi sorumlu olduğu, ancak ilk derece mahkemesinin, davacının ıslah dilekçesinde, maddi zarara yönelik talebinin de bulunduğu dikkate alındığında, ilk derece mahkemesinin davacının taleplerinden bir kısmı hakkında hüküm kurmadığı anlaşılmaktadır. Bu tespite göre ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya aykırı olarak verildiğinden kaldırılması gerekmektedir....
Mahkemece, davacıların en geç satın alındığı tarihten 15 gün sonra olumsuzluklardan haberdar oldukları, bu tarihten itibaren 30 günlük süre içinde ayıp ihbarında bulunmadıkları, bu nedenle hizmeti sunulan şekli ile kabul ettikleri ve sözleşmeyi benimsedikleri, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, davalının aralarında düzenlenen sözleşme uyarınca taahhütlerini yerine getirmediğini, sunulan hizmetin ayıplı olduğunu ileri sürerek sözleşmenin iptali ve ödedikleri bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmışlardır. Mahkemece davacıların ayıptan haberdar oldukları tarihten itibaren 30 günlük sürede ayıp ihbarında bulunmamak suretiyle hizmeti sunulan şekli ile kabul ettikleri ve sözleşmeyi benimsedikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
üzere 350.000,00 Euro bedel ile geri alma taahhüdünde bulunup karşılığında kambiyo senedi vermiş ise de; bu taahhüdünü de yerine getirmediğini, ödenmiş bulunan 320.000,00 Euro'nun teslim tarihinden itibaren dövize uygulanan faizi ile birlikte aynen iadesi ve 20.000,00 Euro cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini, toplamda 340.000,00 Euro bedelin davalı şirket tarafından ödenmesi koşulu ile taşınmazın davalı şirkete iadesine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı tarafça sözleşmenin feshedildiği, davalı tarafın sözleşmenin feshedilmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacı tarafça gönderilen ihtarname ile 250.000-TL cayma bedelinin iadesinin istenildiği, davalı tarafça gönderilen ihtarname ile cayma bedelinin iadesinin kabul edilmediği, taraflar arasında imzalanan sözleşme ile sözleşmenin ifası halinde asıl alacaktan düşülecek ön ödeme bedeli 250.000-TL'nin sözleşmenin devralan davacı yanca ifa edilmemesi halinde yasanın aradığı şekilde iadesi olmayacağının açıkça kararlaştırıldığı, işbu nedenlerle davacının ilamsız takibe konu 250.000-TL'lik bedeli talep edemeyeceği anlaşıldığından, davanın reddine karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi-bedel iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalılardan ... Tur A.Ş.'nin yetkili acentesi olan diğer davalı ... Turizm şirketi ile 16.06.2013 hareket tarihli yurt dışı tur seyahati için sözleşme imzaladıklarını ve ücretin ödendiğini, ancak tur başlamadan yaklaşık bir buçuk ay önce ev içinde geçirdikleri kaza nedeniyle tura katılma imkanlarının kalmadığını ve bu durumun rapor ile tevsik edildiğini, tur iptal ve sözleşme bedelinin iadesi taleplerini içeren davalılara yönelik ihtarlarının neticesiz kaldığını ileri sürerek, davalı tarafa ödenen 3.665,00.- TL'nin 29.05.2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/409 E. sayılı dosyasıyla açılan davanın feshin iptali olmayıp feshin haksız olduğunun tespiti ile tazminat isteğine ilişkin olduğu, neticede Mahkemece 29.05.2013 tarihinde feshin haklı olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla gerek sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi ve gerekse de davacının fesih talep etmekle menfi zararını isteyebileceği, menfi zararın, alacaklının sözleşme yapılmasaydı uğramayacağı fiili zararlar ile yoksun kaldığı kârı kapsadığı, bunun da sözleşme kapsamında ödenen bedel ile taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli ile ödenen bedel arasındaki fark olduğu, Belediyenin sorumluluğunun ... sorumluluğu olduğu, TBK 51 ... maddesi uyarınca somut olayın özelliği ve hakkaniyet gereği belediyenin kusuru daha hafif olduğundan belediyenin sadece sözleşme kapsamında ödenen bedel yönünden sorumlu tutulması gerektiği, zarar yönünden yüklenici firmanın kusurlu olduğu dikkate alınarak zarardan sadece ......