Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; Taşıma Sözleşmesinin 12. ve 13. maddelerinde servisten ayrılmanın şartları yazılı olmakla beraber tarafların imzası bulunan son sayfasında "öğrenci her hangi bir nedenden dolayı servisi bırakmak istediğinde serbesttir" kararlaştırmasının bulunduğu, davacının sebep göstermeksizin sözleşmeden dönme hakkının davalı tarafça kabul edildiği, bu halde davacının, sözleşmeden döndüğünü davalıya bildirmek zorunda olduğu, davacı vekili sözleşmenin feshine dair bildirimde bulunulduğuna ilişkin tanık deliline dayanmış ise de yazılı sözleşme ve ihtilafın miktarı itibariyle tanıkla ispatının mümkün görülmediği, davalı şirket temsilcisine sözleşmeden dönüldüğüne dair bildirimde bulunduklarına ilişkin yemin teklif edildiyse de, davalı şirket adına çıkarılan davetiye usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı temsilcisinin duruşma günü hazır olmayıp, mazerette bildirmeyerek yeminden kaçınmış sayıldığı, davalının, vekili bulunduğundan...

    DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/12/2021 KARAR TARİHİ : 15/09/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 22/09/2022 Mahkememizde görülmekte olan tazminat (sözleşmeden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı Bakanlık arasında 2018/258193 ihale kayıt numaralı "İçişleri Bakanlığı Merkez Binalar 2. Etap Restorasyon" sözleşmesi akdedildiğini, anılan sözleşme kapsamında taraflar arasında da16/05/2018 tarihli 'Çatı Sözleşmesi-İçişleri Bakanlığı Dış Cephe Restorasyon Projesi Metal Kenet Kaplama Çatı İşleri" adlı yapım sözleşmesinin imzalandığını, müvekkilinin avans mahiyetinde ödemeler yaptığını, davalının edimlerini gereği gibi ifa etmediğini, eksik ve hatalı imalatlar gerçekleştirdiğini, görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, karşılıklı görüşmelerle işine son verildiğini, müvekkilinin fazladan ödeme yaptığını, taraflar arasında İzmir 10....

      Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2005/120 Esas sayılı dava dosyasının nihai karara ulaşması için gerekli müşavirlik hizmetini vermeyi ve bununla birlikte davalının ... 1. ve 3.Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmeye devam edilen davalar yönünden her türlü danışmanlık sunumunu üstlendiklerini ve gereği gibi ifa ettiklerini, bu sözleşmeden doğan alacak için ... 1.İcra Müdürlüğü’nün 2009/15584 sayılı takip dosyası üzerinden iflas yolu ile takibe giriştiklerini ve her iki takibe de davalı yanın itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ve davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıların akdedilen sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, bazı dosyalarda vekalet dahi sunmadıklarını, davaların bir kısmının henüz sonuçlanmadığını ve davacıların avukatlık ücretine KDV talep etmelerinin de yerinde olmadığını savunarak, davaların reddini istemiştir....

        Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemece hükme esas alınan rapor ile davalının kefili olduğu ve daha sonra limitleri arttırılan 22/08/2002 tarihli sözleşmeden kaynaklı herhangi bir borç bulunmadığı,borcun kapatıldığının tespit edildiği, davacı banka ile dava dışı ... arasında 14/10/2011 tarihli ikinci genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi ana sözleşmesinin düzenlendiği, kredili mevduat hesabının önceki sözleşme gereğince kullandırılan borç bakiyesinin sıfırlandığı, 01/10/2012 tarihinde yeni sözleşme imzalandıktan sonra tekrar kredi kullandırılmaya başlandığı, davalı ...'nun ikinci sözleşmede müşterek borçlu yada kefil sıfatı ile herhangi bir imzasının bulunmadığı, dolayısıyla davalının imzasının bulunduğu 22/08/2002 tarihli sözleşmeden kaynaklı herhangi bir alacağın bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          152.320,00 TL’nın ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, taraflar arasındaki ....09.2007 tarihli sözleşmenin davalının sözleşmeden kaynaklanan taahhütlerini yerine getirmemesi nedeniyle Beşiktaş 6....

            Davalı vekili, imar planının İdare Mahkemesi'nce 18.03.2008 tarihinde ve sözleşmeden evvel iptal edildiğini; sözleşmenin imkansızlık sebebiyle batıl olduğunu; yeni imar durumunun, batıl sözleşmeyi geçerli hale getiremeyeceğini, kusurun davacıda olduğunu savunarak, davanın reddini, karşı dava olarak ise, sözleşmenin butlanla batıl olduğunun tespitini istemiştir....

              Şti’nin 17/01/2012 tarihinde taraflarca kurulduğu, 03/01/2012 tarihinde davacı ile davalının şirketin iştigal konusu ve tarafların edimleri konusunda ön akit imzaladıkları, ön akitte davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerinin açıkça belirtildiği, davalının edimlerine karşılık olarak davacının davalıya toplamda 300.000 USD ödemeyi kabul ettiği, sözleşmenin son paragrafında ise taraflardan birinin 1 yıl içinde ortaklıktan vazgeçmesi durumunda doğmuş zarar ve kârların hakem nezaretinde paylaştırılacağının ve alınmış olan meblağın geri verileceğinin açıkça düzenlendiği, sözleşmede tarafların sözleşmeden vazgeçmesi için herhangi bir koşul ve şart öngörülmediği, davacının ortaklıktan ayrılma iradesini akit tarihinden itibaren 1 yıl içinde ortaya koyduğu ve davalıya tebliğ ettiği, davacının sözleşmeden vazgeçmesinin sözleşme hükümlerine uygun olduğu, nitekim ......

                Mahkemece; genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu hüküm altına alan HMK'nun 6.maddesi hükmü ile aynı kanunun 10.maddesinde yer alan, sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabileceğine ilişkin düzenleme ve mevcut işletme/fabrika kiralama sözleşmesinde ihtilaf halinde ......

                  Anılan madde, sözleşmeden doğan davalar için sözleşmenin yerine getirileceği yer mahkemesinin yetkili olacağı yönünde özel yetki kuralı koymuştur. Sözleşmenin yerine getirileceği yer, öncelikle tarafların açık veya zımni isteğine göre tespit edilir. Sözleşmede, karşılıklı olarak değişik yerlerde yerine getirilecek borçlar varsa (malın teslim edileceği yer-borcun ödeneceği yer), mal teslimi için açılacak dava, teslim yeri mahkemesinde, borcun ödenmesi için açılacak dava ise, borcun ödeneceği yer mahkemesinde açılabilir. Ancak sözleşmeden, açık ve zımni olarak sözleşmenin yerine getirileceği yerin anlaşılamadığı hallerde yetkili yer, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesine göre belirlenir. Yani, davanın konusu sözleşmeden doğan bir para borcu olup da, sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise, borç, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenir....

                    İdare Mahkemesince 18.03.2008 tarihinde ve sözleşmeden evvel iptal edildiğini; sözleşmenin imkansızlık sebebiyle batıl olduğunu; yeni imar durumunun, batıl sözleşmeyi geçerli hale getiremeyeceğini, kusurun davacıda olduğunu savunarak, davanın reddini, karşı dava olarak ise, sözleşmenin butlanla batıl olduğunun tespitini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu