Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

de bulunan taşınmazın devredildiğini, toplam 415.000,00-TL borcun ifa edildiğini, davalının satış bedelini tam olarak ödemediğini, sözleşmeden doğan edimini tam olarak yerine getirmediğini, 145.000,00-TL daha borcu olduğunu, bu nedenlerle davalı borçlu ...'ın sözleşmeden doğan borcunu tam ve eksiksiz olarak ifa etmediğinin tespiti ile 145.000,00-TL bakiye borcunu 30/07/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile müvekkillerine verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; davanın haksız ve yersiz açıldığını, zaman aşımı itirazının olduğunu, Bakırköy .... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasında bu alacak için icra takibi yapıldığını, müvekkilinin itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali davası açılmadığını, huzurdaki alacak davasının açıldığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Dava; sözleşmeden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir....

    İNCLEME VE GEREKÇE Dava hukuki niteliği itibariyle davacı tarafından davalı şirketten alınan ---- ayıplı olduğu iddiasıyla sözleşmeden dönme ve dava konusu telefon satım bedelinin iadesine ilişkin alacak davasıdır. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir. Dava konusu ----alımı hususunda sözleşme imzalanıp imzalanmadığı, dava konusu--- ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise -----, davacının ayıp ihbar yükümlülüğünü süresinde ve usulüne uygun bir şekilde yerine getirip getirmediği, sözleşmeden dönme ve dava konusu telefonun satım bedelinin iadesini talep edip edemeyeceği noktasında olduğu tespit edilmiştir....

      Bu yükümlülüğün ihlali halinde, sigortacı durumu öğrendiği tarihten itibaren bir ay içinde sözleşmeden cayabilir veya sözleşmeyi yürürlükte tutarak sekiz gün içinde prim farkını talep edebilir. Ancak, sigortacının bildirilmemiş, eksik veya yanlış bildirilmiş olan hususları bilmesi veya ihbar etmemenin ya da yanlış ihbar etmenin kusura dayanmaması halinde cayma caiz değildir. Bu durumda rizikonun kabul edildiğinden daha yüksek olması nedeniyle daha fazla bir prim alınması gerekiyorsa sigortacı durumu öğrendiği tarihten itibaren sekiz gün içinde prim farkını talep edebilir. Sigorta ettiren, talep edilen prim farkını kabul ettiğini sekiz gün içinde bildirmediği takdirde sözleşmeden cayılmış olur. Ancak, prim farkının kabul edilmemesi nedeniyle sözleşmeden cayılması sigortacının gerçeğe aykırı veya eksik beyanı öğrendiği tarihten itibaren bir aylık süre içinde söz konusudur....

        Bu yükümlülüğün ihlali halinde, sigortacı durumu öğrendiği tarihten itibaren bir ay içinde sözleşmeden cayabilir veya sözleşmeyi yürürlükte tutarak sekiz gün içinde prim farkını talep edebilir. Ancak, sigortacının bildirilmemiş, eksik veya yanlış bildirilmiş olan hususları bilmesi veya ihbar etmemenin ya da yanlış ihbar etmenin kusura dayanmaması halinde cayma caiz değildir. Bu durumda rizikonun kabul edildiğinden daha yüksek olması nedeniyle daha fazla bir prim alınması gerekiyorsa sigortacı durumu öğrendiği tarihten itibaren sekiz gün içinde prim farkını talep edebilir. Sigorta ettiren, talep edilen prim farkını kabul ettiğini sekiz gün içinde bildirmediği takdirde sözleşmeden cayılmış olur. Ancak, prim farkının kabul edilmemesi nedeniyle sözleşmeden cayılması sigortacının gerçeğe aykırı veya eksik beyanı öğrendiği tarihten itibaren bir aylık süre içinde söz konusudur....

          Bu yükümlülüğün ihlali halinde, sigortacı durumu öğrendiği tarihten itibaren bir ay içinde sözleşmeden cayabilir veya sözleşmeyi yürürlükte tutarak sekiz gün içinde prim farkını talep edebilir. Ancak, sigortacının bildirilmemiş, eksik veya yanlış bildirilmiş olan hususları bilmesi veya ihbar etmemenin ya da yanlış ihbar etmenin kusura dayanmaması halinde cayma caiz değildir. Bu durumda rizikonun kabul edildiğinden daha yüksek olması nedeniyle daha fazla bir prim alınması gerekiyorsa sigortacı durumu öğrendiği tarihten itibaren sekiz gün içinde prim farkını talep edebilir. Sigorta ettiren, talep edilen prim farkını kabul ettiğini sekiz gün içinde bildirmediği takdirde sözleşmeden cayılmış olur. Ancak, prim farkının kabul edilmemesi nedeniyle sözleşmeden cayılması sigortacının gerçeğe aykırı veya eksik beyanı öğrendiği tarihten itibaren bir aylık süre içinde söz konusudur....

            ın sözleşmeden dönmesi üzerine söz konusu 416.390-TL'nin, 341.811,66-TL'si kredi kapatma bedeli ve 13.150,12-TL'si banka komisyon tutarı olmak üzere davacının kredi kullandığı ...A.Ş'ye ödendiği, 16.780-TL'si TKHK md. 45 te düzenlenmiş olan "Sözleşmeden Dönme" başlıklı maddesi uyarınca %2 Sözleşmeden Dönme Tazminatı (-ki görüleceği üzere sözleşmenin 7. Maddesi ve TKHK'nın 45. Maddesi uyarınca sözleşme bedelinin %8'i oranında cezai şart kesilmesi gerekmekirken yani bu kapsamda cezai şart bedeli 67.120-TL iken davacı ...'...

              Sözleşmeden Dönme" başlıklı 45. maddesinde; "(1) Ön ödemeli konut satışında sözleşme tarihinden itibaren yirmidört aya kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı; konutun satışı veya satış vaadi sözleşmesi nedeniyle oluşan vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile sözleşme tarihinden itibaren ilk üç ay için sözleşme bedelinin yüzde ikisine, üç ila altı ay arası için yüzde dördüne, altı ila oniki ay arası için yüzde altısına ve oniki ila yirmidört ay arası için de yüzde sekizine kadar tazminatın ödenmesini isteyebilir. (02/01/2017 tarihli ve 684 sayılı KHK’nin 8. maddesiyle değiştirilerek, 01/02/2018 tarihli ve 7074 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle kanunlaşmadan önceki hali; Ön ödemeli konut satışında, devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır....

                Bununla birlikte aynı kanun hükmünde; alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkimin, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebileceği (m.227/4); satılanın değerindeki eksikliğin satış bedeline çok yakın olması halinde ise alıcının, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabileceği (m.227/5) belirtilmiştir. Ancak yukarıda da belirtildiği üzere, arızaların sürekli tekrarlandığı, bu haliyle makinedeki sorunların makineden beklenen faydanın elde edilememesine neden olacağı, mevcut koşulların sözleşmeden dönmeyi haklı kıldığı anlaşılmaktadır....

                  Uyuşmazlık, sözleşmeden doğan önalım hakkının tanınması ile davalı adına olan tapu kayıtlarının iptaline, davacı adına tesciline ilişkindir: Türk Medeni Kanununun 735. maddesinde düzenlenen ve tapu kütüğüne şerh verilen sözleşmeden doğan önalım hakkı şerhte belirtilen sürede ve belirtilen koşullara göre her malike karşı kullanılabilir. Kütükte koşullar belirtilmemiş ise taşınmazın üçüncü kişiye satışındaki koşullar esas alınır. Şerhin etkisi her durumda şerhin verildiği tarihin üzerinden on yıl geçmekle sona erer. Bu nitelikteki bir önalım hakkının doğabilmesi için öncelikle bir önalım sözleşmesinin yapılması gerekir. Bu sözleşmenin yapılması ile mal sahibi mülkiyet hakkını ileri bir tarihte devir borcu altına girmiş olur. Buna karşın önalım alacaklısının önalım akdine konu edilen malın mülkiyetinin kendisine devir edilmesini isteme hakkı doğar. Sözleşmeden doğan önalım hakkı şahsi bir haktır. Sözleşmenin tarafı olanlar için hüküm ifade eder....

                    Dava; ayıplı araç nedeniyle, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile uğranılan zararın giderilmesi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin kabulüne, sair taleplerinin reddine karar verilmiştir. Dosyanın istinaf sebepleri ile birlikte HMK nun 355. maddesi çerçevesinde incelenmesi sonucunda; Davacının talebinin ayıplı araç nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile birlikte uğradığı maddi zararların giderimi talebine yönelik olduğu, aracın kilometresinin düşürülmesi nedeniyle, aracın ayıplı olduğu, söz konusu ayıptan satıcının ayıbı bilmese dahi sorumlu olduğu, ancak ilk derece mahkemesinin, davacının ıslah dilekçesinde, maddi zarara yönelik talebinin de bulunduğu dikkate alındığında, ilk derece mahkemesinin davacının taleplerinden bir kısmı hakkında hüküm kurmadığı anlaşılmaktadır. Bu tespite göre ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya aykırı olarak verildiğinden kaldırılması gerekmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu