Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının, geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Kural olarak zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. (TBK m.77/1) Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Burada kastedilen yanlışlık, eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır....

Yukarıda izah edilen nedenlerle davacı kurum ile davalı arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı ve dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davanın dayanağının sebepsiz zenginleşme olduğu nazara alındığında yetkisiz icra dairesinde başlatılan takip nedeniyle davanın reddine" karar verilmiştir. D) İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde; İlk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, davalının 6098 sayılı Kanunun 77- 82 maddeleri kapsamında sebepsiz olarak zenginleştiğini, buna göre müvekkili kamu kurumundan zenginleştiğinden aldığını geri vermesinin gerektiğini, sebepsiz zenginleşme dolayısıyla haksız fiil nedeniyle zarara uğrayan müvekkili bakanlığın Gümüşhane'deki temsilciliği olan Gümüşhane İl Sağlık Müdürlüğünün bulunduğu yer İcra Dairesinde icra takibi yapıldığını, TBK'nın 89. maddesine göre davalı borçlunun itirazında haksız olduğunu, Gümüşhane İcra Dairesinin yetkili olduğunu, Yargıtay 13....

İlk derece mahkemesince karara bağlanan uyuşmazlığın hukuki dayanağının sebepsiz zenginleşme olduğu açıktır. Zira davacı, davalılara daha önce ödediğini belirttiği toplam 4.594.031,50 TL’nin davalılardan geri alınarak tarafına verilmesini talep etmektedir. Uyuşmazlık; kamulaştırma bedelinin ne olması gerektiğine ve tesbitine dair olmadığı gibi, idare aleyhinde açılmış bulunan bir el atma nedenine dayalı tazminat davası da mevcut değildir. HSK'nın iş bölümüne ilişkin 13/02/2018 tarih ve 208 sayılı kararı uyarınca "Kararı veren mahkemenin sıfatına, nitelendirmesine ve sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, geçersiz sözleşmeden kaynaklanan (sebepsiz zenginleşmeden) (TBK m. 77 ila 82) davalar" sonucu verilen hüküm ve kararlara ilişkin istinaf incelemesi yapma görevi Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'ne ait olup dairemizin görev alanı dışındadır....

Ancak, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebilirler. Haklı bir sebep olmaksızın mal edinen kimse onu iade ile yükümlüdür. Akdi yapanlardan birisi tarafından, önceden diğerine ödenen pey akçesi (kapora) veya cayma akçesi de ceza şartı gibi borcu kuvvetlendirmeye yarayan fer'i bir şarttır; bu bakımdan esas akit geçerli olmadığından fer'i şart da geçersizdir. Geçerli olmayan bir akit dolayısıyla ödenmiş bulunan pey akçesinin (kaporanın) geri verilmesi, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince istenebilir. Somut olayda; taraflar arasında 02.12.2013 tarihli gayrimenkul alım satım sözleşmesinin yapıldığı, sözleşmede; 10.000,00 TL kapora olarak verildiği ve sözleşmenin alıcı, satıcı ve komisyoncu tarafından da imzalandığı anlaşılmaktadır. Buna göre, davaya konu sözleşme, taşınmaz satışına ilişkin olup, geçerlilik şartı olan resmi şekilde düzenlenmediği için geçersizdir....

    Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince davacının taşınmaz bedelini davalı ......'den talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Sebepsiz zenginleşme, haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının malvarlığından ya da emeğinden yararlanma olarak tanımlanır. Sebepsiz zenginleşme için, bir taraf zenginleşirken diğer tarafın fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşme kurumunun temel özelliklerinden biri "şahsilik" prensibidir. Bu ilke gereğince kime karşı ödeme yapılmış ise sadece o kişiden talepte bulunulmalıdır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı ile davalı ...... arasında bir sözleşme olmadığı anlaşılmaktadır....

      Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında yanlar arasındaki uyuşmazlığın, davalı Belediyenin dava dışı Hazineye ait parseli haricen davacıya satmasına ilişkin sözleşmeden kaynaklandığı sabittir. Yasanın aradığı şekil şartlarına uyularak resmi merciler önünde yapılmış bir satış sözleşmesi olmadığından yapılan taşınmaz satış işlemi TMK. nun 706, BK.nun 213, Tapu Kanunun 26. maddesi hükmüne göre geçersizdir. Bu nedenle taraflar ancak verdiklerini isteyebilir. Bu durumda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme kurallarına uygun çözümlenmesi ve tasfiye edilmesi gerekir. Hukuken geçersiz sözleşmeden kaynaklanan bu nitelikteki bir uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme kurallarına göre çözümlenip tasfiye edilebilmesi için öncelikle sebepsiz zenginleşmenin kapsamını tespitteki ilke ve esasların açıklanmasında yarar görülmüştür. Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır....

        Dava, harici taşınmaz satımına yönelik bir kısım ödenmiş bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istirdatı talebine ilişkindir. Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde yapılmadığı için TMK'nın 706, TBK'nın 237., Tapu Kanununun 26. ve Noterlik Kanununun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz. Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir. Geçersiz sözleşmelerde herkes aldığını iade etmekle yükümlüdür. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir....

          Geçersiz sözleşmeye istinaden, taraflar aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade ile mükelleftirler. Mahkemece cayma tazminatı bakımından davanın kabulüne karar verilmiş ise de sözleşmede bahsi geçen cayma tazminatı Borçlar Hukuku anlamında cezai şart niteliğinde olup, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 179-182 arasında düzenlenmiştir. Cezai şart, sözleşmeden doğan borcun ifasını sağlama amacı gütmekle, bağımsız bir sözleşme yahut alacak niteliğinde olmayıp, asıl borcun temini amacına yönelik feri nitelikte hukuki bir işlemdir. Taraflar geçersiz sözleşmeye dayalı olarak edimin ifasını talep edemeyip ancak sebepsiz zenginleşme dolayısıyla aldıklarını iade etmekle yükümlü olduklarından , asıl alacağa bağlı, asıl alacağın ferisi niteliğinde olan cezai şart da talep edilemeyecektir....

            kaynaklanan, müktesep hak teşkil etmeyen ve hatalı hesaplanarak ödendiği iç denetçi tarafından tespit edilmiş alacağın davalı tarafından bilinmesine rağmen kötü niyetle iade edilmemesi halinin söz konusu olduğunu, burada bir sebepsiz zenginleşme hali değil, mevzuat ve sözleşmeden kaynaklanan ve bu işle görevli iç denetçinin fazla ödendiğini (kamu zararı oluştuğunu) tespit ettiği proje priminin iadesi talebi bulunduğunu, -Mahalli mahkemenin, sebepsiz zenginleşme olgusunun tali niteliğini dikkate almadan, ortada bir kamu zararı bulunduğu hususunu da göz ardı ederek, ezbere ve peşin bir hüküm oluşturduğunu, oysa olayda hem kamu zararı hem de sözleşmesel ilişkiden kaynaklanan bir iade borcu bulunduğunu, bu durumda sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan zamanaşımı süresi değil müvekkili kurumun tabi olduğu 5018 sayılı kanun ve ilgili yönetmelik gereği 10 senelik zamanaşımının gözönünde bulundurulması gerektiğini, nasıl ki mal varlığındaki azalmanın asli nitelikte başka davalarla önlenmesi mümkün...

            Malvarlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez Aynı ilkenin bir sonucu olarak, sözleşmeden doğan bir hukuki ilişkinin bulunduğu hallerde tarafların sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunması olanaklı değildir..... İsviçre literatüründe Bucher tarafından ileri sürülen görüşte de, “Bir talep, sadece sözleşmesel herhangi bir zemin mevcut olmadığı durumlarda sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandırılmalıdır....

              UYAP Entegrasyonu