Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TTK.nun 21/11.maddesinin uygulanabilmesi için aranan ön koşul, taraflar arasındaki ilişkinin bir sözleşmeden kaynaklanmış olması zorunludur. Taraflar arasındaki ilişki haksız fiil ya da haksız iktisapdan (sebepsiz zenginleşmeden) kaynaklanıyorsa bu hükmün uygulama olanağı yoktur. (Yargıtay HGK.nun 16.02.2000 tarih, 2000/19-90 E.-2000/96 K.sayılı ilamı). Bu nedenle, tacir olan davalı kurum ile davacı arasında sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak sözkonusu olduğu için davada TTK.nun 21/2'nin uygulama olanağı olmadığından tacir olan davalı yönünden ticari iş niteliğinde kabul edilemeyeceğinden, mahkemece; yasal faiz yerine ticari faize hükmedilmesi de bozmayı gerektirmiştir....

    Bütün bu açıklamalara göre, sebepsiz zenginleşme alacaklıya, ikinci derecede (tali nitelikte) bir dava hakkı temin eder. Malvarlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez. Nitekim, sözleşmeden doğan bir hukuki ilişkinin bulunduğu hallerde taraflar sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunamazlar.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.06.2015 tarih ve 2013/22-2310 E., 2015/1729 K., 14.03.2012 tarih ve 2011/13-748 E., 2012/140 K.,15.12.2010 tarih ve 13-618 E., 668 K., 17.02.2010 tarih ve 13-93 E., 88 K., 13.06.2007 tarih ve 18-330 E., 350 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir.)...

      Bu düzenlemeye göre; borç olmayan şeyin ödenmesi hâlinde, sebepsiz zenginleşmeye dayanılarak talepte bulunabilmesi için; borcun ifası amacıyla ödeme yapılması, gerçekte ödenmesi gereken bir borcun bulunmaması, ödemeyi yapan kimsenin yanılmak suretiyle kendisini borçlu sanarak ödemede bulunması gerekir. Kural olarak sözleşme ilişkisi devam ettiği sürece sebepsiz zenginleşme söz konusu olmayacaktır. Ancak bazen bir sözleşme ilişkisi dolayısıyla kurulan temaslar sırasında sebepsiz zenginleşme ortaya çıkabilir ve bu tür kazandırmalar sebepsiz zenginleşmeye konu olur. Zira, yapılan kazandırma sözleşme çerçevesi dışındadır ve bunların sözleşmeden doğan bir hak veya borçla ilgisi yoktur ....

      Bu düzenlemeye göre; borç olmayan şeyin ödenmesi hâlinde, sebepsiz zenginleşmeye dayanılarak talepte bulunabilmesi için; borcun ifası amacıyla ödeme yapılması, gerçekte ödenmesi gereken bir borcun bulunmaması, ödemeyi yapan kimsenin yanılmak suretiyle kendisini borçlu sanarak ödemede bulunması gerekir. Kural olarak sözleşme ilişkisi devam ettiği sürece sebepsiz zenginleşme söz konusu olmayacaktır. Ancak bazen bir sözleşme ilişkisi dolayısıyla kurulan temaslar sırasında sebepsiz zenginleşme ortaya çıkabilir ve bu tür kazandırmalar sebepsiz zenginleşmeye konu olur. Zira, yapılan kazandırma sözleşme çerçevesi dışındadır ve bunların sözleşmeden doğan bir hak veya borçla ilgisi yoktur ....

      Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ile haksız ipotek bedeli tahsil edilmesi nedeni ile sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan bedelin davalı idareden tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesinin 5. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/49 E. - 2016/676 K. sayılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ile haksız ipotek bedeli tahsil edilmesi nedeni ile sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan bedelin davalı idareden tahsili istemine ilişkindir....

        Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/60 esas 2011/477 sayılı kararı ile davacı kiracıya ödenmesine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiğinin tartışma konusu olmadığı, peşin ödenen kira parasına rağmen sözleşmenin daha erken sona ermesi üzerine fazladan ödenmiş bulunan bedelin kiraya veren yönünden sebepsiz zenginleşme sonucunu doğurduğu, 6098 sayılı TBK 82.maddesinde sebepsiz zenginleşme davasının, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak 2 yılın geçmesi ile zamanaşımına uğrayacağı düzenlendiği, davacının en geç, ilk davayı açtığı 10/04/2008 tarihi itibariyle peşin ödediği kira parasının fazla kısmını geri isteme hakkı olduğunu öğrendiğinin kabulü gerektiği, bu durumda fazladan yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine tabi olduğu ve 10/04/2008 tarihinden itibaren iki yıl içerisinde dava açılmadığından zamanaşımı süresinin dolduğunun anlaşılmasına göre, fazladan yapılan kira ödemesinin istirdadı yönünden zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerekirken alacağın...

          Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunan da bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. HGK'nun 05/12/1984 tarih ve 1982/13-387 esas, 1984/997 karar sayılı kararı ile herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin idare tarafından BK'nın sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır....

            Açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde: Davacı şirketin alacak iddiası, taraflar arasında imzalanan ve sonradan feshedildiği ileri sürülen bayilik sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olup taraflar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın; sebepsiz zenginleşme kurallarına göre değil, sözleşme hukuku çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Buna göre davalının zamanaşımı defi yerinde değildir....

            Açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde: Davacı şirketin alacak iddiası, taraflar arasında imzalanan ve sonradan feshedildiği ileri sürülen bayilik sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olup taraflar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın; sebepsiz zenginleşme kurallarına göre değil, sözleşme hukuku çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Buna göre davalının zamanaşımı defi yerinde değildir....

            Mahkemece, davalı üniversite tarafından davacıdan dava konusu edilen alacağın en son 1.782,00 TL’nın 26.8.2011 tarihinde tahsil edildiği, eldeki davanın ise 17.12.2014 tarihinde sebepsiz zenginleşme zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle zamanaşımından davanın reddine karar verilmiştir. Oysa ki taraflar arasındaki uyuşmazlık, eğitim hizmeti alımına ilişkin sözleşmeden kaynaklanmaktadır. O halde, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin olduğu anlaşılmakla 818 sayılı B.K 125.maddesi(6098 sayılı TBK'nın 146. maddesi) gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğunun kabulü gerekir. Sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine bağlı olarak zaman aşımı süresinin uygulanacağının kabulü mümkün değildir....

              UYAP Entegrasyonu