Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sunulan dilekçe kapsamına göre; iş sözleşmesinin sona ermesi konusunda irade açıklamasının davacıdan geldiği, kıdem ve ihbar tazminatı ile yasadan ve sözleşmeden doğan tüm hakların verilmesi kaydı ile ayrılmak istediğini belirttiği, ikale icabı davacıdan geldiğinden kıdem ve ihbar tazminatlarına ilaveten ek menfaat sağlanması gerekmediği (emsal nitelikteki Yargıtay Kapatılan 22....

Şirketi'nin sözleşmeden doğan hak ve alacaklarını davalıya devrettiğini, bu protokolden sonra davalı ile müvekkili arasında 12/12/2007 tarihli ek protokol düzenlendiğini ve davalının yayıncı sıfatı kazandığı kararlaştırılarak sözleşmeden doğan hak ve alacaklarının hükme bağlandığını, ancak bugüne kadar ek protokolden doğan yükümlülüklerin davalı tarafından yerine getirilmediğini, buna rağmen müvekkilinin, ana sözleşmenin 20. maddesi uyarınca kendisine tanınan hak ve yetkiler hususunda hoşgörülü davranarak dizinin yapımına 12/12/2007 tarihli ek protokolün 12. maddesi gereği devam ettiğini, bu protokol gereğince tarafların, dizinin 68 bölüm olarak yayınlanmasına karar verdiklerini, ancak davalının bundan sonra da ödeme yükümlülüklerini kısmen geç yerine getirdiğini, kısmen de hiç yerine getirmediğini, 12/12/2007 tarihli ek protokolün 12. maddesi gereğince, ana sözleşmenin 14. maddesine atıf yapılarak dizinin 68. bölüme kadar uzatılmasına rağmen, davalının ana sözleşmenin 16/1. maddesi gereğince...

    Ayrıca teminat mektubunun iadesi için geçici kabulün yapılması ile birlikte sözleşmeden doğan ihtilafların da kesin suretle sonuçlandırılması gerektiği belirtilmiştir. Ancak davalı tarafça dava konusu sözleşmeden doğan bir ihtilaf olduğu iddia edilmediği gibi buna ilişkin bir delil de sunulmamıştır. Hal böyle olunca davacının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiği, sözleşmeden doğan başkaca da bir ihtilaf olmadığı, geçici kabulün de yapıldığı dikkate alınarak dava konusu teminat mektuplarının hükümsüz olduğunun tespitine karar vermek gerekmiştir....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2020/288 Esas KARAR NO : 2020/778 DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 11/08/2020 KARAR TARİHİ : 22/12/2020 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ....----------- bulunmamasına rağmen müvekkilimde --------- gerçekleştirmesi ve --------rağmen kusurlu olarak ---------- sebepleriyle müvekkilinin sözleşmeden doğan tüm zararlarını karşılamak ve şahsi imzası bulunan davalı ....------- bedeli ile cezai şart bedelinin tahsilini talep etmiştir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından, "...takibe konu taraflar arasında imzalanan uzun süreli araç kira sözleşmesini 22.1 maddesinde sözleşmeden doğan ihtilaf halinde İstanbul Çağlayan Mahkemesi ve icra dairelerinin yetkili olduğu belirlenmiştir. HMK 10.maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği belirtilmiştir. HMK10.maddesi uyarınca takibe konu taraflar arasında imzalanan sözleşme de yetkili icra dairesinin İstanbul icra daireleri olduğunun belirlenmesi ile davalı borçlunun itirazının yerinde olmadığı itirazın kaldırılması gerektiği anlaşılarak davanın kabulü ile davalı borçlular tarafından İstanbul 21. İcra Müdürlüğü 2020/21335 E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın kaldırılmasına " dair hüküm kurulmuştur ....

        Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 19.09.2013 gün ve 2008/267-2013/437 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 10.09.2005 tarihli adi ortaklık sözleşmesi niteliğindeki sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Sözleşme gereği davacıya sözleşmeden doğan haklarını devreden ... davalılara ait bir kısım arsanın değerlendirilmesi amacıyla plan ve projelerini hazırlayarak üçüncü kişilere pazarlamayı, arsa sahipleri de bunun karşılığında pazarlama yapan ...'a satış bedelinden arsa bedelinin mahsubu sonrasında kalan kâr payından %25 oranında ödeme yapmayı yüklenmişlerdir. Davada temlik alan davacı, 606 parsel sayılı arsanın satışından kaynaklanan kâr payının davalılardan tahsilini talep etmiştir. Uyuşmazlığın adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olmasına göre, kararın temyizen incelenmesi görevi Yüksek 3. Hukuk Dairesi'ne aittir....

          Yine aynı Kanun’un 16. maddesinde ise "Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir" hükmü yer almaktadır. Aynı Kanun’un "sözleşmelerden doğan davalarda yetki" başlıklı 10. maddesinde; sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hüküm altına alınmış olup, bu sebeple sözleşmeden doğan para borcunun tahsili için başlatılan takipte, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili kılınmıştır. Takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK 89. maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir....

            Bu sözleşme parekendecinin onayı ile feshedilmiş olsa dahi tedarikçi perakendecinin sözleşmeden doğan haklarını 1 sene süresine faaliyet göstermiş gibi parekendeciye ödemekle yükümlüdür.” hükmü bulunduğu, bu nedenle davacının sözleşmeyi sona erdirme hakkı olmadığı, sözleşme ve sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri ile bağlı olduğu kanaati ile ve alınan bilirkişi raporundaki hesaplanan alacak borç meblağları gözetilerek davanın 140.561,29 TL için kısmen kabulüne, geriye kalan talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece gerekçeli bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 14.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 47.065,16.TL ihale bedelinin 8.5.2009 tarihinden itibaren 2.393,14.TL teminat bedelinin 31.03.2009 tarihinden itibaren kanuni faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafın depozito bedeline yönelik talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı eldeki dava ile; davalı şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği için sözleşmenin feshedildiğini belirterek, sözleşmeden kaynaklanan alacak talebinde bulunmuştur. Mahkemece, ödenmeyen ihale bedeli ve teminat bedelinin davalıdan tahsiline hükmedilmiştir. Ne var ki, davalı, temyiz aşamasında sunduğu ödeme makbuzları ile 7.977.TL depozito bedeli ve 1.435.86 TL lik vergi bedelinin yatırıldığını ifade etmiştir....

                Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre; sözleşmeden doğan bir alacağın konu edildiği iş bu davada zamanaşımının alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren başlayacağı, davacı/alacaklı taraf sözleşmeden doğan en son edimini, icra takibine de konu olan 25.12.2007 tarihli faturadan da anlaşılacağı üzere 25.12.2007 tarihinde yerine getirdiği, dolayısıyla alacağın 25.12.2007 tarihinde muaccel hale geldiği, bu tarihten itibaren 1 yıl içerisinde alacağın talep edilmesi gerekirken icra takibi 17.06.2011 tarihinde açıldığına göre alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu