Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda davalıya karşı sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep etme hakkını kullanması mümkün değildir. Ancak seçimlik haklarından bedelden indirim talebinde bulunup bulunamayacağı ve bedelden indirim miktarından davalının sorumlu tutulup tutulamayacağı hususunun değerlendirilmesi gereklidir. Davacı araçtaki ayıp nedeni ile aracı üçüncü şahıs Ali İhsan Damar'a 31/12/2015 tarihinde satmış olup, ayıp nedeni ile araçtaki değer kaybının ne olacağı belirlenmemiştir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken aracın tramer kayıtları da getirtilmek sureti ile ayıplı olup olmadığı, ayıp var ise bu ayıbın gizli ayıp niteliğinde bulunup bulunmadığı, bu göre nispi metoda göre değer kaybının belirlenerek davalının bu bedelden sorumlu olup olmayacağının tespiti değerlendirilerek ve sonucuna göre karar vermekten ibaret olmalıdır....

Hukuk Dairesinin 17.12.2018 tarihli ve 2017/1208 E., 2018/2067 K. sayılı kararı ile; sözleşmeden dönme hâlinde birlikte ifa kuralı geçerli olduğundan mal bedelinin davacıya iadesine karar verilirken aynı zamanda tüm takyidatlardan arınmış şekilde ayıplı malın davalı-satıcıya iadesi yönünde hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması ve davanın kısmen kabulü ile, davacı ile davalı ... Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. arasındaki araç satışına ilişkin sözleşmenin ve davacı ile davalı ...Ş. arasındaki kredi sözleşmesinin iptaline, aracın tüm takyidatlarından arındırılarak davalı ... Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.'ye iadesi ile birlikte, 26.204TL’nin davalı ...Ş.'den, 36.510TL’nin diğer davalılar ... Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. ve ... Türk A.Ş.'den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı tarafından davalılar ... Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. ve ......

    Mahkemece yapılan yargılama sonucu; bilirkişi Murat Topuz'un raporunda da tespit edildiği üzere davacıların davacı Yüksel'in yüksek lisans eğitimi alması amacıyla dava konusu eğitim sözleşmesinin taraflar arasında 16/06/2016 tarihinde düzenlendiği, davalı üniversitenin Klinik Psikolojisi alanında yüksek lisans eğitim verme hakkının sözleşmenin akdedilmesi ve davacının sözleşmeden dönme iradesini ortaya koymasından çok sonraki bir tarih olan 29/03/2017 tarihinde aldığı, bu nedenle davacının sözleşmeden döndüğü tarih itibariyle davalı okulun bu hususta herhangi bir yetkisinin bulunmadığı ve bu bölümde bir kayıt yapması ve diploma vermesinin mümkünatının bulunmadığı, bu anlamda davacılar ile kurulan sözleşmenin ayakta tutulması ve sonradan geçerli hale getirilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varıldığı, davacıların faiz talebi bakımından ise, davacıların sözleşmeden dönme iradelerini davalı üniversite tarafından 11/11/2016 tarihinde gösterdikleri anlaşılmakta ise de hesap bilirkişisinin raporunda...

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, öncelikle müvekkilinin sadece ipoteğin fekkini talep etmediğini, aynı zamanda tapunun hacizlerden ari olarak müvekkiline teslim edilmemesi halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep edildiğini, nitekim müvekkili tüketici olup, genel kredi sözleşmesinin tarafı olmadığı gibi, genel kredi sözleşmesinin geçersizliğini ileri sürmediği gibi, bu sözleşmeden kaynaklı borç ya da alacağın varlığı konusunda herhangi bir talepte de bulunmadığını, yerel mahkemenin gerekçeli kararında, davanın temelinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığını belirtmiş ise de, bu hususu gözardı ettiğini ve yine ayrıca tapunun takyidatlardan ari olarak müvekkiline teslim edilmemesi halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebini dahi görmediğini, talep konusu sanki sadece ipoteğin ve haczin kaldırılması gibi değerlendirildiğini, müvekkilinin genel kredi sözleşmesinin tarafı olmadığını,...

    Bu sürenin geçirilmesinden sonra ise 02/01/2017 tarihli ve 684 sayılı KHK’nin 8 inci maddesiyle yapılan değişiklik uyarınca sözleşme tarihinden itibaren yirmidört aya kadar (değişiklik öncesinde ise devir veya teslim tarihine kadar) tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Ancak sözleşmeden dönme, 6502 sayılı TKHK'un 45/2 maddesi kapsamında olmadığı takdirde, tüketiciyi ceza bedeli ödeme yükümlülüğü altına sokacaktır. Dönme beyanının gönderildiği tarih itibariyle, davacının gerekçe bildirmeksizin sözleşmeden dönme hakkı mevcut ise de, davacı tarafından yukarıda belirtilen gerekçeler ileri sürülmüştür....

    Bu sürenin geçirilmesinden sonra ise 02/01/2017 tarihli ve 684 sayılı KHK’nin 8 inci maddesiyle yapılan değişiklik uyarınca sözleşme tarihinden itibaren yirmidört aya kadar (değişiklik öncesinde ise devir veya teslim tarihine kadar) tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Ancak sözleşmeden dönme, 6502 sayılı TKHK'un 45/2 maddesi kapsamında olmadığı takdirde, tüketiciyi ceza bedeli ödeme yükümlülüğü altına sokacaktır. Dönme beyanının gönderildiği tarih itibariyle, davacının gerekçe bildirmeksizin sözleşmeden dönme hakkı mevcut ise de, davacı tarafından yukarıda belirtilen gerekçeler ileri sürülmüştür....

      Davacı ile davalının sözleşmeden dönme, bedel iadesi ve menfi tespit talebine yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; davacının davalıdan mobilya takımı satın aldığını, mobilyaların ayıplı olduğunu belirterek, malların iadesini, ödediği bedelin tahsili ve maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, alınan bilirkişi raporuna göre mobilyaların ayıplı olduğu, davacı tüketicinin seçimlik hakkının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi şeklinde kullanmakta haklı olduğu, ilk derece mahkemesince bu nedenle malların iadesine ve satış bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve kalan taksitlerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından tarafların buna yönelik istinaf taleplerinin HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği, Davacının maddi ve manevi tazminat talebine ve bu talepler yönünden aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; davacının...

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/09/2019 NUMARASI : 2018/454 ESAS-2019/459 KARAR DAVA KONUSU : SÖZLEŞMEDEN DÖNME-BEDEL İADESİ KARAR : Bucak 1....

      İSTİNAF SEBEPLERİ İstinaf eden-davacı vekili tarafından; Müvekkilinin iş bu dava ile sözleşme kapsamındaki seçimlik hakkını sözleşmeden dönme olarak kullandığı, ancak yargılama sırasında da araçta aynı arızanın meydana geldiği, müvekkili tarafından yargılama sırasında aracın kullanılmasına bir engel bulunmadığı, sözleşmeden dönme hakkından feragat etmeksizin onarımı kabul ettiği, ayrıca mahkemece tespit edilen değer kaybı bedelinin hakkaniyete uygun olmadığı, müvekkilinin iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu ve aleyhine yargılama giderine hükmedilmesinin de doğru olmadığı bildirilerek başvurulmuştur. UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Uyuşmazlık taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu malın ayıplı olup olmadığı ve iadesi ile iadenin kapsamı noktasında toplanmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesini konu malın ayıplı olduğundan bahisle ayıplı malın iadesi ve bedelinin tahsili talebine ilişkindir....

        Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür....." Belirtildiği üzere; 6502 sayılı Yasa'nın 11.maddesinde, malın ayıplı olması halinde tüketicinin seçimlik hakları tek tek sayılmış olup, somut olayda tüketici satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkını ve bedel iadesi talep etme hakkını kullanmıştır....

        UYAP Entegrasyonu