Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"Dönme cezası" nın düzenlendiği BK 179/3 e göre ise , borçlunun kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi , dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduğunu, ispat etme hakkı saklıdır. Borçlunun dönme cezası sayesinde gerekçe göstermeksizin sözleşmeden dönme hakkını kullanabilmesi için , bu ceza miktarını ödemiş veya ödemeyi teklif etmiş olması aranmaktadır, ayrıca uyuşmazlık halinde borçlu kararlaştırılan miktarı ceza koşulu değil , dönme cezası olduğunu ispat etmek zorundadır. Mahkememizce tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda, taraflar arasındaki sözleşmenin 4.9.maddesinde; servis güzergahlarını belirlemenin davacının insiyatifine bırakıldığı, sözleşmenin 2.maddesinde bu belirlemenin ...Okulu ile İlkem'in belirleyici güzergahlar ile 4.9.maddede belirlenen yetkinin kısıtlandığı ve sözleşmenin 6.9.maddesinde servis hostesinin davalının sorumluluğunda olduğunun düzenlenmiş olduğu görülerek, davalı tarafın savunmalarına mahkememizce itibar edilmemiştir....

    Davalı vekili, 03/10/2012 tarihli taşınmaz satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle davacının sözleşmeden dönmesinin Medeni Kanunun 2.maddesine aykırı olduğunu, 5 yıl gibi bir sürede davacının sözleşmeyi devam ettirme ve malik olma iradesini açıkça ortaya koyduğunu, fiili teslimin yapılamamasının nedeninin kimden kaynaklandığı hususunun mahkemece değerlendirilmediğini, davacının kendi iradesiyle taşınmazı teslim almadığını, taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı edimlerin yerine getirilme oranının mahkemece yargıtay içtihatları kapsamında değerlendirilmediğini, taraflara ilave mali yük getirmemesi için sözleşmenin harici olarak yapıldığını, davacının sözleşmeden dönme yönündeki iradesinin yerinde olmadığını ve müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmadığı gibi karar harcının hatalı hesaplandığını beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur....

    Esas sırasında kayıtlı dava açıldığını, sözleşmenin ifası sırasında ortaya çıkan cpvid-19 pandemisinin olağanüstü ve objektif nitelikte olduğunu, değişen hal ve şartlar nedeniyle, tarafların yüklendikleri edimleri arasındaki dengenin aşırı ölçüde ve açık biçimde bozulduğunu, müvekkili şirketin bu duruma kendi kusuru ile sebebiyet vermediğini, değişen hal ve şartların önceden öngörülebilir, beklenebilir ve olağan nitelikte olmadığını, sözleşmeden dönme noktasında yasa koyucunun aradığı tüm yasal koşulların oluştuğunu, taleplerinin öncelikle TBK 136 ve 138 maddeleri çerçevesinde sıfıra uyarlama olarak tabir edilen sözleşmeden dönme noktasında uyarlama talebine ilişkin olduğunu, bu talebin haklı bulunmaması halinde fuar etkinliğinin 19/02/2022 açılış, 28/02/2022 kapanış olarak uyarlanması noktasında sözleşmeye müdahale edilmesi taleplerinin olduğunu, davalı tarafından müvekkili şirkete iletilen 12.01.2021 günlü elektronik posta içeriğinde tek yanlı değişikliğe gidilerek fuarın 20-28 Mart 2021...

      Tüketicinin ölmesi veya kazanç elde etmekten sürekli olarak yoksun kalması sebebiyle ön ödemeleri yapamayacak duruma düşmesi ya da sözleşmenin yerine olağan koşullarla yapılacak bir taksitle satış sözleşmesinin konulmasına ilişkin önerisinin satıcı tarafından kabul edilmemesi yüzünden sözleşmeden dönülmesi hâllerinde tüketiciden herhangi bir bedel talep edilemez. (3) Sözleşmeden dönülmesi durumunda, tüketiciye iade edilmesi gereken tutar ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belge, dönme bildiriminin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç yüzseksen gün içinde tüketiciye geri verilir....

      sözleşmeden dönme hakkını kullanmış olduğu, dönme halinde ceza koşulu talebi mümkün değilse de somut olayda davacının sözleşmenin 6-b maddesine göre 170.437,60 TL ceza koşulu talep edebileceği, bunu aşan ceza koşulu talebinin TBK. m 180/II gereği mümkün olmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Mahkemece davacının başka bir sözleşme yapma fırsatını kaçırmış olması nedeniyle menfi zararının 3.103,00-TL olduğu gerekçesiyle davacının menfi zarar talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; 4077 sayılı Kanunda sözleşmeden dönme halinde tüketiciye tanınan seçimlik haklar içerisinde menfi zarar (kaçırılan fırsatlar) mevcut değildir. Kanunda tüketicinin seçimlik hakları sınırlı olarak sayılmıştır....

          O halde, ödemenin kime yapılacağı sözleşmede kararlaştırıldığı, alacaklının, sözleşmenin tarafı olan davacı şirket olduğu, bu nedenle TBK'nın 111. Maddesinde düzenlenen ifa engeli bulunmadığı görülmüştür. Kaldı ki alacağın kime ait olduğu hususunda tereddüt bulunsa dahi davalı, alacaklının temerrüdünde olduğu gibi tevdi ya da dönme hakkını kullanabilir. Oysa ki davalı hizmeti almış olmasına rağmen tevdi mahalli tayini istemeyip ödemeden kaçınmıştır. Diğer bir husus ihbar olunan tarafından davalı şirket hakkında başlatılan iflas yolu ile takip nedeniyle doğabilecek ihtilaflar nedeniyle davalı ödemeden kaçınmış ise de ihbar olunan sözleşmenin tarafı olmadığı gibi bu hususta davalıya yöneltilmiş bir dava da bulunmadığı, davacı şirket aleyhine adi ortaklığın tespiti, feshi ve tasfiyesine yönelik açılan davanın, davacı ile ihbar olunan arasındaki iç ilişkiden kaynaklandığından davalının bu yöndeki savunması yerinde görülmemiştir....

            Esas kaydında hakim müdahalesi talebinde bulunulduğunun bilgileri dahilinde olduğunu, davalı şirketin iyi niyet koşullarını ve dürüstlük kuralını kenara bırakarak hareket ettiğini, taleplerinin sıfıra uyarlama olarak tabir edilen sözleşmeden dönme noktasında uyarlama talebi olduğunu, bu nedenlerle sözleşme ifa tarihinin yaın ve işin ivedi oluşu nedeni ile tüm tebligatların e tebligat veya APS yolu ile yapılmasına, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerinin değişen yeni koşullara uygunluğunun sağlanması yönüyle öncelikle sözleşmeden dönme yolunda uyarlama ya yönelik müdahalede bulunulmasına, sözleşmeden dönme yolunda haklı nedenler bulunmadığının değerlendirilmesi halinde .... ... Fuar etkinliğinin 19/02/2022 açılış 28/02/2022 kapanış olarak tarih bağlamında uyarlanmasına ilişkin sözleşmeye müdahale edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Noterliği kanalıyla yolladıkları 27 Temmuz 2020 tarih ...... yevmiye numaralı ihtarname ile iddialarını kabul etmediklerini, sözleşmesel yükümlülüklere aykırı davranmaları nedeniyle sözleşmeden dönme haklarını kullandıklarını, sözleşme sebebiyle yerine getirilen edimlerin iadesinin gerektiğini, ödemiş oldukları 200.000,00 USD’nin (iki yüz bin Amerikan Doları) müvekkiline iade edilmesini ve teslim ettikleri makinenin sökülüp iade alınması için şirket yetkililerimizle iletişime geçmelerini aksi halde yasal yollara başvuracaklarını bildirdiklerini, ancak sözleşmeden dönme nedeniyle, sözleşme sebebiyle yerine getirilen edimlerin iadesi talebinin davalı tarafça karşılanmadığını, davalının müvekkiline ödeme yapmadığını ve teslim ettiği makineleri geri almadığını, müvekkili tarafından davaya konu eser sözleşmesine istinaden davalıya 17/04/2020 tarihinde yapılan 200.000,00 Usd'lik senedin şimdilik 10.000,00 TL'sinin 17/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini...

                Sözleşmede tazminat olarak ödenmesi kararlaştırılan 120.000.TL.nin sözleşmenin yapıldığı anda vaad alacaklısına ödenmemiş olması (BK.m.156) bu meblağın pey akçesi olmadığını gösterir. Ne var ki tarafların, 26.09.1978 tarihli sözleşmede cezai şart ödenmesi karşılığı sözleşmedeki edimlerinden kurtulmayı amaçladıkları da çok açıktır. Sözleşmeye bakılırsa tarafların amacı dönmeyi sağlamak üzere ceza adı altında karşı tarafa bir miktar ödeme yapmaktır. Bu ceza, uygulama ve doktrindeki söyleyişiyle “dönme cezası” veya “ifa’yı engelleyen ceza”dır. Dönme cezası, Borçlar Kanunu’nun 158/son maddesinde düzenlenmiş olup, amacı ceza ödemek suretiyle sözleşmeden dönmeyi sağlamaktır. Bu suretle taraflardan biri sözleşmede kendisine tanınan bu hakkı kullanarak, yani, ceza ödeyerek sözleşmedeki borcundan kurtulur. Kısaca ifade etmek gerekirse, sözleşmenin vaad borçlusu olan davalı ve karşı davacıların dönme cezası ödemek suretiyle sözleşmedeki edimi ifa’dan kaçınmaları mümkündür....

                  UYAP Entegrasyonu