Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bankasındaki hesabına 25.08.2017 tarihinde 13.793,35 TL (açıklamaya göre ihbar ve kıdem tazminatı olarak), yine aynı tarihte 74.706,65 TL olmak üzere iki parçada toplam 88.500,00 TL'nin yatırıldığı, davalının ise geçen sürede bu paraların neden yatırıldığı konusunda itirazda bulunmadığı, parayı uhdesinde tutup kullandığı, taraflar arasındaki görünürde işçi-işveren ilişkisi mevcut ise de, gizli ortaklığın söz konusu olması nedeniyle rekabet yasağının BK'nun 348-350 maddelerine göre değil, Türk Ticaret Kanununun özellikle limitet şirketle ilgili maddeleri açısından irdelenmesi gerektiği, limited ortaklıkta, rekabet yasağının kural olarak sadece müdür ortaklar için öngörüldüğü, TTK'nun 613/2 maddesinde, müdür olmayan ortaklar hakkında, rekabet yasağının arıcak esas sözleşmede hüküm bulunması kaydıyla geçerli olacağının belirtildiği, somut olayda davacı şirketin sahibi Barış Büyükterzi ile davalı gizli ortak ... arasında özel sözleşme imzalandığı ve davalı tarafın, “2 yıl süreyle ve sadece...

    Konuya bu bağlamda yaklaşıldığında; 25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun “Görev” kenar başlıklı 5. maddesi, madde gerekçesinde de açıkça belirtildiği üzere, İş Mahkemeleri’nin görev alanını 5521 sayılı Kanun hükmüne nazaran genişletmiş, 6098 sayılı TBK’da hizmet sözleşmesine tabi işçilerin, işverenleri ile “iş ilişkisi” nedeniyle sözleşme ve kanundan doğan hukuk uyuşmazlıklarını da iş mahkemelerinin görevi kapsamına almıştır. Ancak, rekabet yasağına ilişkin TBK’nın 444 vd. maddelerinde düzenlenen hükümler, doğrudan hizmet sözleşmesinin bir unsuru olarak görülemeyeceği gibi rekabet yasağının işçi-işveren arasındaki hizmet sözleşmesinin ve buna bağlı olarak iş ilişkisinin sona ermesinden sonra hüküm ifade edecek mahiyette olması, işçinin tek taraflı bir taahhüdü suretiyle de oluşturulması mümkün bulunmakla, rekabet yasağının ihlali halinde ortaya çıkacak uyuşmazlıkların iş ilişkisinden yahut hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı kabul edilemez....

    Maddesinde düzenlenen rekabet yasağına aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili ile davalı ... arasında "Gizlilik, Sır Saklama ve Rekabet Yasağı Sözleşmesi" imzalandığını, dolayısıyla rekabet yasağı bir ortaklığın veya ticari işletmenin ya da esnaf işletmesinin sırlarını bildikleri varsayımından hareket edilerek belirli kişilerin bu ortaklık veya işletme ile rakip konumuna gelmelerini engellemek amacı ile geliştirilmiş bir faaliyet yasağı olarak tanımlandığını, sözleşme uyarınca rekabet yasağının ihlali halinde işçinin son 2 yıllık (24 aylık) brüt ücreti tutarında tazminat ödenmesine yönelik karar alındığını tüm bu nedenlerle davalının haksız rekabet hükümlerine aykırı fiilleri nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00- TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini ayrıca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir ....

      Belirtilen nedenlerle, rekabet yasağı sözleşmesinin süre ve coğrafi alan sınırlamalarına aykırı olarak düzenlenmiş olduğu, bu nedenle sözleşmede ön görülen rekabet yasağının davalının ekonomik geleceğini tehlikeye düşürdüğü, davalının eylemi nedeniyle davacının zarar görme olasılığının ortaya konulamadığı, yine davalının davacıya ait gizli sır ve bilgileri davacı zararına, yeni başladığı şirket yararına kullandığının sübuta ermediği ...." gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiştir....

        İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir. Türk Borçlar Kanunu'nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret mahkemesince değerlendirilmesinin güçlüğü ortadadır. Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir....

          tarihli tam zamanlı kısmi süreli hizmet sözlemesinin rekabet yasağının düzenleyen ve işbu davaya temel teşkil eden 4/h maddesinin yazılmamış sayılması gerektiği, böylece taraflar arasında geçerli bir rekabet yasağı sözleşmesinin mevcut olmadığı ve dosyaya teşkil eden Gizlilik başlıklı 6. Madde ve özellikle bu maddenin cezai şartı düzenleyen b fıkrasının da genel işlem koşulu kabul edilerek yazılmamış sayılması gerektiği, dolayısı ile taraflar arasındaki sözleşmede düzenlenmiş olan rekabet yasağının yer, zaman ve konu bakımından sınırlanmış olduğu, ancak hem rekabet yasağının düzenleyen 4/h maddesinin hemde gizlilik ve cezai şartı düzenleyen 6....

            Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir....

            Davalı vekili; davacı talebinin belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, davacının ibraz etmiş olduğu iş sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte iş sözleşmesinde yer alan rekabet yasağına ilişkin düzenlemelerin geçersiz olduğunu, rekabet yasağının işçinin hayatını kazanmasını engelleyecek derecede ekonomik geleceğini haksız şekilde kısıtlamaması ve Anayasa ile güvence altına alınan çalışma hürriyetine aykırı olmaması gerektiğini, davacının sunduğu bordrolardan da görüleceği üzere müvekkilinin ayda 2.066,25 TL brüt ücret aldığını, müvekkiline ödenen ücretin miktarı dahi müvekkilinin davacı şirketin müşteri çevresi, üretim sırları ve yaptığı işler hakkında bilgi edinmesini mümkün kılacak pozisyonda çalışmadığını teyit ettiğini, müvekkilinin davalı şirkette çalıştığı pozisyon dikkate alındığında sözleşmede yer alan rekabet yasağının yasaya aykırı şekilde düzenlendiğini, müvekkilinin rekabet yasağına aykırı bir eylemi olmadığını ve bu...

              sözleşmenin söz konusu olmadığı, bu nedenle davacının rekabet yasağına aykırılık iddiasından kaynaklanan cezai şart alacağı talebinde haklı olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir....

                Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; 6098 sayılı TBK’nın 445. maddesinde hakime aşırı nitelikteki rekabet yasağının kapsamını ve süresini sınırlama yetkisinin verildiği, ancak anılan sınırlamanın ön şartının işverenin üstlendiği karşı edimin mevcudiyeti olduğu, iş sözleşmesinde sadece davalı aleyhine cezai şartın konulduğu, davacı aleyhine cezai şart yahut karşı edimin düzenlenmediği, bu nedenle TBK’nın 420/1. maddesi uyarınca cezai şartın geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali iddiasına dayalı cezai şart istemine ilişkindir. Mahkemece, 6098 sayılı TBK’nın 420/1. maddesi uyarınca cezai şartın geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu