Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İşçi, sözleşmesinin yapıldığı zamanda reşit değil ise rekabet memnuiyetine dair olan şart batıldır.” hükmünü haiz olup, madde metninden de anlaşılacağı üzere bu madde sözü edilen sırlara vakıf işçinin sözleşme yapmak şartıyla işten ayrılması halinde aynı işi kendi adına yapmamasını, rakip bir müessesede çalışmamasını ve böyle bir müessesede şerik veya sair sıfatla alakadar olmamasını düzenlemektedir. Düzenleme, iş sözleşmesi içinde yer almakla birlikte iş sözleşmesi süresi içinde yapılmaması gereken bir hususta değil, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra yapılmaması gereken bir hususta düzenleme getirmektedir. İş sözleşmesinin devamı sırasında rekabet yasağının ihlali şeklindeki sadakatsizlik iş mahkemesinde görülecek bir davanın konusunu oluşturur. Bu rekabet yasağının sözleşmeden veya kanundan kaynaklanmasının hukuki sonuçları aynıdır. Oysa somut uyuşmazlıkta davacı taraf, davalının sözleşmenin sona ermesinden sonra gerçekleşen eylemi sebebiyle cezai şart istemektedir....

    İşçi, sözleşmesinin yapıldığı zamanda reşit değil ise rekabet memnuiyetine dair olan şart batıldır.” hükmünü haiz olup, madde metninden de anlaşılacağı üzere bu madde sözü edilen sırlara vakıf işçinin sözleşme yapmak şartıyla işten ayrılması halinde aynı işi kendi adına yapmamasını, rakip bir müessesede çalışmamasını ve böyle bir müessesede şerik veya sair sıfatla alakadar olmamasını düzenlemektedir. Düzenleme, iş sözleşmesi içinde yer almakla birlikte iş sözleşmesi süresi içinde yapılmaması gereken bir hususta değil, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra yapılmaması gereken bir hususta düzenleme getirmektedir. İş sözleşmesinin devamı sırasında rekabet yasağının ihlali şeklindeki sadakatsizlik iş mahkemesinde görülecek bir davanın konusunu oluşturur. Bu rekabet yasağının sözleşmeden veya kanundan kaynaklanmasının hukuki sonuçları aynıdır. Oysa somut uyuşmazlıkta davacı taraf, davalının sözleşmenin sona ermesinden sonra gerçekleşen eylemi sebebiyle cezai şart istemektedir....

      İşçi, sözleşmesinin yapıldığı zamanda reşit değil ise rekabet memnuiyetine dair olan şart batıldır.” hükmünü haiz olup, madde metninden de anlaşılacağı üzere bu madde sözü edilen sırlara vakıf işçinin sözleşme yapmak şartıyla işten ayrılması halinde aynı işi kendi adına yapmamasını, rakip bir müessesede çalışmamasını ve böyle bir müessesede şerik veya sair sıfatla alakadar olmamasını düzenlemektedir. Düzenleme, iş sözleşmesi içinde yer almakla birlikte iş sözleşmesi süresi içinde yapılmaması gereken bir hususta değil, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra yapılmaması gereken bir hususta düzenleme getirmektedir. İş sözleşmesinin devamı sırasında rekabet yasağının ihlali şeklindeki sadakatsizlik iş mahkemesinde görülecek bir davanın konusunu oluşturur. Bu rekabet yasağının sözleşmeden veya kanundan kaynaklanmasının hukuki sonuçları aynıdır. Oysa somut uyuşmazlıkta davacı taraf, davalının sözleşmenin sona ermesinden sonra gerçekleşen eylemi sebebiyle cezai şart istemektedir....

        AŞ bünyesinde çalışmadığını, müvekkilinin davacı işyerinin Ankara'da bulunan bir bayisinde çalıştığını ve ücretini alamaması sonucunda farklı şirketlerde çalışmaya başladığını, sözleşme ile belirlenen ceza koşulu işçi aleyhine tek taraflı olarak kararlaştırıldığını, bu durumda ceza koşulu geçerli olmadığını, dolayısıyla davacı zararını ve illiyet bağını ispat etmek zorunda olduğunu, nitekim TBK 420/1. Maddesine göre sözleşme ile getirilecek ceza koşulu sadece işçi aleyhine bir ceza koşulu olamaz, bunun karşılığında işverenin de bir edim üstlenmiş olması gerektiğini, taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin olduğu bir an kabul edilse dahi buna bağlanan tek taraflı ceza koşulu hükümsüz olduğunu, buradaki hükümsüzlük TBK 27/2. Maddesi uyarınca kısmi hükümsüz olduğunu, bu durumda davacı, rekabet yasağını ihlal ettiğini iddia ettiği işçiden ceza koşulunu isteyemeceğini, ancak zararını kanıtlayarak tazminat isteyebileceğini, açıklanan nedenlerle davanın reddini talep etmiştir....

          AŞ bünyesinde çalışmadığını, müvekkilinin davacı işyerinin Ankara'da bulunan bir bayisinde çalıştığını ve ücretini alamaması sonucunda farklı şirketlerde çalışmaya başladığını, sözleşme ile belirlenen ceza koşulu işçi aleyhine tek taraflı olarak kararlaştırıldığını, bu durumda ceza koşulu geçerli olmadığını, dolayısıyla davacı zararını ve illiyet bağını ispat etmek zorunda olduğunu, nitekim TBK 420/1. Maddesine göre sözleşme ile getirilecek ceza koşulu sadece işçi aleyhine bir ceza koşulu olamaz, bunun karşılığında işverenin de bir edim üstlenmiş olması gerektiğini, taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin olduğu bir an kabul edilse dahi buna bağlanan tek taraflı ceza koşulu hükümsüz olduğunu, buradaki hükümsüzlük TBK 27/2. Maddesi uyarınca kısmi hükümsüz olduğunu, bu durumda davacı, rekabet yasağını ihlal ettiğini iddia ettiği işçiden ceza koşulunu isteyemeceğini, ancak zararını kanıtlayarak tazminat isteyebileceğini, açıklanan nedenlerle davanın reddini talep etmiştir....

            AŞ bünyesinde çalışmadığını, müvekkilinin davacı işyerinin Ankara'da bulunan bir bayisinde çalıştığını ve ücretini alamaması sonucunda farklı şirketlerde çalışmaya başladığını, sözleşme ile belirlenen ceza koşulu işçi aleyhine tek taraflı olarak kararlaştırıldığını, bu durumda ceza koşulu geçerli olmadığını, dolayısıyla davacı zararını ve illiyet bağını ispat etmek zorunda olduğunu, nitekim TBK 420/1. Maddesine göre sözleşme ile getirilecek ceza koşulu sadece işçi aleyhine bir ceza koşulu olamaz, bunun karşılığında işverenin de bir edim üstlenmiş olması gerektiğini, taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin olduğu bir an kabul edilse dahi buna bağlanan tek taraflı ceza koşulu hükümsüz olduğunu, buradaki hükümsüzlük TBK 27/2. Maddesi uyarınca kısmi hükümsüz olduğunu, bu durumda davacı, rekabet yasağını ihlal ettiğini iddia ettiği işçiden ceza koşulunu isteyemeceğini, ancak zararını kanıtlayarak tazminat isteyebileceğini, açıklanan nedenlerle davanın reddini talep etmiştir....

              İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir. Türk Borçlar Kanunu'nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret mahkemesince değerlendirilmesinin güçlüğü ortadadır. Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir....

                İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir. Türk Borçlar Kanunu'nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret mahkemesince değerlendirilmesinin güçlüğü ortadadır. Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir....

                  Diğer yandan, işçi ve işveren, rekabet yasağı anlaşmasına bir ceza koşulu koyabilir. Ancak, bu ceza koşulunun geçerliliği TBK'nın 420/1. maddesine bağlıdır. Yani, burada getirilecek bir ceza koşulunun sadece işçi aleyhine bir ceza koşulu olmaması, bunun karşılığında işverenin de bir edim üstlenmiş olması gerekir. Kanun'da bu yorumun aksinin kabulünü gerektirecek hiç bir hüküm yoktur. TBK'nın 393 ilâ 447. maddelerinin tamamı hizmet sözleşmelerini düzenleyen maddelerdir. Sözleşmedeki bir hükmün, sözleşme sona erdikten sonra hüküm ifade edecek olması, o hükmün sözleşmenin bir maddesi olmadığı, başka bir sözleşme olduğu anlamına gelmez. Taraflar arasındaki rekabet yasağı içeren sözleşme 446. maddedeki yasal sınırlar içinde geçerli bir anlaşma olsa bile, buna bağlanan tek taraflı ceza koşulu hükümsüz olur. Buradaki hükümsüzlük, TBK'nın 27/2. maddesi anlamında kısmî hükümsüzlüktür....

                  KARŞI OY Dava, işçinin rekabet etme yasağına aykırılığa dayalı cezai şart istemine ilişkindir. Ceza koşulunun kendisi başlı başına bir borcun konusu değildir. Ceza koşulu, daima ifası gereken bir asıl borcun varlığını arar. Zira ceza koşulu, borçlunun borca uygun davranmasını temin eden bir tür güvencedir. Yine ceza koşulu asıl borca bağlı (fer'i) nitelikte bir borç doğurur. Ceza koşulu TBK. m. 179'da düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, ceza koşulunun türleri, seçimlik, ifaya eklenen ceza ve ifa yerine cezadan (Dönme cezası) ibarettir. Bu genel düzenlemenin yanında TBK. m. 444/2'deki dönme cezası özel olarak düzenlenmiştir. Bu TBK. 444/2 maddesi aynı Yasa'nın TBK. m. 179 maddesine bir aykırılık oluşturur. Sözleşme cezası burada da madde TBK. m. 179 olduğu gibi, kural olarak ödenmesi ile akitten cayma hakkını verir. Ne var ki madde TBK. m. 179'un aksine, TBK. m. 444/2 gereğince ifayı ya da sözleşme cezasını talep etmek isteyip istemediğini alacaklı seçemez....

                    UYAP Entegrasyonu