Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin müşterisi olmadığını müvekkilinin özel müşterisi olduğunu söz konusu rekabet yasağı sözleşmesinin yasanın koyduğu sınırlara uygun olarak yapılmadığını, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre de sözleşmenin bu haliyle geçersiz olduğunu, sözleşmenin yer bakımından sınırlamanın tüm Türkiye ile yapıldığını, şayet bir an için müvekkili ve davacı arasında imzalanan rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olduğu düşünüldüğünde; müvekkilinin davacı bünyesinde çalışmasını sonlandırması itibari ile 2 yıl boyunca mesleğini Türkiye sınırları içerisinde yapamayacağı yapması halinde ödeyemeyeceği bir tazminatla karşı karşıya geleceğini beyanla, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir. GEREKÇE: Dava: davalının iş akdinin sona ermesinden sonra rakip bir firmada işe başlaması nedeniyle, rekabet yasağına aykırı davranıldığı iddiası ile cezai şart istemine ilişkindir....

    nde işyeri hekimi olarak çalışmak üzere istihdam edildiğini, davalı ... ile müvekkili arasında imzalanan belirli süreli hizmet sözleşmesinin "Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Yükümlülüğü" başlıklı 6. maddesinin b bendinin; "Hekim, işyerinde çalıştığı sürece veya bu sözleşmenin herhangi bir sebeple sona ermesinden itibaren 12 ay süreyle işbu Hizmet Sözleşmesi kapsamında çalıştığı işveren Şirket'in anlaşmalı işyerleri ve bu anlaşmalı işyerlerinin şirketlerine bağlı firmalar ile gerek kendisi, gerek üçüncü kişilerin nam ve hesabına işyeri hekimliği yahut benzeri sağlık hizmeti işi yapmamayı kabul ve taahhüt etmiştir.” hükmünü içerdiğini, taraflar arasında bu şekilde rekabet yasağı sözleşmesi olduğunu, iş sözleşmesinin 07/01/2016 tarihinde davalı-işçinin ihbarnamesi ile son bulduğunu ve davalıya tüm işçilik alacaklarının ödendiğini, iş sözleşmesinin sonlanması sonrası, müvekkilince 10/04/2013 tarihinden beri iş güvenliği ve işçi sağlığı hususlarında hizmet verilen diğer davalı ... Şti.'...

      üzere iş sözleşmesinin haklı bir neden olmaksızın işverence veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshedilmesi halinde rekabet yasağı sözleşmesinin sona ereceğini,savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        ün acenteyi 09/05/2015 tarihinde açmadığını, sözleşme hukukuna göre sözleşme serbestisi olmasının mutlak ve kesin bir serbestlik olduğunu göstermediğini, rekabet yasağı sözleşmesinin bir tarafın ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye atmaması şartı ile geçerli olduğunu, protokolün 3. maddesinde müvekkili ...'...

          iddia ettiği zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını; Yargıtay'ın yerleşik içtihatları gereği rekabet yasağı sözleşmesinin her işçiyle akdedilemeyeceği, işçinin kendi mesleki bilgi ve deneyimi ile sektörde faaliyet gösteren pek çok firmada az çok öğreneceği bilgilerin, benzer üretim tekniklerinin rekabet yasağıyla korunacak iş sırlarından olmadığını, ispat yükünü taşıyan işverence önemli bir zarara uğrama ihtimalinin somutlaştırılmadığı durumlarda davanın reddi gerekeceğini, iş sözleşmesi ve rekabet yasağı maddesinin temel yasalara aykırı ve batıl olduğunu, sözleşmenin işin başında ve sadece işçinin aleyhine şartlar içermesi nedeniyle geçersiz olduğunu, müzakere edilmeden matbu düzenlenen sözlemenin imzalatıldığını, genel işlem koşulları içeren batıl sözleşmeye dayalı olarak tazminata karar verilemeyeceğini, tek taraflı cezai şart içeren sözleşmenin geçersiz olduğunun Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edildiğini, davacı işverene karşı hiçbir şekilde rekabet yasağı ihlali anlamına...

          iddia ettiği zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını; Yargıtay'ın yerleşik içtihatları gereği rekabet yasağı sözleşmesinin her işçiyle akdedilemeyeceği, işçinin kendi mesleki bilgi ve deneyimi ile sektörde faaliyet gösteren pek çok firmada az çok öğreneceği bilgilerin, benzer üretim tekniklerinin rekabet yasağıyla korunacak iş sırlarından olmadığını, ispat yükünü taşıyan işverence önemli bir zarara uğrama ihtimalinin somutlaştırılmadığı durumlarda davanın reddi gerekeceğini, iş sözleşmesi ve rekabet yasağı maddesinin temel yasalara aykırı ve batıl olduğunu, sözleşmenin işin başında ve sadece işçinin aleyhine şartlar içermesi nedeniyle geçersiz olduğunu, müzakere edilmeden matbu düzenlenen sözlemenin imzalatıldığını, genel işlem koşulları içeren batıl sözleşmeye dayalı olarak tazminata karar verilemeyeceğini, tek taraflı cezai şart içeren sözleşmenin geçersiz olduğunun Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edildiğini, davacı işverene karşı hiçbir şekilde rekabet yasağı ihlali anlamına...

            İş sözleşmesinin kurulması ile doğan sadakat borcu, işçi tarafından işverenin çıkarlarını koruma ve gözetme borcudur. Rekabet etmeme borcu ise, iş sözleşmesinin sonuçlarından olan; işçinin işverene sadakat borcu içinde yer alan alt bir yükümlülüktür. Taraflar iş ilişkisi devam ederken sözleşmenin bitiminden sonra işçinin rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hükmün iş sözleşmesine konulmasına veya bu konuda ayrı bir sözleşme (rekabet yasağı sözleşmesi) yapılmasını kararlaştırabilirler. Rekabet yasağının ihlaline bağlı taraflarca kararlaştırılmış olan belli bir ödemeyi öngören yaptırım, niteliği itibarıyla bir cezai şart hükmüdür. İş akdinin devamı süresince işçinin işverenle rekabet etmemesi sadakat borcu içinde yer alan bir yükümlülüktür. Buna karşılık, taraflar iş ilişkisi devam ederken sözleşmenin bitiminden sonra işçinin rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hükmün iş akdine konulmasını veya bu konuda ayrı bir sözleşme (rekabet yasağı sözleşmesi) yapılmasını kararlaştırabilirler....

              Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 444 ve devamı maddeleri uyarınca işçinin rekabet yasağına dayalı olarak açılan cezai şart istemine ilişkindir. 6098 sayılı TBK’nın 444/2. maddesine göre, "Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir." şeklinde kurallara yer verilerek rekabet yasağının esasları düzenlenmiştir. Buna göre işçinin, işverenle ilişkide olan müşterileri tanıdığı hallerde, iş sözleşmesinin sona ermesinin ardından işverenle rekabet oluşturacak şekilde kendi namına iş yapmaması, rakip bir firmada ortak olamaması ya da iş sözleşmesiyle çalışmaması şeklinde şart içeren sözleşmeler yapabileceklerdir....

                Hukuk Dairesi'nin 12.12.2017 tarih 2015/41922 esas 2017/12383 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; davacı işveren davalı işçinin kendi işyerinden ayrıldıktan sonra verdiği taahhüte aykırı davranarak rekabet yasağı sözleşmesini ihlal ettiğini ileri sürerek cezai şartın ödenmesini talep ederek eldeki davayı açmıştır. TBK.'nın 444. Maddesinde düzenlenen rekabet yasağı aslı yükümlülük doğuran bir sözleşme olmayıp iş akdine bağlı olarak fer'i nitelikte bir yükümlülük doğurmaktadır. Bu bakımdan, dava konusu rekabet yasağının dayanağı İş Kanunu kapsamında işçi sayılan davalının hizmet akdinden kaynaklanan sadaka borcu oluşturmaktadır. 4857 ve 5521 Sayılı Kanunların 1. Maddedeki hükmü gereğince hizmet sözleşmelerinden doğan bu gibi davaların iş mahkemelerince görülmesi gerektiği, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin 9/e ve f bentlerinde haksız rekabete ilişkin süre ve zaman sınırı belirtilmiş olup TBK'nun 444. Md. Kapsamında geçerli nitelikte iş sözleşmesine dayanıldığı anlaşılmıştır....

                  Dolayısıyla, davacı vekilinin istinafına dayanak teşkil ettirdiği iş akdi kapsamında işçinin rekabet yasağına aykırılık iddiasına dayalı davalarda, Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yönündeki önceki tarihli Yargıtay kararlarının da 7036 sayılı kanundaki belirtilen düzenlemeye göre (rekabet yasağına aykırılığın iş akdinin devamı veya feshinden sonra olup olmadığına bakılmaksızın) somut olaya uygulanma imkanı bulunmadığından, uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan, Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevli olup mahkemece iş mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yukarıdaki şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi yerinde görülmemiştir.---- sayılı kararı da benzer mahiyettedir.)...

                    UYAP Entegrasyonu