Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dolayısıyla, davacı vekilinin istinafına dayanak teşkil ettirdiği iş akdi kapsamında işçinin rekabet yasağına aykırılık iddiasına dayalı davalarda, Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yönündeki önceki tarihli Yargıtay kararlarının da 7036 sayılı kanundaki belirtilen düzenlemeye göre (rekabet yasağına aykırılığın iş akdinin devamı veya feshinden sonra olup olmadığına bakılmaksızın) somut olaya uygulanma imkanı bulunmadığından, uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan, Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevli olup mahkemece iş mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yukarıdaki şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi yerinde görülmemiştir.---- sayılı kararı da benzer mahiyettedir.)...

    Maddesinin genel işlem koşulları kapsamında yazılmamış sayılması gerektiği ve bu nedenle taraflar arasında geçerli bir rekabet yasağı sözleşmesinin mevcut olmadığı görülmekle, davaya konu olayda haksız rekabet olayının bulunmadığı sonucuna varılmakla, alınan bilirkişi raporuna da itibar edilerek maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

      Somut olayda, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin 10. maddesinde 2 yıllık rekabet yasağı süresi öngörülmüş, coğrafi alana yönelik kısıtlama ise "tüm Türkiye" olarak belirlenmiştir. Söz konusu sözleşme maddesinde kapsamın "tüm Türkiye" olarak belirlenmesi, aynı maddenin 1. fıkrasındaki düzenlemeye aykırı nitelik taşıyor ise de, TBK'nın 445/2. maddesinde mahkemece aşırı nitelikteki rekabet yasağı hükümlerinin kapsamı veya süresi bakımından, hakimin aşırı nitelikteki rekabet yasağını bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirerek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniye uygun biçimde gözönünde tutmak suretiyle sınırlandırabileceği düzenlenmiş olmakla, mahkemece, rekabet yasağının yer konusunda sınırlandırılmadığı, bu hususun da Anayasa'da öngörülen çalışma özgürlüğü ilkesine aykırılık taşıdığı gerekçesinde de isabet bulunmamaktadır....

        , rekabet yasağı sözleşmesinin ihlal edilmiş olması sebebiyle sözleşmenin 11. maddesi kapsamında davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          de çalışarak rekabet yasağını ve sır saklama yükümlülüğünü ihlal ettiğini, 30.000TL cezai şart talebinde bulundukları, Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle, rekabet yasağı sözleşmesinin geçerlilik şartlarının oluşmadığını, iş sözleşmesinin işverenin kusuru nedeniyle fesih edildiğini, rekabet yasağı sözleşmesi geçerli yürürlükte kabul edilse dahi sözleşmenin ihlal edilmediğini, tek taraflı ve fahiş cezai şartın hükümsüzlüğüne veya tenkisine karar verilmesi gerektiğini, davanın reddini talep ettiği, Dosya kapsamında delillerin toplandığı, tanıkların dinlendiği, bilirkişi heyetinden raporlar alındığı, iş bu davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca haksız rekabet şartları oluşup oluşmadığı ile davacının cezai şart talep edip edemeyeceği, bu cezai şart miktarından tenkis yapılıp yapılamayacağı ile varsa alacak miktarının hesaplanmasına ilişkin olduğu, İş bu dosya ile benzer nitelikteki uyuşmazlık hakkında İstanbul BAM ........

            ye geçiş yapan şirketler vekaletname verilen gümrük müşavirliği bilgisi sorgulaması yapıldığında da ortaya çıkacağını, davalı işçinin iş sözleşmesi gereğince müvekkil şirkete karşı ticari sır saklama ve müvekkili şirket ile rekabet etmeme yükümlülüğü altında olduğu her türlü izahtan vareste, açıklanan nedenlerle; davalının haksız rekabet teşkil eden davranışlarına tedbiren son vermesine, huzurdaki haklı davamızın kabulü ile taahhütnamede yer alan cezai şartın davalıdan tahsil edilmesinin yanı sıra haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeniyle müvekkil şirketin uğradığı manevi zararının haksız fiilin işlendiği tarihten itibaren işyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte tahsil edilmesine karar verilmesini talep etme zorunluluğu doğduğunu, rekabet yasağına aykırı davranışlara son verilmesine yönelik tedbir talebimizin kabulüne, işbu haklı davamızın kabulüne, davalının Gizlilik ve Rekabet Yasağı Sözleşmesi ile iş sözleşmesinin "G....

              Davacı ile davalı arasında 25/11/2014 tarihinde imzalanan belirli süreli hizmet sözleşmesinin VII rekabet yasağı maddesinde;" çalışan iş veren şirket olan sözleşmesinin her ne sebeple olursa olsun sona ermesinden sonra da, işverenin pazar payı ve ticari sırlarının kullanılabileceği benzer maaliyette işyerinde, fesih tarihinden itibaren 1 yıllık sürede çalışmamayı kabul ve taahhüt eder. Rekabet yasağına bağlanan cezai şartta zarar ve ziyan olmasa dahi sözleşmenin ihlali halinde yükümlülüğün doğacağı, sonuçlarının nelerden ibaret olacağı işçiyle işveren arasında müzakere de edilerek kararlaştırılmıştır. Çalışanın rekabet yasağının öngörüldüğü bu hükme aykırı davranışta bulunduğunu tespiti halinde çalışan işverene 10.000,00 $ cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt eder." şeklinde düzenleme bulunmaktadır....

              Yukarıdaki açıklamalar uyarınca; Borçlar kanununun 348 ve devamı maddelerine dayalı olarak iş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemelerinin görevli olduğu kabul edilerek ön sorun oyçokluğu ile aşıldıktan sonra işin esasının incelenmesine geçilmiştir. İşin esasının incelenmesinde; Yasa koyucu, hizmet sözleşmelerine konulan rekabet yasaklarına cezai şart eklenmesi durumunda, hizmet sözleşmelerinin özelliğini göz önünde bulundurarak, bunlara eklenen cezai şartlar için, Borçlar Kanununun cezai şartı düzenleyen 161 ve devamı maddelerinden ayrı hükümler koymuştur. Rekabet etmeme sözleşmesi eski işverenin korunmasını amaçladığından işverenin korunmaya değer bir menfaatinin bulunması gerekir....

                Rekabet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için coğrafi sınırlama yapılması zorunlu olmakla birlikte eğer sınırlama yapılmamışsa coğrafi sınır tüm Türkiye'dir. Dava konusu sözleşme coğrafi sınır içermemesi nedeniyle tüm Türkiye'yi kapsadığından TBK'nın 445/2. maddesi uyarınca hakim tarafından kapsam olarak yani coğrafi sınır yönünden sınırlandırılmalıdır. Sınırlandırma yapılırken davalının davacı nezdinde çalıştığı il sınırlarının esas alınması hakkaniyete uygun görülmüştür. Davalılar, İstanbul'da davacının iş yerinde çalışırken, rekabet yasağı sözleşmesini imzaladıklarına göre, rekabet yasağı hükmünün İstanbul İli için geçerli olduğunun kabulü gerekir. Davalılar İstanbul'daki çalışması için rekabet etmeme taahhüdünde bulunduğuna ve işten ayrıldıktan sonra da İstanbul'da rakip bir firmada çalışmaya başladığına göre, rekabet yasağı hükmünün geçersiz olduğunun ileri sürülmesi aynı zamanda TMK.'nın 2.maddesine de aykırıdır....

                  Diğer taraftan Rekabet yasağı 6098 sayılı T. Borçlar Kanunu’nun Genel Hizmet Sözleşmesi hükümleri içinde 444 ila 447. maddelerinde düzenlenmiştir. Bunun nedeni ise rekabet etmemenin sadakat borcunun bir gereği olmasıdır. İş sözleşmesinin kurulması ile doğan sadakat borcu, işçi tarafından işverenin çıkarlarını koruma ve gözetme borcudur. Rekabet etmeme borcu ise, iş sözleşmesinin sonuçlarından olan; işçinin işverene sadakat borcu içinde yer alan alt bir yükümlülüktür. Taraflar iş ilişkisi devam ederken sözleşmenin bitiminden sonra işçinin rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hükmün iş sözleşmesine konulmasına veya bu konuda ayrı bir sözleşme (rekabet yasağı sözleşmesi) yapılmasını kararlaştırabilirler. Rekabet yasağının ihlaline bağlı taraflarca kararlaştırılmış olan belli bir ödemeyi öngören yaptırım, niteliği itibarıyla bir cezai şart hükmüdür.İş akdinin devamı süresince işçinin işverenle rekabet etmemesi sadakat borcu içinde yer alan bir yükümlülüktür....

                    UYAP Entegrasyonu