Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin rekabet yasağını ihlal ettiği iddiasına dayalı olarak TBK'nın 444 ve devamı maddeleri uyarınca cezai şart istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda mahkemenin görevsizliğine dair karar verilmiş; bu karara karşı, davacılar vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava konusu rekabet yasağı ve buna dayalı tazminata ilişkin olarak taraflarca Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Yükümü Sözleşmesi akdedilmiştir. Bahsi geçen bu sözleşmenin 2.2 .maddesinde işçi aleyhine rekabet yasağı öngörülmüştür. Rekabet yasağı 6098 sayılı TBK'nın Genel Hizmet Sözleşmesi hükümleri içinde 444 ilâ 447. maddelerinde düzenlenmiştir....

    Somut olayın şartları içerisinde değerlendirme yapılacak olursa, öncelikle davacı ve davalı arasındaki iş sözleşmesinde bir rekabet yasağı kaydı bulunduğunu, dolayısıyla rekabet yasağı sözleşmeleri açısından aranan şekil şartına uyulmuş olduğunu söylemek gerekir. Rekabet yasağı kaydı gereği, davalı --- ile doğrudan ve dolaylı olarak rekabet --------------- çalışmamayı taahhüt etmiştir. Bu rekabet yasağı kaydının işçinin ekonomik geleceğini tehlikeye sokacağını söylemek güçtür. Şöyle ki, süre unsuru yönünden TBK m.44S/l'e aykırılık bulunmamaktadır. İşin türü bakımından getirilen sınırlama ise davacının rekabet halinde olduğu ve aynı iş kolunda faaliyet gösteren firmalarla sınırlı bir yasak getirilmiştir. Davacı şirkette satış personeli olarak çalışan davalının mesleki bilgi ve tecrübesini başka alanlarda da kullanabileceğinin kabulü gerekir. Son olarak --------------- gibi bir coğrafi sınırlamaların aşırı sınırlama niteliğinde olmadığını, Bu konuda nihai takdirin Mahkemeye ait olduğu,....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, davanın, müvekkili Şirketten ayrıldıktan sonraki dönemde şirket aleyhine haksız rekabet yapan davalının fiilleri nedeniyle tazminat ve cezai şart alacağı istemlerine ilişkin olduğunu, davalının eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğini ve bu konunun TTK'da mutlak ticari dava olarak kabul edildiğini, yerel mahkeme kararının gerekçesinde iş sözleşmesinden kaynaklanan haksız rekabet olarak dava nitelendirilmiş ise de bu nitelemenin yanlış olduğunu, dava konusu eylemin iş sözleşmesinin sona erdiği döneme ilişkin bulunduğunu, bu nedenle uyuşmazlığın iş/hizmet ilişkisinden kaynaklandığının söylenemeyeceğini, dolayısıyla davaya bakma görevinin iş mahkemelerine ait olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. GEREKÇE : Dava, rekabet yasağına aykırılık ve haksız rekabet nedeniyle tazminat istemine ilişkindir....

        Şirket sözleşmesiyle, ortakların, şirketle rekabet eden işlem ve davranışlardan kaçınmak zorunda oldukları öngörülebilir. Müdürler hakkında rekabet yasağı öngören 626 ncı madde hükümleri saklıdır. Geri kalan ortakların tümü yazılı olarak onay verdikleri takdirde, ortaklar, bağlılık yükümüne veya rekabet yasağına aykırı düşen faaliyetlerde bulunabilirler. Esas sözleşme birinci cümledeki onay yerine ortaklar genel kurulunun onay kararını öngörebilir." 6102 sayılı TTK'nın 1521. maddesinde ise "Ticaret şirketlerinde, ortakların veya pay sahiplerinin şirketle veya birbirleriyle şirket ortaklığından veya pay sahipliğinden kaynaklanan davalarda veya şirketin yönetim kurulu üyeleri, yöneticileri, müdürleri, tasfiye memurları ya da denetçilerine karşı açılacak davalarda basit yargılama usulü uygulanır." düzenlemesine yer verilmiştir....

          Rekabet etmeme borcu ise işçinin öteki borçları gibi her iş sözleşmesi için söz konusu olan borçlardan değildir. İş akdinin devamı süresince işçinin işverenle rekabet etmemesi sadakat borcu içinde yer alan bir yükümlülüktür. Buna karşılık taraflar iş ilişkisi devam ederken sözleşmenin bitiminden sonra işçinin rekabet etmeyeceğine dair bir hükmün iş akdine konulmasını veya bu konuda ayrı bir sözleşme (rekabet yasağı sözleşmesi) yapılmasını kararlaştırabilirler. İş akdi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmeme borcu ancak böyle bir sözleşme ile kararlaştırıldığı takdirde söz konusu olmaktadır (Prof. Dr. S. Süzek, İş Hukuku, Beta Yayınları, 2005, s.277). Bu noktada, iş görme ve sadakat borçları ile rekabet etmeme borcu (rekabet yasağı) arasındaki ayrıma değinilmesinde yarar bulunmaktadır. İş görme ve sadakat borçları, açıkça kararlaştırılmasa bile her iş sözleşmesinde vardır....

            -Türk Borçlar Kanunu’nun 444/1 inci maddesi gereğince fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. - İşçi ile işveren arasında TBK'nın 444 ve devamındaki maddelerinde işaret edilen koşullar dahilinde tesis edilecek rekabet yasağı sözleşmesi, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesine konulacak bir hükümle düzenlenebileceği gibi bu hususta ayrı bir metin ile rekabet yasağı sözleşmesinin akdedilmesi mümkündür. Her iki durumda da rekabet yasağı, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden bağımsız olarak varlığını sürdürür....

              Rekabet yasağına ilişkin 6098 sayılı ...’nun 444–447.maddeleri hizmet sözleşmesine ilişkin hükümler içinde düzenlenmiştir. Her iki kanunda da rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin kurulması ve sınırları özellikle işçinin korunması ilkesi dikkate alınarak düzenlenmiştir. Gerçekten, işçinin çalışma hakkı, rekabet yasağına ilişkin sözleşmelerin yer, süre ve konu itibariyle sınırlandırılmasını gerektirmektedir. İşçi ile işveren arasında sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönem için rekabet yasağına ilişkin bir anlaşma olmadıkça, Borçlar Kanunu'ndaki hükümler tek başına işverene talep hakkı vermez. Başka bir anlatımla, taraflarca rekabet yasağı konusunda anlaşma yapılmışsa işveren, sözleşmeye aykırı davranıldığını ileri sürerek cezai şart ya da tazminat talebinde bulunabilecektir. Bu nedenle, burada borcun kaynağı kanun değil, iş sözleşmesidir. İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı firmada çalışan ----- sözleşme hükümlerine aykırı davranarak rakip firmada çalışmaya başlaması neticesinde, davacı ile davalı ------- akdedilen ----- tarihli sözleşme hükümlerinde düzenlenen rekabet etmeme yasağına aykırı davrandığından bahisle cezai şart, yine sır saklama ve rekabet etmeme yasağına aykırılık hükümleri uyarınca cezai şart, rekabet etmeme yasağına aykırılık gereği maddi zararın davalılardan tahsili, davalıların haksız rekabet eylemlerinde bulunduklarından bahisle TTK hükümleri gereği uğranılan maddi zararın davalılardan tahsili istemli rekabet etmeme yasağı ve haksız rekabetten kaynaklanan maddi tazminat davasıdır....

                  ---- sözleşmesine aykırı davranmış olacağını, Bunun --- herhangi bir sebeple geçersiz sayılması durumunda rekabet yasağı sözleşmesinin de geçersiz hale geleceğini, Bu nedenle rekabet etmeme borcuna aykırılık sözleşmeden sonra meydana gelse de iş sözleşmesinden doğan borcun ihlali niteliğinde olduğunu Ayrıca kanun koyucu tarafından Türk Borçlar Kanunu’nun 444-447....

                    İşçinin bizatihi hizmet sözleşmesinden ve buna bağlı olarak oluşan iş (hizmet) ilişkisinden kaynaklanan rekabet etmeme ve işverene ait sırları saklama yükümlülüğü, TBK’nın 396. maddesinde tanımlanan ve kanundan kaynaklanan işçinin özen ve sadakat borcu ile ilişkili olup TBK’nın 444. maddesinde tanımı yapılan ve taraf iradesine bağlı olarak ortaya çıkan rekabet etmeme taahhüdü (rekabet yasağı) ise, açıklanan bu karakteri nedeniyle, işçinin kanundan kaynaklanan özen ve sadakat yükümlülüğünün bir devamı yahut işçinin bu borcunun, sözleşme sona erdikten sonra da devamına olanak sağlayan bir düzenleme niteliğinde değildir....

                      UYAP Entegrasyonu