Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Haksız rekabetin tespiti ve meni talepli ve yine bundan kaynaklı maddi ve manevi zararların tazminini konu alan işbu davanın her iki davalı yönünden de ayrı ayrı reddine, 2-Alınması gereken 242,10-TL (haksız rekabetin tespiti ve meni ile maddi ve manevi tazminat davası ayrı ayrı 80,70-TL olmak üzere) karar ve ilam harcından, peşin alınan 529,41-TL'nin mahsubu ile artan 287,31 -TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iade edilmesine, 3-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, dava değerine göre maddi tazminat yönünden hesaplanan 1.000-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara yarı yarıya olacak şekilde ödenmesine, 4-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, dava değerine göre manevi tazminat yönünden hesaplanan 9.200-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara yarı yarıya olacak şekilde ödenmesine, 5-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, haksız rekabetin tespiti...

    İdare Mahkemesi’nin kararı ve dolayısıyla Rekabet Kurulu kararı henüz kesinleşmediğini, kesinleşmiş bir Rekabet Kurulu kararının bulunmasının dava şartı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. YEREL MAHKEME KARARI : Antalya 1....

    Bu nedenle, 28/09/2022 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. 2- Esas karara yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinden; Dava, 4054 sayılı kanundan kaynaklı tazminat davasıdır. Mahkemece, davalı banka yönünden rekabet kurulu kararında konut kredisine ilişkin bir tespitin yapılmadığı gerekçesiyle; davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinden davacının sorumlu tutulmasına karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. HMK'nun 326. Maddesi gereğince; kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinden aleyhine hüküm verilen taraf sorumludur. Davalının sorumluluğuna gidebilmesi için; öncelikle, Rekabet kurulu tarafından davalı banka aleyhine verilmiş bir ihlal kararı bulunması ve Rekabet kurulu tarafından verilen kararın kesinleşmiş olması gerekmekte olup, mahkemece alınan bilirkişi raporunda rekabet kurulu kararında davalı bankanın davaya konu kredi yönünden aleyhine verilmiş bir ihlal kararı bulunmadığı tespit edilmiştir....

    Tarafların iddia ve savunmalarından; uyuşmazlığın iş sözleşmesinden kaynaklanan rekabet yasağının ihlalinden doğduğu ileri sürülen haksız rekabetin varlığının tespiti, meni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu görülmüştür. Dava dilekçesinde, rekabet yasağının, davacı ile davalı ... arasındaki sözleşme ilişkisinin devamı sırasında ortaya çıktığı iddia edilmektedir. Bu durumda uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir. Kaldı ki, yukarıya alıntılan Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 01.06.2021 Tarih ve 2021/3076 Esas-2021/9789 Karar sayılı ilamında; iş sözleşmesi sona erdikten sonrası dönem bakımından da rekabet yasağına ilişkin olarak açılacak cezai şart ve tazminat davalarında da iş mahkemelerinin görevli olacağı görüşü benimsenmiştir....

      Davacının çakmak modellerini daha önce piyasaya sürmüş olduğu kabul edilse bile, davalı adına tescilli bir çakmak tasarımı bulunduğundan tasarım tescil belgesinden kaynaklı hakların kullanılmasının tasarım hakkının koruma kapsamında kalacağı kabul edilerek davalının dava konusu çakmakları üretmesinin haksız rekabet teşkil etmediği kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/764 E. ve 2021/170 K. sayılı kararının konusunu oluşturan dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan iş sözleşmesinin bitimi sonrası işçinin rekabet yasağı, gizlilik ve ifşa etmeme yasaklarına aykırı eylemleri sebebiyle açılan tazminat davası olduğunu, davalı işçi 01.10.2012 tarihinde “servis yardımcı elemanı” olarak işe alınmış ve işyerinde kendisine aktarılan bilgi ve tecrübe doğrultusunda sıfırdan başlayarak kalifiye bir eleman haline geldiğini, 30.07.2020 tarihinde ise bizzat kendi el yazısıyla hazırladığı istifa dilekçesi ile çalıştığı sürenin tamamında iş yerinden herhangi bir hak ve alacağının kalmadığını, ücret ve sosyal haklarının tamamını eksiksiz olarak aldığını beyan ederek iş akdini açıkça tek taraflı olarak sona erdirdiğini, Akabinde müvekkiline rakip firma konumunda bulunan ......

          -TL cezai şarta konu toplam 22.920,00-TL alacaklı olduğunun tespiti ile davalıdan ... tarihinden avans reeskont faizi ile tahsiline, haksız rekabet sonucu müvekkilinin manevi açıdan uğradığı elem ve üzüntü nedeni ile davalının 1.000,00.-TL manevi tazminat ile mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Burada rekabet yasağına aykırılıktan çok sadakat borcunun alt unsuru olan sır saklama yükümlüğünün ihlaline dayanılmakta, işyerindeki buluşun bu ihlal nedeni ile başka yerde kullanılmasından kaynaklanan tazminat talebi bulunmaktadır....

              Rekabet yasağına ilişkin gerek Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 348–352.maddeleri, gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 444–447.maddeleri hizmet sözleşmesine ilişkin hükümler içinde düzenlenmiştir. Her iki kanunda da rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin kurulması ve sınırları özellikle işçinin korunması ilkesi dikkate alınarak düzenlenmiştir. Gerçekten, işçinin çalışma hakkı, rekabet yasağına ilişkin sözleşmelerin yer, süre ve konu itibariyle sınırlandırılmasını gerektirmektedir. İşçi ile işveren arasında sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönem için rekabet yasağına ilişkin bir anlaşma olmadıkça, Borçlar Kanunu'ndaki hükümler tek başına işverene talep hakkı vermez. Başka bir anlatımla, taraflarca rekabet yasağı konusunda anlaşma yapılmışsa işveren, sözleşmeye aykırı davranıldığını ileri sürerek cezai şart ya da tazminat talebinde bulunabilecektir. Bu nedenle, burada borcun kaynağı kanun değil, iş sözleşmesidir....

                Dava dilekçesi incelendiğinde: Taraflar arasında 6769 Sayılı SMK kapsamında düzenlenen markadan kaynaklı ya da 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundan kaynaklı uyuşmazlık bulunmadığı, haksız rekabetten kaynaklı ticaret unvanının terkini ve haksız rekabetten kaynaklı maddi-manevi tazminat talep edildiği görülmüştür. Bu davada sinai bir mülkiyet hakkından ( 6769 sayılı SMK) ya da 5846 sayılı FSEK'dan kaynaklanan bir uyuşmazlık söz konusu olmadığından fikrî sınai haklar hukuk mahkemesinin görevli olduğundan söz edilemeyecektir....

                  UYAP Entegrasyonu