Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 150/e maddesinin, icra emri tebliğ tarihi itibariyle yürürlükte olan hükmüne göre; "Alacaklı, taşınır rehnin satışını ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren 6 ay içinde, taşınmaz rehninin satışını da aynı tarihten itibaren 1 yıl içinde isteyebilir. Satış yukarıdaki fıkrada gösterilen müddetler içinde istenmez veya talep geri alınıp da bu müddetler içinde yenilenmez ise takip düşer. 78. maddenin ikinci fıkrası hükmü, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takipte de kıyasen uygulanır." Buna göre, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibinde, alacaklının ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren taşınmazlar için 1 yıl içinde satış isteme zorunluluğu vardır....

    Davalı, ticari aracın bedelini kapattığını, 2010 yılında davacıdan 100.000-TL borç aldığını, buna karşılık olarak 28.07.2010 tarihli rehin sözleşmesi yaptıklarını ve dolmuşu üzerine rehin konulduğunu, bu rehin devam ederken 2011 yılında davacıdan 200.000-TL daha borç aldığını, önceki rehnin kaldırılarak aynı araç üzerine 14.06.2011 tarihli 300.000-TL'lik rehin konulduğunu, satın alacağı dükkanın emaneten davacı adına yapılması şartı ile rehnin kaldırılması konusunda anlaştıklarını, dükkanın tapusunun davacının babasının adına yapılmasına rağmen rehin kaldırmadığı gibi sürekli rehnin paraya çevrilmesi ile tehdit edildiğini, rehin sözleşmesinin .........

      - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin 08.06.2000 tarihinde Etibank A.Ş.Söke Şubesi’nden Tüketici Kredisi kullandığını, krediye teminat olarak bu kredi ile satın alınan araç üzerine rehin tesis edildiğini, ayrıca müvekkiline ait taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini, müvekkilinin tüketici kredisi taksitlerini ödeyip, tüm kredi borcunu kapattığını, daha sonra aracını bir başkasına sattığını, satış sırasında araç üzerindeki rehnin kaldırıldığını, müvekkili tarafından taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması için davalı bankaya başvurduğunu, ancak ipoteğin kaldırılmadığını iddia ederek dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Buna göre, taşınır rehin sözleşmelerinde borcun konusu, miktarı, borç belirli değilse rehnin ne miktar için güvence teşkil ettiği, ödenecek para cinsi ve rehnin azami miktarının belirtilmemesi halinde taşınır rehin sözleşmesi geçerli olarak kurulmayacaktır....

          GEREKÇE; Uyuşmazlık, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibinde itirazın kaldırılması talebine ilişkindir. Adana 5.İcra Dairesinin 2017/9829 esas sayılı dosyası incelendiğinde, takip türünün taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibine ilişkin olduğu, Adana 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/430 E, 2018/25 K sayılı ilamı ile takibin iptaline karar verildiği görülmüştür. Adana 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/430 E, 2018/25 K sayılı dosyası incelendiğinde, kararın istinaf edilmeyerek 26/02/2018 tarihinde kesinleştiği görülmüştür....

          Yukarıdaki açıklamalar ışığında, taşıt rehninden dolayı rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte, takip talebi üzerine icra dairesi İİK'nun 150/d maddesi uyarınca takibin kesinleşmesini beklemeden satış hazırlıkları işlemine başlanacağından aracın yakalanmasıyla muhafazasına ve kıymet takdiri yaptırılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır. İcra takibi rehinin paraya çevrilmesi yoluyla olup, takip şekline göre haciz safhası olmadığından ve icra müdürlüğünce yapılmış bir haciz işlemi bulunmadığından, haczin kaldırılması isteminin konusu yoktur. Öte yandan, İ.İ.K.’nun 150- d maddesinde, “... İcra dairesi, takip talebi üzerine satış hazırlılarına başlar. Bu maksatla tapudan kayıt örneklerini ve belediyeden imar durumunu getirtir, takibin kesinleşmesini beklemeden kıymet takdirini yaptırır...” hükmü yer almakta olup takibin kesinleşmesi beklenmeden rehin konusu aracın yakalanarak muhafaza altına alınmasında da yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır....

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/390 Esas, 2020/114 Karar sayılı karar ile Göksel Tuğrul'a karşı açılan rehnin kaldırılması davası ile İstanbul Anadolu 4.Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 2016/412 Esas, 2018/110 Karar sayılı kararda hacizlerin kaldırılmasına yönelik bir hüküm tesis edilmediği, sunulan evraklara ilişkin olarak değerlendirme yaparak haczin kaldırılmasının müdürlük yetkisi dışında ve yargılamayı gerektirir bir işlem olduğundan talebin reddine karar verildiği, İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/215 Esas, 2016/154 Karar sayılı kararı ile araç satış sözleşmesinin iptali ve tescil davasının davalının davayı kabulü nedeniyle kabulü ile Üsküdar 12....

          AŞ.nin birinci sıraya alınmasının hatalı olduğunu, davalıya rehin hakkı sağlayan 04.09.2000 tarihli bireysel kredi sözleşmesinden doğan alacağın tamamen ödendiğini, her ne kadar borçlu 20.09.2005 tarihli yeni bir sözleşme yapmışsa da, kurulan önceki rehnin bu alacağı temin etmeyeceğini, aracın borçlu elinde haczedildiğini ve rehnin geçerli olmadığını ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir Davalı vekili sözleşmenin 15 nci maddesine göre bedeli paylaşıma konu aracın, borçlunun bankadan aldığı ve alacağı tüm borçların teminatı olmak üzere rehnedildiğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

            Davalı banka borçlu davacı hakkında rehnin paraya çevrilmesi yolu ile kefiller hakkında da ilamsız icra takibi yapmıştır. Dava, aynı alacak ile hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile hem de haciz yolu ile takip yapılmasının tahsilde tekerrür olmamak ibaresi bulunsa bile usul ve yasaya aykırı olduğunu, borcun ödenmesi için bankaya gidildiğinde her iki dosya içinde vekalet ücreti istendiğini, bunun ödendiğini, haksız ve fazladan tahsil edilen 2.439.31.-TL’nin davalıdan istirdadı istemine ilişkindir. Davalı vekili, borçlu hakkında rehnin paraya çevrilmesi yolu ile kefiller hakkında da ilamsız takip yapıldığını iki ayrı takip yapılmasının yasaya aykırı olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece , tahsilde tekerrüre yer olmamak kaydı sureti ile rehnin paraya çevrilmesi ile birlikte haciz yoluyla takip yapılmasında, ayrı ayrı vekalet ücreti tahsilinde usul ve yasaya bir yön bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Davalı banka borçlu davacı hakkında rehnin paraya çevrilmesi yolu ile kefiller hakkında da ilamsız icra takibi yapmıştır. Dava, aynı alacak ile hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile hem de haciz yolu ile takip yapılmasının tahsilde tekerrür olmamak ibaresi bulunsa bile usul ve yasaya aykırı olduğunu, borcun ödenmesi için bankaya gidildiğinde her iki dosya içinde vekalet ücreti istendiğini, bunun ödendiğini, haksız ve fazladan tahsil edilen 2.439.31.-TL’nin davalıdan istirdadı istemine ilişkindir. Davalı vekili, borçlu hakkında rehnin paraya çevrilmesi yolu ile kefiller hakkında da ilamsız takip yapıldığını iki ayrı takip yapılmasının yasaya aykırı olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece , tahsilde tekerrüre yer olmamak kaydı sureti ile rehnin paraya çevrilmesi ile birlikte haciz yoluyla takip yapılmasında, ayrı ayrı vekalet ücreti tahsilinde usul ve yasaya bir yön bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu