WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, epilasyon uygulanması için yapılan sözleşme nedeniyle, edimin hatalı olarak yerine getirilmesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 1999/4007 Esas ve 1999/3868 karar ve 3.11.1999 tarihli kararına göre somut olayda, hizmetten ziyade eser sözleşmesinin mevcut olduğu ve eser sözleşmesinin de genel hükümler çerçevesinde ve Borçlar Yasasının 355. maddesinde düzenlendiği anlaşıldığından, Bu nedenle kararın temyiz inceleme görevi Yargıtay 15. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 14.7.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    977.201,00 TL olduğu hesap edildiği, neticeten; Sayın Mahkemece davacının davasında haklı görülmesi halinde taraflar arasında akdedilen protokolden kaynaklı olarak 50.000,00 TL cezai şart alacaklı olduğu, sözleşmenin feshedilmesinden kaynaklı olarak ise davacı davalı yandan 977.201,00 TL TL kar mahrumiyeti alacaklı olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir....

      Madde) " Üçüncü bir kişinin fiilini başkasına karşı üstlenen, bu fiilin gerçekleşmemesinden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. " Bu maddedeki düzenlemeye göre bir üçüncü kişinin edimini akdin karşı tarafına taahhüt eden kimse, bu edim yerine getirilmediği takdirde bundan doğan zararı tazmin etmekle mükelleftir. Taahhüt eden bir başkasını borç altına sokmamakta sadece üçüncü kişinin belirli bir edimde bulunacağı hususunda garanti vermekte ve bu suretle kendisi borç altına girmektedir. Taahhüt eden, taahhüt beyanını üçüncü kişinin mümessili sıfatıyla değil, kendi adına yapmaktadır. Bu nedenle de taahhüt edilen edim yerine getirilmediği takdirde açılan dava artık tazminat davası olarak kabul edilmelidir. Taahhüt edenin tazminat borcu asıl borç olarak kendiliğinden doğar ve borç doğduğu anda muaccel olur . Taahhüt eden, üçüncü kişinin edimini borçlanmadığından bunun yerine getirilmesi için ona ihtarda bulunmaya veya ek bir süre vermeye dahi gerek yoktur....

        Dava; taraflar arasında imzalanan 03.07.2013 tarihli protokolden kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir. 5846 sayılı Yasa'nın 76. maddesinde bu kanunun düzenlediği hukuki ilişkilerden kaynaklı uyuşmazlıklara ihtisas mahkemesi niteliğindeki Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerince bakılacağı belirtilmiştir. Somut olayda; davacının eser sahibi olduğu kitapların basım işinin davalı tarafından yapıldığı, davalının taraflar arasında imzalanan sözleşmeye aykırı biçimde telif bedeli ödemeksizin davacıya ait eserlerin basımını yaptığı, bu nedenle davacı ile davalı arasında Ankara 1....

          Hukuksal Değerlendirme: Uzlaştırma, 6763 sayılı Kanun'la değişik CMK'nın 253. maddesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiş, mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanunun 254. maddesinde "(1) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253. maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231. maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez....

            Yerine getirilen hükümler yönünden ise, uzlaştırma sanığın hukuki yararının bulunması koşuluyla uygulanabilecektir. Uzlaştırma, 6763 sayılı Kanun'la değişik 5271 sayılı Kanun'un 253 üncü maddesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiş, mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanunun 254 üncü maddesinde "(1) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez....

              KARAR Dava, protokolden kaynaklı tazminat isteğine ilişkin olup Sulh Hukuk Mahkemesince hükme bağlandığından kararın temyizen incelenmesi görevi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14.maddesi uyarınca 3. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 06.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Sulh Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, protokolden kaynaklı alacak isteğine ilişkin olup Sulh Hukuk Mahkemesince hükme bağlandığından kararın temyizen incelenmesi görevi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14.maddesi uyarınca 3. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 06.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Davalı vekili yasal süresinde sunduğu 30/06/2020 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; ön inceleme yapılmadan konulan haksız ihtiyati tedbir kararı ile müvekkilinin protokoldeki edimi yerine getiremediğini, usule aykırı olarak tedbir kararı verildiğini, itiraza rağmen bir karar verilmediğini belirterek ilk derece mahkemesinin 07/08/2019 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir. GEREKÇE: Dava, anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan edimin ifasına izin verilmesi, aksi halde alacak istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı hükmün tamamı, davalı 07/08/2019 tarihli ihtiyati tedbir kararı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

                  Protokolde bahsedilen cezai şart "ifa yerine istenebilecek sözleşme cezası" olup, davacının kendi beyanıyla sabit olduğu üzere, davacı 55.495 m2 taşınmazı almış ve kullanmaktayken bu cezai şartı talep edebilmesi mümkün değildir. İfa yerine istenebilecek sözleşme cezası TBK 179/f.1 hükmünde düzenlenmiş olup, buna göre “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.” Buna göre cezai şartın belirlendiği durumlarda kural olarak, ifa ya da cezai şarttan sadece biri talep edilebilecektir. İfa yerine istenebilecek sözleşme cezası asıl borcun ifasından vazgeçilip, bu borç yerine istenilen cezadır. Cezanın ödenmesi talep edildiğinde asıl borcun ifasından vazgeçilmiş olunur. Seçimlik haklarından biri kullanıldığı takdirde diğeri tercih edilemez....

                  UYAP Entegrasyonu