Mahkemece, davacı yanca gönderilen malın davalı tarafından teslim alındığı ve 25.03.1997 tarihli protokol ile borcun kabul edildiği ve protokol de bahsi geçen davalıya ödenmesi gereken zarar tazminatının dava dışı şirketçe (Gramer AG) karşılandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davalıya ödenmesi gereken tazminatın 25.03.2007 tarihli protokol ve ICC hakem kararına göre dava dışı ... AG.tarafından ödendiğinin ve dava konusu borcun muaccel hale geldiğinin anlaşılmasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 625.00....
reddini savunmuştur.Mahkemece, taraflar arasındaki protokol uyarınca davalının tüm edimlerini yerine getirdiği ve paylaşımın da bu protokole uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili, taraflar arasında protokol imzalanarak ve davacı asilin düzenlemiş olduğu ibranameyle anlaşmaya varıldığını, yargılama masrafı ve vekalet ücreti konuları da dahil olmak üzere herhangi bir borcu bulunmadığını böylece davanın konusu kalmadığını bildirmiştir. Mahkemece; dosya arasında mevcut ibraname ve protokol içeriğine göre; davacı yanın davasından vazgeçtiği gibi vekalet ücreti ve yargılama giderleri de dahil olmak üzere davalının herhangi bir sorumluluğunun kalmadığından bahisle davanın vazgeçme nedeniyle reddine, tarafların birbirinden yargılama gideri ve tazminat istemlerinden vazgeçtiklerinden bu yönde karar verilmesine yer olmadığına, davacı vekilinin vekalet ücreti isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1209 Esas sayılı dava dosyasında açılan itirazın iptali davasında yapılan yargılama sonucunda 2017/1209- 2020/929 E.K.sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne ve davalının (dosyamız davacısı-borçlu) itirazının kısmen iptaline dair karar verildiği, kararın icra müdürlüğüne ibrazı üzerine itirazın iptali davasında hükmedilen icra inkar tazminatı, yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin icra emri düzenlendiği, 15/01/2021 tarihinde yapılan kapak hesabında dosya borcunun 167.325,85 TL olarak belirlendiği görülmektedir....
Temyiz Sebepleri Davalı vekili; istinaf ilâmında, her ne kadar tarafların haricen yaptıkları anlaşma dikkate alınarak yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden hüküm kurulmamışsa da yargılama giderlerinin ve bu kapsamda vekâlet ücretinin Mahkemece re'sen göz önünde bulundurulması gerektiğini, davacı dosyaya sunduğu protokoldeki yükümlülüklerini yerine getirmediğinden muteber olmayan bir protokol esas alınarak eksik şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu ileri sürmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil, terditli olarak alacak istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 312, 370 ve 371 inci maddeleri. 3. Değerlendirme 1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Karargahların Statüsüne dair Protokol”ün ilgili hükmünü dayanak göstererek takibin durdurulmasını talep ettiğini, dilekçe içeriğinde itiraz iradesinin bulunmadığını, bahsi geçen protokol hükmünün ... Karargahın malları ve parası hakkında haciz uygulanamayacağına ilişkin olduğunu, anılan protokol hükmü doğrultusunda davalı borçlunun mallarına ve parasına haciz işlemi uygulanmadığı müddetçe takip başlatılmasında bir usulsüzlük bulunmadığını, takip dosyasında uygulanmış bir haczin bulunmadığını ileri sürerek İcra Müdürlüğünün “takibin durdurulmasına ilişkin işleminin iptali" ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı borçluya, şikayet dilekçesi tebliğ edilmemiş, cevap dilekçesi sunulmamıştır. III....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; " öncelikle belirtmek gerekir ki, huzurdaki davada zamanaşımı süresi dolmuştur. taraflar arasında imzalanan protokol satış vaadi sözleşmesi olarak kabul edilse dahi satış vaadi olarak da sözleşme geçerlidir. Türk Ticaret Kanununun ilgili maddeleri uyarınca anonim şirket hisselerinin devri herhangi bir şekil şartına tabi değildir. taraflar arasında imzalanan protokol geçerli olup kanuna ve usulüne uygundur. 19.06.2020 tarihli protokol ve türk borçlar kanunu hükümleri gereğince davacının sözleşme hükümlerine aykırı davrandığı bu sebeple müvekkilin ifadan kurtulduğu ve hisse devrine ilişkin ödemenin iade edilmeyeceği sabittir. huzurdaki itirazın iptali davasında sebepsiz zenginleşmenin hükümlerine dayanılamaz, kaldı ki sebepsiz zenginleşmenin şartları oluşmamıştır." denmiştir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; " öncelikle belirtmek gerekir ki, huzurdaki davada zamanaşımı süresi dolmuştur. taraflar arasında imzalanan protokol satış vaadi sözleşmesi olarak kabul edilse dahi satış vaadi olarak da sözleşme geçerlidir. Türk Ticaret Kanununun ilgili maddeleri uyarınca anonim şirket hisselerinin devri herhangi bir şekil şartına tabi değildir. taraflar arasında imzalanan protokol geçerli olup kanuna ve usulüne uygundur. 19.06.2020 tarihli protokol ve türk borçlar kanunu hükümleri gereğince davacının sözleşme hükümlerine aykırı davrandığı bu sebeple müvekkilin ifadan kurtulduğu ve hisse devrine ilişkin ödemenin iade edilmeyeceği sabittir. huzurdaki itirazın iptali davasında sebepsiz zenginleşmenin hükümlerine dayanılamaz, kaldı ki sebepsiz zenginleşmenin şartları oluşmamıştır." denmiştir....
Dava, şirkete verilen borcun tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında 05.12.2012 tarihli "Protokol" başlıklı belge ve protokolün Ortak Şartlar bölümünün 4. maddesinde protokolün ayrılmaz parçası olduğu belirtilen "Taahhütname" imzalanmıştır. Her ne kadar taahhütnamede tarih yoksa da protokolün eki olduğu açıkça belirtildiğinden bu belgenin de 05.12.2012 tarihinde düzenlendiği anlaşılmaktadır. Taahhütnamede, "Bu taahhütname tarihinden önce davacının, davalı şirketten herhangi bir alacağı veya borcunun bulunmadığı" belirtildiğine göre 05.12.2012 tarihinden önce davacının davalı şirketten olan alacağı protokol ve taahhütname ile sonlandırılmıştır. Zira, davacının delil olarak sunduğu cari hesapta gösterilen davacı alacaklarının tamamı, protokol ve taahhütname tarihi olan 05.12.2012 tarihinden önce davalı şirkete gönderilmiştir....
yerine getirilebilir bir yükümlülüğü tamamlamadığından bu delili de kullanma imkanı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davalının itirazının iptali ile takibin talep gibi devamına, icra inkar tazminatı talebinin ise, reddine karar verilmiştir....