Anılan madde metni ışığında İncelenen protokol metni dikkate alındığında, tarafların protokolü şarta bağlı olarak tanzim ettikleri, davalıların belirlenen para miktarını ödemeleri ve davaya konu bonoyu tanzim ederek vermeleri karşılığında davacının da yaptığı takipten vazgeçeceğini belirterek, böylece tarafların aralarındaki borç ilişkisini yenileyecekleri hususunda karara vardıkları anlaşılmaktadır. Davacının, protokol tarihinden 1 gün sonra 13.01.2009 tarihli talebi ile anılan takip dosyasında takipten feragat ettiği anlaşılmış olup, hal böyle olunca; davalıların da protokol gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiklerinin kabulü gerekmektedir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/01/2014 NUMARASI : 2003/453-2014/34 Taraflar arasında birleştirilerek görülen vasiyetnamenin iptali ve tenkis davası sonunda, yerel mahkemece vasiyetnamenin iptali isteklerinin reddine, tenkis isteklerinin ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar bir kısım davacılar ile bir kısım davalılar vekilinin tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl ve birleşen davalar, vasiyetnamenin iptali ve tenkis isteklerine ilişkindir. Mahkemece, vasiyetnamenin iptali isteklerinin reddine, tenkis istekleri bakımından ise kısmen kabule karar verilmiştir....
protokol uyarınca düzenlenen bononun iptali talebine ilişkindir....
Anılan protokol ile davalı borçlunun davacı alacaklıya olan borcunun 57.000,00 TL'sinin ödendiği, geriye kalan kısmının ise taksitlendirmeye ve yapılandırmaya tabi tutulduğu, yine borcun tamamının ödenmesi halinde eldeki tasarrufun iptali davasının konusuz kalacağı ve davadan vazgeçileceği öngörülmektedir. Dolayısıyla "Protokol" başlıklı sözleşme eldeki dava bakımından "sulh sözleşmesi" niteliğini taşımadığından, uyuşmazlığın sulh sözleşmesi ile çözümlendiğinden söz edilemez. Tasarrufun iptali davasının ön koşullarından olan davacının kesinleşmiş alacağı (davalı borçlunun borcu) taksitlendirme ve yapılandırma ile son bulmadığından bu haliyle "Protokol" başlıklı sözleşmeye dayanılarak davanın konusuz kaldığından söz edilmesine olanak bulunmadığı gözetilerek, tasarrufun iptali davasına ilişkin ilkeler ve mevzuat hükümleri doğrultusunda yargılamaya devam olunarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizdir....
Davalı vekili, davacı tarafından iptali istenen icra takibinin dava dışı... A.Ş. 'nin müvekkil davalıya olan borçlarının tahsili için açıldığını, davacı ile protokol imzalandığında dava dışı... A.Ş. nin müvekkili davalıya olan borçlarının ödenmemiş olması nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla açmış oldukları icra takibinin de mevcut olduğunu,protokolde öngörülen şartlar yerine getirildiğinde ipoteğin kaldırılacağının kararlaştırılmış olmasının, dava dışı......
Bankası T.A.Ş’den ve fona devredilmiş olan bir kısım bankalardan kullanmış olduğu krediler nedeniyle, müvekkilinden alacaklı hale geldiğini, anılan borçların tasfiyesi amacıyla taraflar arasında 09.05.2006 tarihinde ‘Borç Tasfiye Protokolü’ akdedildiğini, müvekkilinin protokol gereği olan edimlerini yerine getirdiği halde, davalının, protokol gereği üzerine düşen edimlerini yerine getirmeyerek alacaklı temerrüdüne düştüğünü, akabinde de, temerrüde düşen taraf kendisi olmasına rağmen, müvekkilinin protokol hükümlerini yerine getirmediğinden bahisle protokolün temerrüde ilişkin hükümlerinin uygulanmasına ve müvekkilinin ve grup şirketlerinin varlıklarını satışına ilişkin aldığı kararla muaraza yarattığını ileri sürerek, davalı yanca yaratılan muarazanın haksız ve yersiz olduğu ile taraflar arasındaki protokol doğrultusunda davalının alacaklı temerrüdüne düştüğünün ve müvekkilinin borçlu temerrüdüne düşmemiş olduğu hususlarının tespitini ve muarazanın men’ini talep etmiş, akabinde vermiş...
YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: 26/03/2016 tarih ve 29665 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmelerinin/Protokollerinin Hazırlanması ve Akdedilmesine İlişkin Yönetmelik'in 5. maddesinin 7. fıkrasının 2. cümlesinin, 13. ve 17. fıkralarının; 6. maddesinin 7., 8. ve 9. fıkralarının ve 7. maddesinin 2. fıkrasının f bendinin iptali istenilmiştir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih : 29.01.2004 No : 27-09 Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı ile imzalanan protokol gereği, davalının protokol listesinde belirtilen kooperatif borçlarını 15.11.2000 gününe kadar ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, borcun kısmen ödendiğini, bakiye borcun tahsili için girişilen icra takibine itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İmzası davalıya ait olan protokol hükümlerinin büyük kısmı yerine getirilmek suretiyle protokol geçerli hale getirilmiştir. Davacı protokol uyarınca alacağını talep edebilir. O halde mahkemece, tarafların delilleri değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 28/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı, Çanta Belediye Başkanlığı ile aralarında imzalanan 500-5001 sayılı protokol gereğince 1657 parsel sayılı taşınmazın bedelsiz olarak davacı idareye devredilmesi hususunda anlaştıklarını, davalının anılan protokole uymayarak taşınmazı devretmediğini ileri sürerek anılan protokol gereğince davalı adına kayıtlı tapunun iptali ile idare adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacı tarafından bahsedilen 500-5001 sayılı belgenin, taslak metin olup, taraflar arasında imzalanmış bir protokol olmadığını, kaldı ki, taşınmazların devirlerini amaçlayan sözleşmelerin resmi yazılı şekilde yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmü ortadan kaldırılarak davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyizi üzerine Dairece "......