Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Genel olarak portföy tazminatı, acentelik sözleşmesi sona erdikten sonra bu ilişki devamı boyunca acentenin kişisel gayretiyle yarattığı müşteri çevresinden davalı sigorta şirketinin halen yararlanması, acentenin-davacının ise yararlanmaması nedeniyle uğradığı kaybın karşılığıdır. 24.12.2018 tarihli bilirkişi raporuna göre; Sigorta mevzuatı ve uygulaması ile Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre; belirsiz süreli sözleşmelerde TTK.nun 121/1 fıkrasına istinaden üç ay önceden haber vererek veya sözleşmedeki özel hüküm gereğince her hangi bir haklı gerekçe göstermeden acenteliğin feshi halinde de portföy tazminatı istenebileceğini, ancak fesih haklı bir sebebe dayanıyorsa fortföy tazminatı istenemeyeceğini, 6102 sayılı TTK.nun 122. maddesinde açıkça "denkleştirme istemi" olarak tanımlanan, doktrinde de "müşteri tazminatı", "portföy tazminatı", "portföy akçesi” olarak da ifade edilen bu tür tazminat, haklı bir sebep olmadan akdi fesheden tarafın, başlanmış işlerin tamamlanmaması yüzünden...

    tazminatı talebinde bulunmuş, buna ilişkin aynı tarihte harç eksikliğini ikmal etmiştir....

      Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 08/02/2017 gün, 2016/177 E.-2017/129 K. sayılı hükmünün HMK’nın 353-a-4-6 maddesi gereği portföy tazminatı (7.727.318,17 TL) ve siparişlerin teslim edilmemesi nedeniyle (219.649,82 Euro) zarar talepleri bakımından kaldırılmasına, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine, ayıplı çerçeve tazminatı (58.196,57 Euro) istemi bakımından istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. (1) ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen, “Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ... 4....

        Bununla birlikte, taraflar arasındaki ilişki ister acentelik isterse bayilik olarak kabul edilsin, TTK'nın 122. maddesi uyarınca denkleştirme (portföy) tazminatı talep edebilmek için davacıya sözleşmede tekel hakkı verilmiş olması şarttır.'' şeklinde tespitler yer almaktadır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14....

          ye karşı açtığı işe iade davası sonucu İstanbul 8 İş Mahkemesince 2010/ 811 Esas – 2010/ 1023 Karar sayılı kabul kararının Dairemiz tarafından 2011/13559 Esas – 2012/ 5920 Karar sayılı kararı ile onanması üzerine 01.11.2011 tarihinde Halk Portföy Yönetimi A.Ş de yönetmen olarak işe alındığı ve çalıştığı akabinde 06.06.2012 tarihli fesih bildirimi ile verimsizlik sebebi ile iş sözleşmesinin feshedildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Mahkemece her ne kadar Halk Portföy Yönetim A.Ş. şirketinde 30'dan az çalışan olması sebebi ile davanın reddine karar vermiş ise de davacının Türkiye Halk Bankası A.Ş. ve bağlı ortaklıklarında uzun yıllar çalıştığı Halk Portföy Yönetimi A.Ş.'nin, Halk Yatırım Menkul Değerler Ltd. Şti. ve Türkiye Halk Bankası A.Ş ile aynı iş kolunda ve aynı işyerinde faaliyet gösterdikleri üç şirkette çalışan sayısının otuzdan fazla olduğu iddia edilmektedir....

            mülkiyeti veya başka bir tazminat talebinde bulunamaz" şeklindeki maddenin tarafların konumları arasında dengesizlik yarattığından geçersiz olduğunu ve bu maddenin kabulünün hakkaniyet ilkesiyle de bağdaşmadığını, sözleşmenin haksız ve gerekçesiz olarak sona erdirilmesi nedeniyle müvekkili şirketin zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 40.000 TL portföy tazminatı ile sözleşmenin haksız feshine bağlı manevi zarar adı altında 10.000 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

              halinde, Portföy Tazminatı tutarının üst sınırının 331.220,30 TL olarak hesaplanmıştır....

              Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davalının davacıyla sözleşme yapmasına rağmen alt bayilerle irtibata geçerek tekel hakkını ihlal etmesi nedeniyle davacının 2008 yılı cirosunda % 30 zarara neden olduğu ve tarafların ticari defterlerine göre bu zararın 46.990.55 TL.olduğu, bu miktarın davacının kâr kaybından doğan zararı olarak kabul edildiği, davacının satışı artırma çabası içinde olmadığı iddiasının dosya kapsamındaki delillere göre, davacının müterafik kusuru olarak kabul edilmediği ve tazminattan indirim yapılmasına gerek görülmediği, davacı 400.000 TL.lik talebini atiye terk etmiş ise de, HUMK.nun 185.maddesine göre, davacının davalının rızası olmadan davasından sarfınazar edemeyeceğinden, davalı davaya devam ettiğini bildirdiğinden, yargılamaya devam edildiği, dava dilekçesinin 5.maddesinde “Ana bayilik organizasyonunun” değerinde düşüş nedeniyle talep edilen 400.000 TL.lik tazminatın yasada düzenlenmeyen portföy tazminatı niteliğinde olduğu ve dava dilekçesinde...

                Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21.04.2016 tarih ve 2014/916-2016/341 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 26/06/2006 tarihli acentelik sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşmenin gereklerini yerine getirmesine rağmen davalının sözleşmeyi haksız ve usulsüz şekilde feshettiğini, bu nedenle müvekkilinin maddi ve manevi zararlara uğradığını, müvekkili tarafından davalıya müşteri potansiyeli kazandırıldığını ileri sürerek HMK’nın 107. maddesi gereğince şimdilik gelir kaybı için 5.000,00 TL ve portföy tazminatı için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL tazminatın 26/06/2006 tarihinden itibaren işleyecek değişen...

                  Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin davalı tarafça haksız suretle feshedildiği, davacı acentenin 4.740 TL portföy tazminatı istemekte haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 4.740 TL portföy tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 242,80 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 28/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu