Kısaca, 8 parsel paylı mülkiyet rejimine tabidir. Türk Medeni Kanununun 688. maddesinde paylı mülkiyet, “birden çok kimsenin maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olmaları” şeklinde ifade edilmiştir. Bu tanımlamaya göre, paylı mülkiyetin söz konusu olabilmesi için; birden fazla kişinin bir mala paylı malik bulunması ve bu malın malikleri arasında maddi olarak paylaşılmış olunmaması gerekir. Paylı mülkiyette mülkiyet hakkına sahip birden ziyade kişi olmasına rağmen eşya üzerinde tek bir mülkiyet hakkı mevcuttur. Dolayısıyla, 78 ada 8 sayılı parsel tapuda her ne kadar “tarla” niteliği ile kayıtlı olsa da keşfen üzerinde bulunduğu saptanan ve yıkımına karar verilen binanın malik olmayan davalı tarafından yapıldığı anlaşılmış ise de Türk Medeni Kanununun 718. maddesi uyarınca kayıt maliklerinin de hakları mevcuttur. Zira, arazi mülkiyetinin kapsamına yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer....
Kısaca, 3571 parsel paylı mülkiyet rejimine tabidir. Türk Medeni Kanununun 688. maddesinde paylı mülkiyet, “birden çok kimsenin maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olmaları” şeklinde ifade edilmiştir. Bu tanımlamaya göre, paylı mülkiyetin söz konusu olabilmesi için; birden fazla kişinin bir mala paylı malik bulunması ve bu malın malikleri arasında maddi olarak paylaşılmış olunmaması gerekir. Paylı mülkiyette mülkiyet hakkına sahip birden ziyade kişi olmasına rağmen eşya üzerinde tek bir mülkiyet hakkı mevcuttur. Dolayısıyla, 3571 sayılı parsel tapuda her ne kadar “tarla” niteliği ile kayıtlı olsa da keşfen üzerinde bulunduğu saptanan ve yıkımına karar verilen binada Türk Medeni Kanununun 718. maddesi uyarınca diğer kayıt maliklerinin de hakları mevcuttur. Zira, arazi mülkiyetinin kapsamına yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Alaplı Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 18/04/2014 NUMARASI : 2013/324-2014/161 Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.09.2013 gününde verilen dilekçe ile paylı mülkiyette ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; satış suretiyle ortaklığın giderilmesine dair verilen 18.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle harcın satış bedelinin dağıtılmasındaki oranlarda tahsil edileceğinin; yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin yine aynı oranda alınacağının anlaşılmasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, taşınmaz malın satış bedelinden düşecek paranın % 011,38 oranında hesaplanacak...
Taraflar 20.01.2004 tarihli sözleşme ile mülkiyetlerinde olan taşınmazı ne şekilde kullanacaklarını belirlemişler ve davalı tarafın mülkiyette belirlenen kullanma biçimine aykırı hareketi olduğu ileri sürülerek 21.07.2005 tarihinde eldeki dava açılmıştır. Davanın açıldığı tarihte taşınmaz yanlar arasında paylı (müşterek) mülkiyet hükümleri uyarınca kullanıldığına göre, dava mülkiyet hakkına dayanılarak açılmıştır. Davanın açıklanan bu niteliği ve hükmü veren mahkemenin sıfatına göre temyiz itirazlarının incelemesi Yüksek 1. Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki, adı geçen Yüksek Dairece de görevsizlik kararı verilmiş bulunduğundan görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığı'na sunulması uygun görülmüştür. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığı'na sunulmasına 01.11.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Dava, Türk Medeni Kanunun 696.maddesine dayalı paydaşlıktan çıkarılma ile tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 6.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 04.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Kısaca ifade etmek gerekirse, taşınmaz paylı mülkiyet rejimine tabi bulunmaktadır. ... Medeni Kanununun 688. maddesinde paylı mülkiyet “birden çok kimsenin maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla ... olmaları” şeklinde ifade edilmiştir. Bu tanımlamadan görüleceği üzere paylı mülkiyetin söz konusu olabilmesi için; birden fazla kişinin bir taşınmaza paylı ... bulunması ve bu malın malikleri arasında maddi olarak paylaşılmamış olması gerekir. Paylı mülkiyette, mülkiyet hakkına sahip birden fazla kişi olmasına rağmen aslında eşya üzerinde ... bir mülkiyet ... vardır. Eşya üzerindeki bu ... mülkiyet ... malikler arasında bir paylı mülkiyet birliğini meydana getirir. Her paydaş mülkiyet hakkının belli bir payına sahip olur. Her pay diğerinden bağımsız, ayrıca tasarrufi işleme konu olabileceği için kanun bazı istisnalar hariç payları taşınmaz hükmüne tabi tutmuştur. Öte yandan; ......
Dava, paylı mülkiyette ortaklığın giderilmesine ilişkindir Mahkemece, davanın kabulüne, ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir. Hüküm, davalı ... ... vasisi ... ... tarafından temyiz edilmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet ve ya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK’nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü h...nde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçıların davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı; kayden dava dışı kişilerle paylı mülkiyet üzere malik olduğu 842 ada 90 parsel sayılı taşınmazda bulunan dükkana davalının haklı ve geçerli bir sebep bulunmaksızın kullanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinde bulunmuştur. Davalı; çekişmeli taşınmazda fiili kullanma biçiminin oluştuğunu, dükkanın paylı maliklerden kayınpederi olan Ahmet Töre'ye ait olduğunu, anılan kişiden kiraladığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine yönelik verilen kararın davacı tarafından temyizi üzerine Dairece bozulmuştur....
Mahkemece, dava konusu taşınmazın tarafların paylı mülkiyetinde bulunduğu, davalının paylı mülkiyetten kaynaklanan hakkını meşru bir şekilde kullandığı, taşkın bir kullanımının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Karar gerekçesinde de belirtildiği üzere paylı mülkiyette, paya uyan bir belirleme ve sınırlandırma olmadığı takdirde her paydaşın, öbürlerine zarar vermemesi kaydıyla taşınmazı kullanma hakkı verdır. Bu hakkın ölçüsü, her somut olayda durumun özelliği göz önünde tutularak belirlenir. Paylı malı, diğer paydaşların hakları ile bağdaşmayan bir biçimde kullanan paydaşın, kullanmayanların haklarını rayiç kira üzerinden ve onun hissesi oranında ödemesi gerekmektedir....
Kuşkusuz, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşların payına elatmalarının önlenmesini her zaman isteyebilir. Ancak, o paydaşın taşınmazda payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa elatmanın önlenmesi davası dinlenemez. Yerleşik Yargıtay uygulamasına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorunu elatmanın önlenmesi davasıyla değil kesin sonuç sağlayacak taksim veya şüyuun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözülebilir. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 706, Borçlar Kanununun 213, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazların harici veya fiili taksimi ile paylarının mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz....