WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, dava konusu taşınmazlar paylı mülkiyete tabi olup borçlu davalı...'ün 1/8 oranında bağımsız payı bulunduğundan davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Elbirliği mülkiyetinde borçlu ortağın alacaklısı icra hakimliğinden İİK'nun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Paylı mülkiyette ise, borçlu paydaşın alacaklısı, borçlunun bağımsız payının haczini ve satışını isteyebileceğinden İİK'nun 121. maddesi uyarınca icra mahkemesinden aldığı yetki belgesine dayanarak taşınmazın paydaşlığının giderilmesini istemesi yasa koyucunun amacına uygun değildir....

    -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, çekişmeli taşınmaz hem elbirliği hem paylı mülkiyete tabi olup paylı mülkiyette kiraya vermeyi düzenleyen 6.5.1955 tarihli 12/18 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve 4721 sayılı TMK. nun 691/1. maddesi uyarınca pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmadan yapılan kira sözleşmeleri geçerli olmadığı gibi 27.11.1946 tarih 28/15 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve 4721 sayılı TMK. nun 702/2. maddesi uyarınca elbirliği mülkiyetinde tüm ortakların katılımı ile kira sözleşmesi yapılabileceği, dolayısıyla davalı Osman ile dava dışı paydaş Arslan arasında yapılan (ve davacı Ahmet ile yapıldığı ileri sürülen) kira sözleşmesinin geçerli olmadığı ve davalılar aleyhine 3091 sayılı yasa uyarınca yapılan idari tahkikatta davalı Cafer'in taşınmazı kullandığını bildirdiği gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davalıların temyiz...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 13.08.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.03.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, paylı taşınmazda oluşan yararlanma hakkına öteki paydaşın elatmasının önlenmesi istemiyle açılmıştır. Davalı, Taşınmazda kendisinin de payının olduğunu,davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Kuşkusuz, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşların payına elatmalarının önlenmesini her zaman isteyebilir....

        Paylı mülkiyette ise, borçlu paydaşın alacaklısı, borçlunun bağımsız payının haczini ve satışını isteyebileceğinden yetki belgesine dayanarak taşınmazın paydaşlığının giderilmesini istemesi yasa koyucunun amacına uygun değildir. Somut olaya gelince; elbirliği mülkiyetine tabi dava konusu 4080 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş ise de, taşınmazın UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgusunda dava konusu taşınmazın karar tarihinden sonra elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrildiği ancak pasif halde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece; taşınmazın tapu kaydının tapu müdürlüğünden getirtilerek; taşınmaz paylı mülkiyete konu ise borçlunun payının satışı mümkün hale geleceğinden ve davacının dava açmakta hukuki yararı kalmayacağından davanın reddine karar verilmesi gerekir. Bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ......

          Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Dava konusu payın bulunduğu 813 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davacı ... 14.01.2011 tarihinde 1/3 payı intikal suretiyle iktisap ederek paydaş olmuş, daha sonra diğer paydaş ...'in 1/3 payını 25.01.2011 tarihinde satın almış ve 28.01.2011 tarihinde tekrar ...'e satmıştır. ...'in bu payı 28.03.2011 tarihinde davalı ...'a satması üzerine 01.04.2011 tarihinde yasal önalım hakkını kullanmıştır. Türk Medeni Kanununun 732. maddesi uyarınca paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen 3. kişiye satması halinde diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler....

            Paylı mülkiyette, taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşların payına elatmalarının önlenmesini her zaman isteyebilir. Ancak o paydaşın taşınmazda payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa elatmanın önlenmesi davası dinlenemez. Yerleşik Yargıtay uygulamasına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorunu, elatmanın önlenmesi davası ile değil, kesin sonuç sağlayacak taksim veya şüyuun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözülebilir. Ancak, somut olayda tanık anlatımlarından taşınmazın 2008 yılına kadar tarafların müşterek murisleri ... ... tarafından kullanıldığı, davacının paydaş olduğu 2009 yılından sonra davalının onun kullanımına engel olmadığı anlaşıldığından davanın reddi yerine kabulü doğru olmamış, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

              Paylı mülkiyette ise, borçlu paydaşın alacaklısı, borçlunun bağımsız payının haczini ve satışını isteyebileceğinden yetki belgesine dayanarak taşınmazın paydaşlığının giderilmesini istemesi yasa koyucunun amacına uygun değildir. Somut olaya gelince; Dava konusu kargir ev ve arsa niteliğindeki 13313 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ve 3313 ada 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan 7 nolu bağımsız bölüm üzerindeki elbirliği mülkiyeti 4.11.2015 tarihi itibari ile sona erdirilerek paylı mülkiyete dönüştürülmüştür. Borçlu davalı ... ...'nun dava konusu taşınmazlarda ¼ er pay sahibi olduğundan ve paylı mülkiyete konu taşınmazlarda alacaklı davacı tarafından haczedilen payların doğrudan icra yoluyla satışı istenebileceğinden; davacının bu davayı açmakta hukuki yararı kalmamıştır. Mahkemece; açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir....

                Paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamazsa, paydaşlardan birinin istemi üzerine hakim, malın aynen bölünerek paylaştırılmasına, bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanmasına karar verir. Bölme istemi durum ve koşullara uygun görülmezse ve özellikle paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa, açık artırmayla satışa hükmolunur. Satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır." düzenlemesini içermektedir. TMK'nun el birliği mülkiyet hükümlerini düzenleyen 703.maddesinde ise "Elbirliği mülkiyeti, malın devri, topluluğun dağılması veya paylı mülkiyete geçilmesiyle sona erer. Paylaştırma, aksine bir hüküm bulunmadıkça, paylı mülkiyet hükümlerine göre yapılır." düzenlemesi bulunmaktadır....

                TMK'nun 688/1. maddesinde; ''Paylı mülkiyette birden çok kimse, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir.'' hükmü yer almakta olup; aynı maddenin 3. fıkrasında ise; ''Paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olur. Pay devredilebilir, rehnedilebilir ve alacaklılar tarafından haczettirilebilir.'' düzenlemesi öngörülmüştür. Somut olayda, takibe dayanak ... 4....

                  Bilindiği üzere paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta iştirak halinde mülkiyette dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan Paydaş aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu