WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece davacınn dava açma hakkı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve esasen kiralanan taşınmaz paylı mülkiyete tabi olduğundan davacının tek başına tahliye isteyemeceğinin anlaşılmasına göre davacının tahliyeye ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacının alacağa yönelik temyiz itirazlarına gelince Davaya dayanak yapılan 1.5.2006 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmelesini kiraya veren olarak dava dışı F.. Ö.., kiracı olarak davalı imzalamış olup, dosyada mevcut tapu kaydına göre taşınmazda davacının 2/12, dava dışı D.. Ö..' in 2/12, dava dışı F.. Ö..'in 8/12 payı olduğu, arsa nitelikli taşınmazın paylı mülkiyet hükümlerine tabi olduğu anlaşılmaktadır. Medeni Kanunun paylı mülkiyete ilişkin 691....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, SÖZLEŞMENİN FESHİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, dava konusu 243 ada, 731 parsel sayılı taşınmazda 1/6 pay maliki olduğunu, 2/6 pay maliki olan dava dışı paydaşların “inşaat yapım izni ile birlikte 16 yıl süre ile kullanım hakkının devrini de kapsayan ” bir sözleşme ila taşınmazın davalılara teslim edildiğini, anılan sözleşmenin önemli yönetim işlerini kapsadığını, paylı mülkiyete tabi, arsa vasfındaki taşınmazın özgülendiği amacın değiştirildiğini, taşınmazın tamamını kapsayan tasarruf işlemi yapıldığını bu nedenle oybirliğinin sağlanması gerektiğini, sözü edilen koşulları içermediği için sözleşmenin bağlayıcı olmadığını ileri sürerek, T.M.K.’nun 691 ve 692. maddeleri uyarınca sözleşmenin feshi ve davalıların elatmasının önlenmesine karar verilmesini istemiştir....

      Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi istenen taşınmaz ile ilgili açılmış bir ortaklığın giderilmesi davasının bulunduğu hallerde TMK.nun 644/2. maddesinde yeralan "Elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilir." düzenlemesi gereğince elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesine karar verilemez. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde dava konusu taşınmazla ilgili açılmış bir ortaklığın giderilmesi davasının bulunduğunu bildirmesi karşısında davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

        Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davaya konu ana taşınmazda kat mülkiyeti ve kat irtifakı tesis edilmediği, taşınmazın halen paylı mülkiyete tabi arsa niteliğinde olduğu ve Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanamayacağı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının Ek-1. maddesine göre, bu Yasanın uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlık sulh hukuk mahkemelerinde çözümlenir. Somut olayda davacı, davalının hissesine düşen arsa payı bedeli ile kat mülkiyetine geçmek için ödenen proje masrafı alacağını ödememesi nedeniyle aleyhinde icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptalini talep etmiştir....

          Davacı, 739/2400 payı üzerinde iştiraken malik olduğu 1399 ada 10 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşlarından ... 319/1200 payını 18.06.2013 tarihinde 8.600,00TL bedelle; ... 639/2400 payını 28.10.2013 tarihinde 10.400,00TL bedelle davalıya sattıklarını, ancak satışlarla ilgili noter bildirimi yapılmadığını ileri sürerek önalım hakkı nedeniyle davalı adına kayıtlı payların iptali ile adına tescilini talep etmiş; dayanağı olan 739/2400 payın murisi ... adına kayıtlı olup iştirak halinde mülkiyete tabi olması nedeniyle mahkemece, diğer mirasçıların davaya muvafakatinin alınması için davacıya süre verilmesi üzerine, diğer mirasçıların tamamı davaya muvafakat ettiklerini bildirir dilekçelerini sunmuşlardır. Davalı, davaya konu 319/1200 payı önceki paydaş ......

            Dosyada mevcut tapu kaydına göre davacının 313 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 1/15 payı olduğu, taşınmazın paylı mülkiyete tabi olduğu anlaşılmıştır. Davacının, paylı mülkiyete tabi taşınmazda, payı oranında kira parası istemesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken davacının kiraya veren olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

              Dava, bir adet taşınmazda ortaklığın giderilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde borçlu ...’tan olan alacağı nedeniyle maliki olduğu dava konusu taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, satış suretiyle ortaklığın giderilmesini istemiş, davalı ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş ise de dosya kapsamındaki tapu kaydının incelenmesinde dava konusu taşınmazın paylı mülkiyete tabi olup, borçlu ...’ın 1/2 oranında payı bulunduğu anlaşılmıştır. Paylı mülkiyete konu olan taşınmazlarda borçlu payının müstakilen haczedilip satılma olanağı bulunduğundan, paydaşlardan birinin borcu için alacaklı tarafından ortaklığın giderilmesi istenilemez. Mahkemece bu nedenle istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde satış kararı verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

                Dava bir adet taşınmazda ortaklığın giderilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde borçlu ...’dan olan alacağı nedeniyle maliki olduğu dava konusu taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, satış suretiyle ortaklığın giderilmesini istemiş, davalılar ise davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş ise de dosya kapsamındaki tapu kaydının incelenmesinde dava konusu taşınmazın paylı mülkiyete tabi olup, borçlu ...’ın 1/2 oranında payı bulunduğu anlaşılmıştır. Paylı mülkiyete konu olan taşınmazlarda borçlu payının müstakilen satılıp haczedilebilme olanağı bulunduğundan, paydaşlardan birinin borcu için alacaklı tarafından ortaklığın giderilmesi istenilemez. Mahkemece bu nedenle istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde satış kararı verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

                  Dolayısıyla, dahili davacıların aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak, dava konusu 929 sayılı parselde dahili davacıların dayandığı... payı yargılama sırasında elbirliği mülkiyetinden paylı mülkiyete dönüştürülmüştür. ... payı, mirasçılar adına paylı olarak tescil edildiğinden tereke temsilcisinin görevi sona ermiştir. Bu durumda, paylı malik haline gelen ...mirasçılarının önalım hakkını kullanıp kullanmayacakları sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözetilmeden yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir....

                    Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 gün 3/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Muvafakat duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabilir....

                      UYAP Entegrasyonu