CEVAP: Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazların ortak muris Ömer AVCI'dan intikal ettiğini, evveliyatı tarla olan taşınmazların imar uygulaması ile arsa vasfını aldığını, davacının bir kısım paydaşların payını satın aldığını ancak taşınmazın kullanımı ve paylaşımı noktasında müvekkillerine bir teklif sunulmadığını, ortaklığın giderilmesi davalarında aynen taksimin mümkün olduğu hallerde taşınmazın değerinin düşmemesi gerektiğini, davacının aynen taksimin mümkün olmadığı yönündeki beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, mahkemece öncelikle aynen taksimin değerlendirilmesi gerektiğini, aynen taksimin mümkün olmaması halinde taşınmazın paydaşlar arasında satılması gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 22/05/2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13/04/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından ayrı ayrı istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davacılar vekili, ... ili, Merkez ilçesi, ... Mahallesi 1043 ada 19 parsel sayılı taşınmazın rızaen taksimi hususunda tarafların anlaşamadıklarını belirterek ortaklığın satış sureti ile giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bir kısım davalılar, satışın paydaşlar arasında yapılmasını istediklerini dile getirmişlerdir. Mahkemece, "Davanın kabulüne; ... ili, Merkez ilçesi, ......
-Kur Genel Müdürlüğü arasındaki davadan dolayı Denizli 1.Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 04.12.2007 gün ve 457-590 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşmenin feshi suretiyle yaratılan murazaanın men'i istemine ilişkin olup kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
21 metre kare büyüklüğünde bir arsa tek başına herhangi bir amaca özgülenecek büyüklükte olmadığını, sayılan nedenlerle sayın mahkemenin bilirkişi marifetiyle tespit ettiği kıymet takdiri üzerinden davalı yanın hisse oranına uygun düşecek şekilde hisselerinin davacı müvekkile satılmasına karar verilmesini, taşınmazın fiili durumu itibarı ile, aynen taksim mümkün olmadığından ve ortaklığın, paydaşlar arasında satış suretiyle giderilmesinde paydaşlar açısından yarar olduğundan gayrimenkul üzerindeki ortaklığın paydaşlar arasında satış suretiyle giderilmesini talep ve dava etmiştir....
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- Davalılar vekili, ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilecekse satışın öncelikle hissedarlar arasında yapılmasını talep etmiş, davacılar vekili davalılar vekilinin bu isteğine muvafakat ettiklerini beyan etmiştir.Dava konusu taşınmazın paydaşları satışın paydaşlar arasında yapılması hususunda ittifak ettiklerine göre mahkemece, satışın öncelikle paydaşlar arasında arttırmayla yapılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz. Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez....
Mahkemece,davaya konu edilen iki adet taşınmazda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine ve satış bedelinin “...muhdesatın ve arzın “dava tarihi” itibari ile ayrı ayrı değerinin taktir edilmesine; satış bedeli dağılımında belirlenen arzın ve muhdesatın değerleri toplanılarak taşınmazın tüm değerinin bulunmasına, bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin oran kurmak suretiyle belirlenmesine, satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranların esas alınmasına, muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşlar, geri kalan kısmın ise payları oranında paydaşlar arasında paylaştırılmasına...” karar verilmiştir. Ancak hüküm fıkrasının satış bedelinin dağıtımına ilişkin kısmı infazda tereddüt yaratacak şekilde yazılmıştır....
Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, ... yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır....
Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz....
Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır....