dan tahsili ile davacıya verilmesine, dava konusu edilen 111 ada 1 ve 112 ada 3 parsel sayılı taşınmazlara yönelik ecrimisil ve el atmanın önlenmesi taleplerinin davalı ... yönünden esastan reddine karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1. Mahkemenin 15.10.2019 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Dairemizin 18.04.2022 tarihli ve 2021/6680 Esas, 2022/2892 Karar sayılı kararıyla; hükmün 1 ve 2 nci bentlerinde ... yönünden el atmanın önlenmesi ve ecrimisile hükmedilerek çelişki yaratılması doğru görülmediğinden bozulmasına karar verilmiştir. B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalılar ..., ..., ... ve ...'a yönelik ecrimisil ve el atmanın önlenmesi taleplerinin pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, davanın davalı ... yönünden kısmen kabul kısmen reddi ile davalı ...'...
Hal böyle olunca, yerinde yeniden her bir taşınmazın başında ayrı ayrı yerel, teknik ve uzman bilirkişiler ile taraf tanıkları aracılığıyla keşif yapılarak, her birinin niteliği varsa tecavüz miktarı belirlenmeli, taraf tanıkları her taşınmaz için ayrı ayrı dinlenilmeli, taşınmazların kimin zilyetliği ve tasarrufunda olduğu belirlenmelidir. Davacının her bir taşınmazda kullanmasına elverişli bölümlerin bulunup bulunmadığının duraksamaya yer vermeksizin saptanarak davacının kullanabileceği yerin bulunması durumunda, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda yukarıdaki ilkelere göre el atmanın önlenmesi davasının reddine, aksi halde; tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde toplanmış ve toplanacak delillere göre davanın paydaşlar arasında görüldüğü gözetilerek, davacının payı oranında davalıların el atmalarının önlenmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile sonuca gidilmesi doğru değildir. Kabule göre de; 103 ada 17 ve 22 parsellerde muris ......
Dairemizin 09.09.2021 tarih ve 2021/1533- 1633 sayılı kaldırma kararında; "Davacı, paydaşı bulunduğu taşınmazı yine paydaş olan diğer davalıların kullandıklarını belirterek el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteminde bulunmuştur. Mahkemece yapılan keşif neticesi alınan bilirkişi raporunda belirlenen davacılar payının değerine ve ecrimisil tutarına göre davacı yana eksik peşin harcı tamamlaması için 10.10.2019 tarihli oturumda 1 ay kesin süre verilmiş, davacılar vekili 25.10.2019 tarihli dilekçe ile ecrimisil talepleri yönünden bedel artırım talebinde bulunarak ecrimisil talebi yönünden harcı tamamlamış, el atmanın önlenmesi yönünden ise tamamlamamış, 24.12.2019 tarihli müteakip oturumda davacı vekiline her bir davacı için el atmanın önlenmesi istemi yönünden harç ikmali için yeniden süre verilmiş, davacı vekili harcı yine tamamlamamış, sonraki 05.03.2020tarihli oturumda davacı vekili; "Harcı ikmal etmedik....
Hukuk Dairesinin, 14.07.2009 tarihli ve 2009/5143 Esas, 2009/8371 Karar sayılı ilamı ile, davalının kiraya vererek kullandığı bölümler yönünden el atmanın önlenmesi ile ecrimisil tazminatına hükmedilmesinin doğru olduğu, ancak taşınmazda boş olan ve davalının bizzat kullandığı bölümler yönünden ecrimisil tazminatına ve el atmanın önlenmesine karar verilmesinin yanlış olduğu, ayrıca taşınmazı kullanan bir kısım kiracılardan kira adı altında davacı şirketin tahsil ettiği paraların ecrimisilde gözetilmeksizin mükerrer tahsilata meydan verecek şekilde karar verilmesinin de doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar vermiştir. Bozma ilamına karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuş, bu defa Yargıtay 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki "çaplı taşınmazda paya elatmanın önlenmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Merzifon Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 27.11.2012 gün ve 2012/285 E.- 2012/510 K sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 16.04.2013 gün ve 2013/4214-5649 E. K. sayılı ilamı ile; (…Dava, çaplı taşınmazda paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, yapılan araştırmanın hükme yeterli bulunduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Bilindiği üzere, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki el atmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir....
Temyiz Sebepleri Davalılar vekili temyizinde, müvekkillerinin dava konusu taşınmazları yarıcıya vererek kullanması nedeniyle hesaplanan ecrimisilin yarısına hükmedilmesi gerektiğini, el atmanın önlenmesi yönünden nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazların müvekkillerince çay bahçesi ve fındıklık haline getirildiğini, taşınmazların önceki durumu tarla olduğu için intifadan men koşulunun aranması gerektiğini, müvekkillerinin 237 ada 12 parsel ve 232 ada 27 parsel sayılı taşınmazları 6831 sayılı Yasa gereği satın aldığını, bu taşınmazlarda davacıların intikalen gelen payı olmadığını, ayrıca davanın reddilen bölümü yönünden davalılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken daha düşük vekalet ücreti takdir edildiğini ileri sürmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. 2....
Kabule göre de; el atmanın önlenmesi ve ecrimisil talebinin tek dava ile talep edilmesi halinde iki ayrı dava bulunmadığından davanın kabulü halinde taşınmazın değeri ile kabul edilen ecrimisil bedelinin toplamından oluşan dava değeri üzerinden tek nisbi harca, davanın tümden reddi halinde de tek maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerektiği gözardı edilerek hem el atmanın önlenmesi hem de ecrimisil talepleri bakımından ayrı ayrı maktu harca hükmedilmesi isabetli değildir. Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığının anlaşılması ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- a maddesinde belirlenen koşulların varlığı halinde bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 14/3. maddesi uyarınca kamulaştırma davalarında paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Karar tarihinde yürürlükte bulunan 5219 sayılı Kanunla değişik H.U.M.K’nun 427.maddesi uyarınca, 2.190,00 -TL'den az olan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin hükümler kesindir. Bu nedenle davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, 13/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 8 Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 8 Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 08/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davacının el atmanın önlenmesi davasının kabulüne; 1520 nolu parselde davalı ...’un fazladan kullandığı Cemil mirasçıları hissesi 1684,06 m² yere elatmasının önlenmesine, ecrimisil talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş olup; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere; ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır....