FETÖ terör örgütünün saikleriyle görev yaptığı , mesleğin şeref ve onurunu ve memuriyet nüfuz ve itibarını bozacak nitelikte görülen eylemleri " nedeniyle ilgilinin 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu'nun 69. maddesinin son fıkrası gereğince meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, davacı tarafından Hakimler ve Savcılar Kurulu ... Dairesinin meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ... tarihli ve E:... , K:... sayılı kararının yeniden incelenmesi istemiyle yaptığı başvurunun, aynı Dairenin ... tarihli ve E:... , K:... sayılı kararıyla reddedildiği, bu karara karşı yaptığı itirazın ise Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu'nun ... tarihli ve E:... , K:... sayılı kararıyla reddedilerek uyuşmazlığa konu meslekten çıkarma cezasının kesinleştiği anlaşılmıştır....
sayılı kararıyla 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu'nun 69. maddesinin son fıkrası uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de; davacıya tebliğ edilen, ......
Kurumu Personel Yönetmeliğinin 100. maddesinin (g) bendi uyarınca işten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir....
Maddesi uyarınca ana sözleşme ile, çıkarma kararı konusunda genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere yönetim kuruluna yetki verilebileceği, davalı kooperatif ana sözleşmesinin 14.maddesinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortaklar ile ilgili yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarma kararı verilebileceğinin anlaşıldığı, dolayısıyla çıkarma kararının yetki verilmiş yönetim kurulu kararıyla gerçekleştiği, Kooperatifler Kanunu 16/4....
Bu bölümde yer alan "Devlet memurluğundan çıkarma" cezasına ilişkin düzenlemeler "İşten çıkarma" cezası hakkında uygulanır...." hükmüne yer verilmiştir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde ise, "Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" fiili, Devlet memurluğundan çıkarma cezası gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır....
-K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin ortağı olduğu davalı kooperatifçe gerçek aidattan fazla aidat miktarı ve yanlış hesaplamayla ihtarlar gönderildiğini, ihtarlarda ayrıntı olmaması sebebiyle müvekkilinin hesap dökümü istemesine rağmen çıkarma kararı verildiğini ileri sürerek, yönetim kurulunca alınan 15.01.2002 tarih ve 85 sayılı çıkarma kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, çıkarma kararının 20.04.2008 tairhli genel kurulca da benimsendiğini, hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, farklı miktarlar içeren ihtarnamelere dayanılarak ihraç kararı verilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının ortaklıktan ihracına ilişkin, yönetim kurulunun 15.01.2008 tarih ve 85 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
- K A R A R - Davacı, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatif yönetim kurulunun 27.12.2014 tarihli kararıyla üyeliğinin sona erdirildiğini, çıkarma kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek 27.12.2014 tarihli üyelikten çıkarma kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davacının kooperatif üyeliğine tekrar alındığı, üyelikten çıkarma kararının iptalini gerektirecek bir durum kalmadığı, davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Kasten yangın çıkarma, mala zarar verme, tehdit HÜKÜMLER : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: I-Sanık ... hakkında tehdit suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde; TCK'nun 106/1. maddesinin 2. cümlesindeki sair tehdit suçunun cezasının alt sınırının, aynı Kanunun 49/1. maddesi gereğince 1 ay hapis cezası olduğu gözetilmeden, temel cezanın 5 gün olarak eksik tayin edilmesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan duruşmaya, uyulan bozmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, II-Sanıklar hakkında kasten yangın çıkarma ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelenmesine gelince; Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı kurum tarafından müvekkilinin taraf olduğu İlaç Temin Sözleşmesi'ne ayrı bir şekilde usulen hata yaparak cezai işlem uyguladığını, mezkur sözleşmede 3 farklı cezai şart düzenlendiğini, bunların ilk seferde uyarı, ikinci seferde 5.000 TL para cezası, üçüncü seferde 6 ay sıradan çıkarma cezası şeklinde olup, davalı durumca hukuka ayrı şekilde 40 ay sıradan çıkarma cezası uygulandığını, bu işlem için yürütmeyi durdurma kararı alındığını, davalı kurumca yapılan 40 ay sıradan çıkarma cezasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkiline uygulanan 2022/187 sayı 12/05/2022 tarih 40 ay sıralı dağıtımdan çıkarma cezasının iptali ile müvekkilinin işletmesini risk altında bırakan ve sağlık hizmet sunumunu aksatacak işleminin dava boyunca ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir....
BAKANLIĞININ SAVUNMASI: Davacının hakkında usulüne uygun şekilde yürütülen disiplin soruşturması kapsamında isnat olunan fiillerin alınan ifadeler ve toplanan diğer delillerden sübuta erdiğinin anlaşılması üzerine Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması yönünde alınan kararda hukuka aykırılık bulunmadığı, adli yargı kararının henüz kesinleşmediği, bağlayıcı olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur. DAVALI ... VALİLİĞİNİN SAVUNMASI: Davacının eyleminin sabit olduğu, Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması yönünde alınan kararda hukuka aykırılık bulunmadığı, adli yargı kararının henüz kesinleşmediği ve bağlayıcı olmadığı, işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ......