Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; Sanık ...’in, hakkında soruşturması/kovuşturması ayrı yapılan suça sürüklenen çocuk Can Karakuş ile birlikte olay tarihinde katılana ait iş yerine geldikleri, sanığın katılan ile sürekli olarak konuştuğu ve katılandan müşteri gibi davranarak sürekli taleplerde bulunduğu, sanığın para ve altın değişimleri esnasında iş yerindeki banko üzerindeki para ve altınları sürekli olarak dağınık tuttuğu ve karıştırdığı, katılanın bakmadığını anladığı zamanlarda sanığın para veya altınları elinde bulunan cüzdanın altına sıkıştırdığı, bu şekilde eylemlerini tekrarladığı, bu şekilde almış olduğu altın veya parayı birlikte geldikleri çocuğun yanına gelmesiyle çocuğa verdiği, sonrasında çocukla birlikte işyerinden ayrıldıkları, sanık tarafından suça konu altın ve paraların bizzat katılanın elinden alınmadığı, bankonun üzerinden alındığı olayda sanığın eyleminin, 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b maddesine uyan suçu oluşturduğu, aynı Kanunun 142/2-b maddesinde tanımlanan özel beceri öğesinin, elde veya...

    çok, yarım ve tam altınların az olduğu, yarım altının 2, tam altının 4 çeyrek altın kabul edildiği, bu itibarla kadına en az 50 çeyrek altın takıldığı, çeyrek altınların içinde yarım ve tam altınların varlığının da kabul edildiği, toplam 50 çeyrek altın takıldığı kabulü ile asıl davada 32 çeyrek altının, birleşen davada 18 çeyrek altının ve çeyrek altın dışındaki takıların kabulüne karar verildiği, asıl ve birleşen dava yönünden dava tarihleri dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, davacının davasını ıslah ederek 45.075,30 TL'ye çıkardığı, her iki dava yönünden ıslahın yapıldığı, asıl dava yönünden ıslahın 14.876,43 TL, birleşen dava yönünden ise 30.198,87 TL olduğu, birleşen davada hesaplanan miktarın 38.804,24 TL olmakla 8.605,37 TL'nin saklı kaldığı" gerekçesiyle, asıl davada 6 adet çeyrek altın (2.010,78 TL), 9 adet yarım altın (6.032,25 TL), 2 adet tam altın (2.681,00 TL), 1 adet 14 ayar 35 gram boyunluk-bileklik-küpeden oluşan takı seti'nden (4.152,40 TL) ibaret ziynet eşyalarının...

    ın yanına gelerek cebinden çıkardığı ve ele geçirilemeyen bıçağı katılana göstererek "annen paraları nereye saklıyor söyle söylemezsen seni bıçaklarım" şeklinde konuştuğunun, katılanın da sanığa paraların buzdolabında olduğunu söylemesi üzerine, sanığın evin yol seviyesine yakın olan balkonuna çıkarak kapının asma kilide takılı olan zincirin halkasını bir aletle genişletmek suretiyle kapıyı açıp içeriye girdiğinin, daha sonra katılanların buzdolabında sakladıkları 31.000 TL para ile 9 adet altın bilezik, 7 adet çeyrek altın, bir adet yarım altın ve bir çift uzay yolu küpesi diye tabir edilen altın küpeyi alarak evden ayrıldığının iddia edildiği olayda, sanığa yüklenen eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 148 ve devamı maddelerinde düzenlenen yağma suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin kanıtları, değerlendirme görevinin ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık...

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/04/2022 NUMARASI : 2021/192 ESAS-2022/265 KARAR DAVA KONUSU : Ziynet Alacağı KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; düğünde müvekkiline takılan 7 adet 150 gr bilezik, 14.19 gr 14 ayar zincir ve kolye ucu, 3.08 gr 14 ayar küpe, 7 gr ayar künye, 6 adet çeyrek altın ve 20.000,00TL nakit takılan para ve evinden kendiliğinden götürdüğü 2 adet beyaz inci kolye, iki küpe, bir bileklik, iki adet gümüş küpe ziynet eşyalarının ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesini talep ve dava etmiştir....

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dosyanın bütün halinde tetkikinden; davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında mahkemenin 2014/513 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası görüldüğünü ve sonuçlandığını, dosyaya sundukları CD'den de görüleceği gibi kolye, bileklik, küpeden oluşan 60 gramlık 22 ayar altın bir set, her biri 20'şer gram olan 2 adet 22 ayar altın bilezik, 6 adet çeyrek altından yapılmış bir bileklik, davacının annesi tarafından takılmış 30 gramlık Tarsus örgüsü diye tabir edilen bilezik, davalının dayıları ve eşleri tarafından 10 gram ağırlığında 22 ayar 2 adet bilezik, düğüne katılanlar tarafından 1 adet Cumhuriyet altını, 3 adet yarım altın ve 12 adet çeyrek altın, düğüne katılanlar tarafından 400,00TL para takıldığını, düğünden sonra davacının kişisel malı niteliğindeki ziynet eşyalarının davalının ve ailesinin borçlarını ödemek ve araba almak için davalı tarafça bozdurulduğunu, davalı tarafça altınları babasının borcu ve araba almak için kendilerinin aldığını ancak...

      Kuyumculuk isimli ... yerine girerek altın görünümlü altı adet sahte bileziği verip 2.880 TL karşılığında bozdurduğu, bu sırada diğer sanıkların ... yerlerinin yakınında bekledikleri, sanık ...'in bu ... yerinden çıkmasından sonra bu defa sanık ...'ün katılan ...'a ait ... Kuyumculuk isimli ... yerine girdiği ve burada katılana altın görünümlü sahte bir bileziği 2.485 TL karşılığında bozdurduğu anlaşılmakla dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir 5237 sayılı TCK'nun 157/1.fıkrası gereğince hapis cezası yanında adli para cezası da öngörüldüğü halde, sanıklar hakkında adli para cezasına hükmedilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....

        Davacı - karşı davalı kadın tarafından dava dilekçesi ve dava dilekçesinin açıklanması mahiyetinde olan 12.10.2020 tarihli dilekçesi ile talep edilmeyen " 1 adet 22 ayar 35 gram kelepçe bilezik, 2 adet tam altın, 1 adet reşat altın, 3 adet reşat altın, dava dilekçesinde 50 adet çeyrek altın istenilmiş olmasına rağmen 93 adet çeyrek altın, ve 5700 TL nakit para yönünden de ıslah talebinde bulunmuştur. Dava dilekçesinde ve açıklama dilekçesinde istenildiği halde 1 adet 4 lü set, 20 adet gram altın ve adet kolyeye ıslah dilekçesinde yer verilmemiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından davacı hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde bulunulduğu davacı tarafından takibe yönelik itiraz ve şikayette bulunulduğu ilk derece mahkemesi tarafından itiraz ve şikayetin reddine karar verildiği davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Alacaklı tarafından takip talebinde para alacağı talebinde bulunulduğu ,genel haciz yolu ile ilamsız takip yapılmasına engel bir durum bulunmadığından davanın reddine ilişkin mahkeme kararı yerinde olmakla istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK'nın 157/1, 62. ve 52/2. maddeleri uyarınca hapisten çevrili 6.000 TL ve doğrudan 2.000 TL adli para cezası Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık ...’ın başkası adına kayıtlı telefondan Bursa’da oturan asker arkadaşı tanık ...’ü arayarak gömü altın bulduklarını söylediği ve satın alabilecek bir tanıdığının olup olmadığını sorduğu, tanık...’ın da bu hususu çocukluk arkadaşı tanık ...’a anlattığı, ...’in de sanıkla irtibata geçip ...’ya gittiği, kendisini ... olarak tanıtan kimse ile buluştuğu ve 200 TL karşılığında numune altın alıp döndüğünde müşteki ...'a gösterdiği, numune olarak verilen altının gerçek altın olduğunu gören müştekinin bir hafta sonra 13.07.2007 günü tanıklar... ile birlikte Turgutlu’ya geldiği, kendisini... olarak tanıtan kimse ile buluştukları, bu kişinin telefonla birisini arayıp altınları getirmesini istediği, diğer kişinin de olay yerine çantayla geldiği, ...'...

          e verdiği, bu mizansenden etkilenen ve suça konu maddelerin gerçek altın olduğunu düşünen katılanın da eve gidip para getirerek şahısta bulunan maddelerden iki tanesini 2000 TL karşılığında satın aldığı, daha sonra eve giden katılanın altın görünümlü maddelerin üzerlerindeki beyaz naylonu çıkarttığında gerçek altın olmayan ve piyasa değeri 30–40 TL olan çakmaklar olduğunu görüp dolandırıldığını anladığının iddia edildiği olayda,sanık savunması, katılan ifadesi, bilirkişi raporu, teşhis tutanağı ve tüm dosya kapsamına göre suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 15.05.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu