Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Adi ortaklığın sona erme sebeplerini düzenleyen BK'nın 535 inci (6098 sayılı Kanun'un 639 uncu) maddesinin ikinci fıkrasında; sözleşmede ortaklığın mirasçılarla sürdürülmesi konusunda bir hüküm yoksa, ortaklardan birinin ölümüyle ortaklığın sona ereceği düzenlenmiştir. 4. Adi ortaklığın sona ermesi ile birlikte ortaklık tasfiye aşamasına girer. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür. Tasfiye ile artık ortaklık malvarlığı para haline dönüştürülecek, borçlar ödenecek, sermaye değerleri ortaklara iade edilecek ve geri kalan meblağ ortaklar arasında kar ve zararın paylaşılması esasına göre dağıtılacaktır. 5.Adi ortaklığın tasfiyesi ya tarafların anlaşması suretiyle ya da bizzat mahkemece yapılır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.06.2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacılar vekili, dokuz adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir....

      "İçtihat Metni"Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı gerçek kişi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava dilekçesinde, tarafların 10745 ada 16 sayılı parseldeki taşınmaza müşterek malik olduklarını, gayrimenkulün rızaen taksiminin mümkün olmadığını, davacının mevcut mülkiyet üzerinde tasarrufta bulunamadığını bu nedenlerle taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, davaya konu edilen ........sayılı parseldeki taşınmazın ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki İcra İflas Kanununun 121. maddesi gereğince ortaklığın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, İcra İflas Kanunun 121. maddesi uyarınca yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalılardan ... aleyhine açılmış icra takip dosyasından müvekkiline borçlu bulunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine icra hukuk mahkemesinden yetki belgesi alındığını beyanla, davalılara murisinden intikal eden 140 ada 117 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir. Davalılardan ..., ..., ..., ... ve ... yargılama aşamasında ortaklığın giderilerek paylarının verilmesini talep etmişlerdir....

          Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK m.114/1- h, 115). Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Mevcut durumda, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davası vardır. Ortaklığın giderilmesi davasında, iş bu dava açılmadan önce, davacının muhdesata yönelik iddiasını açıkça kabul eden paydaşlara karşı muhdesat aidiyetinin tespiti davası açılması durumunda, bu paydaşlar yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir....

          Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre ortaklığın giderilmesi davasında bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 1104 parsel sayılı taşınmaz davalıların kök murisi 1999 yılında vefat eden ... adına tam pay ile tapuda kayıtlı olup, davacının malik Mehmet'in mirasçısı olmadığı, derdest ortaklığın giderilmesi davasında da taraf olmadığı, bu durumda davacının taşınmaz üzerinde mülkiyetten veya ortaklığın giderilmesi davasından kaynaklı bir hakkı bulunmamaktadır. Dolayısı ile davacının muhdesat tespiti davası yönünden aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır....

            Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Somut olayda, dava konusu 1555 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasının Afyonkarahisar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/673 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamasında 06.03.2018 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacı tarafça 03.09.2018 tarihinde Afyonkarahisar 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/1016 Esas sayılı dosyasında yine dava konusu 1555 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak ortaklığın giderilmesi davası açıldığı ve davanın derdest olduğu, bu halde davacı tarafın eldeki davada hukuki yararının bulunduğu anlaşılmaktadır....

              Mahkemece, davanın kabulü ile 19 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve fen bilirkişisi ...’e ait 31/10/2014 tarihli rapor ve ekindeki krokide B harfi ile gösterilen bir zemin kat ve bir normal kattan oluşan muhdesatın (Binanın) davacı ... oğlu ...’e ait olduğunun tespiti ile harcın davacıya tamamlattırılmasına, yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına ve davacı vekili yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir. Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir. 1.Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre; muhdesat tespiti davaları, ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tapu maliklerine karşı açılır....

                tarafında, C ile gösterilen 82 m² tabanlı 2 katlı binanın davacı ... tarafından, D ile gösterilen 120 m² taban alanlı 3 katlı binanın davacı ... tarafından yapıldıklarının tespiti ile bu kişilere ait olduğunun tespitine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalılardan Çağrı tarafından temyiz edilmiştir. Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre; muhdesat tespiti davaları, ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tapu maliklerine karşı açılır. Dosya kapsamına göre, davalı ...'nın ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacılar tarafından meydana getirildiğini açıkça kabul ettiği sabittir. Bu nedenle eldeki temyize konu davada muhdesatların davacılar tarafından yapıldığını açıkça kabul eden ...'ye husumet yöneltilmesi doğru olmamıştır....

                  Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK mad. 114/1-h ve 115 mad.) Öğretide ve Yargıtayın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Somut olayda, mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de; gerekçe dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; yapılan incelemede ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/321 Esas sayılı dosyasının 15.05.2013 tarihli yargılama oturumunda temyize konu eldeki dosya davacısına muhdesatın tespiti yönünde dava açmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, bunun üzerine 28.05.2013 tarihinde temyize konu eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu