Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ortaklar öteki sözleşmelerden tamamen farklı olarak, emeklerini ve sermayelerini ortak bir amaç için birleştirdiklerinden, aralarında sıkı bir işbirliği kurulmakta ve güvene dayanan bu işbirliği ilişkisi nedeniyle ortaklar birbirlerinin vekili gibi, ortaklık işlerinden dolayı özenle hareket etme, ortakları zarara uğratmamakla yükümlü tutulmuşlardır. Eldeki davada; davacı taşınmazın tahliyesi ve alacak talebinde bulunduğuna göre tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

    İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; TBK 639 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın haklı sebeple fesih ve tasfiyesi ile tasfiye payının ödenmesi adi ortaklığın konusunu teşkil eden inşaat sözleşmesi uyarınca elde edilen bağımsız bölümlerin adi ortaklık kapsamında el birliği mülkiyetinin korunarak tasfiye payı oranında taşınmazların taraflara devri, adi ortaklığa verilen---- tasfiyede dikkate alınarak davacıya ödenmesi, kar paylarının hesaplanıp ödenmesi istemlerine ilişkindir....

      Buradaki "en yakın mirasçılar" kavramıyla anlatılmak istenen, mirasbırakanın ölümünde ilk bakışta ve doğrudan doğruya mirasçı sıfatına sahip olan yasal mirasçılardır. Buradaki tasfiye süreye tabi değildir. TMK'nın 633. madde hükmünün uygulanma yeri yoktur.Ayrıca sulh hukuk mahkemesince, en yakın mirasçıların mirası reddettiklerinin belirlenmesi halinde, herhangi bir başvuruya gerek olmadan kendiliğinden tasfiye yoluna gidilmesi gerekir. (Yargıtay 2. H.D'nin 12/06/2003 tarih ve 7484- 8676 sayılı kararı, HGK'nın 29/03/2006 tarih ve 2006/2- 65- 108 sayılı kararı) "Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" ile "terekenin resmen tasfiyesi" terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte farklı kurumlardır. Her şeyden önce, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi İcra ve İflas Kanuna göre (İİK m. 180; 208 vd); terekenin resmi tasfiyesi ise, Medeni Kanun hükümlerine göre (TMK m. 632- 635) gerçekleştirilmek durumundadır....

      O halde açıklanan tüm bu nedenlerle, adi ortaklığın tasfiyesi için mahkemece, öncelikle kurulduğu tarihten itibaren ortaklığın tüm muhasebesi ile ilgili defterler ve bu defterlerin dayanağı olan belge ve faturaların ibrazı sağlanmalı, eldeki değerler belirlenerek bunlar ortaklığın aktifinde dikkate alınmalı, yönetici ortak olduğu anlaşılan davalıdan yapılan tüm ... ve harcamalara ilişkin bedeller ile, gerekli görülecek diğer hususlar konusunda hesap listesi istenilmeli, hesap listesinin verilmemesi halinde yönetici ortağın hesap vermekten kaçınmış sayılacağı kabul edilmeli, hesap listesinin verilmesi halinde ise, hesapta uyuşmazlık çıktığı takdirde taraflardan delilleri sorularak toplanmalı, bu şekilde belirlenen mal varlığının ne şekilde tasfiye edileceği yine taraflardan sorulmalı, taraflar tasfiyede anlaştıkları takdirde ona göre karar verilmeli, taraflar tasfiye konusunda anlaşamadıkları takdirde ise, ortaklığa ait tüm gelir gider hesabı çıkarıldıktan, ortaklığın tüm aktif ve pasifi...

        Her ne kadar, ortaklık adına yapılan masrafların diğer ortaktan tahsili isteminde bulunabilmek için, ortaklığın tasfiyesi gerekmese de; davaya konu adi ortaklığın ihaleye konu işin (belirli bir iş) yapılması amacıyla kurulduğu, işin tamamlanmasıyla birlikte ortaklık amacı elde edilerek ortaklığın sona erdiği, ortaklığın sona ermesinin zorunlu ve kaçınılmaz bir hukuki sonucu olarak da kendiliğinden tasfiye aşamasına girdiği anlaşılmaktadır. Eş söyleyişle, adi ortaklığın fiilen sona ermesinden sonra, ortaklardan birinin mahkemeye başvurarak, ortaklığın kendisi tarafından ödenen borçlarının diğer ortağa düşen kısmını talep etmesi, aynı zamanda ortaklığın tasfiyesi istemini de kapsamaktadır....

          Birleşen dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflarınca aynı şirketlere ilişkin -----sayılı dosyası ile şirketin feshi davası açıldığını, davaya konu iki şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik istemi kabul ettiklerini, zira dava evvel açtıkları şirket feshi davalarındaki taleplerin de bu yönde olduğunu beyan ederek; birleştirme kararı verilmesini talep etmiştir. İNCELEME ve GEREKÇE: Asıl dava, TTK 531. Maddesi uyarınca haklı sebeplerle şirketin feshi ve tasfiyesi ile bu talebin uygun bulunmaması halinde davacının şirketten çıkarılması talebidir. Birleşen ---- davası da TTK 531. Maddesi uyarınca şirketin feshi ve tasfiyesi , aksi halde davacı ortağın şirketten çıkarılması talebidir....

            Aynı şekilde az yukarda da değinildiği gibi, mahkemece verilecek süre sonunda yönetici ortak tarafından ortaklık defterlerinin ve hesap listesinin ibraz edilememesi hususunun da, tasfiyeye engel bir durum olmadığı, ancak yönetici ortağın hesap vermekten kaçındığına ilişkin hukuki sonuç doğuracağı kabul edilmelidir. O halde adi ortaklığın kurulduğu sabit olduğuna ve davacı da, ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istediğine göre, mahkemece ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi, tasfiyenin de bizzat yaptırılması gereklidir. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, adi ortaklığın tasfiyesi sırasında adi ortaklığa konu araçlar üzerinden gelir kaybı istemine ilişkin olup, Yargıtay Kanununun 14.maddesi taşınmazlara ilişkin işgal tazminatı davalarına ilişkin olup, iş bu davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 20.9.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Davalı ... vekili duruşmadaki beyanında; müvekkili ve davacının, davalı ...'un yanında maaş ve prim karşılığı sigortalı olarak çalıştığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davacının adi ortaklığın varlığını yasal delillerle ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; adi ortaklığın varlığının tespiti, haklı nedenle feshi, şirket bilançosu çıkartılarak tasfiyesi ve alacak istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; taraflar arasında adi ortaklık bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı ispatlaması gerekir (HMK m.190) Kural olarak, adi ortaklık ilişkisinin geçerliliği herhangi bir şekle bağlı değildir....

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2020/743 Esas KARAR NO :2022/118 DAVA:Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) DAVA TARİHİ:15/12/2020 KARAR TARİHİ:11/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan adi ortaklığın tasfiyesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde; davalı ile müvekkili arasında ... Otel işletmesine dair adi ortaklık hakkındaki ortaklık payı ve gelirleri üzerindeki alacak hakları saklı kalmak üzere anılan ortaklığın giderilmesine, feshine sona erdirilmesine ve tasfiyesine karar verilerek ortaklığa ...'ın kayyım olarak atanmasını talep ederek öncelikle adi ortaklığı yöneten davalının davanın açıldığını öğrenir öğrenmez şirketin malvarlığının içini boşaltabileceğinden tüm yetkilerinin tensip ara kararı ile sona erdirilmesini ve dava süresince İhtiyati Tedbir olarak kayyım olarak ...'...

                    UYAP Entegrasyonu