Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Adi ortaklığın belirlenecek toplam sermaye değerinden öncelikle ortaklığın borçları ödenmeli, taraflara yapılan ödemeler düşülmeli ve kalan taraflar arasında hisseleri oranında paylaştırılarak B.K.538 ve devamı maddeleri hükmüne göre ortaklığın mahkemece tasfiyesi bizzat yapılmalıdır. Mahkemece bu yönler gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, 550.00 YTL. duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 29.1.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Ortak tarafından ileri sürülen sebebin, ortaklığın sona erdirilmesine olanak sağlayacak derecede haklı olup olmadığının belirlenmesi mahkemenin takdirindedir. Ayrıca fesih talebinin mutlaka fesih istenmesi şeklinde açıkça olması zorunluluğu yoktur. Örneğin; ortağın, ortaklığa getirdiği sermayenin iadesini istemesi, ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemini de kapsamaktadır. Adi ortaklığın sona ermesi ile birlikte ortaklık tasfiye aşamasına girer. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür. Tasfiye ile artık ortaklık malvarlığı para haline dönüştürülecek, borçlar ödenecek, sermaye değerleri ortaklara iade edilecek ve geri kalan meblağ ortaklar arasında kar ve zararın paylaşılması esasına göre dağıtılacaktır. Adi ortaklığın tasfiyesi ya tarafların anlaşması suretiyle ya da bizzat mahkemece yapılır....

    "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki dava, adi ortaklığın tasfiyesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 28.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; adi ortaklığın tasfiyesi davasında Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, tapu iptali talebini de içeren adi ortaklığın tasfiyesi davasında Asliye Hukuk Mahkemelerinde görüldüğü, dolayısı ile mahkeme davada görevli olduğu gerekçesi ile istinaf isteminde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, adi ortaklığın tasfiyesi talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Ticari davalar 6100 sayılı TTK’nın 4/1 maddesinde tanımlanmıştır....

      GEREKÇE: Dava, taraflar arasında daha önce ... esasında görülen davacı ve davalı şirketlerin oluşturduğu, adi ortaklığın tasfiyesi ve tasfiye memuru atanmasına ilişkin açılan davada verilen kararın tasfiye ile ilgili kısmının eksik kaldığı, amacı gerçekleştirmediği iddiasına dayalı olarak, özellikle adi ortaklığa ait iş mahkemesi ve aletlerinin tasfiyesinin sağlanarak davacının payının ödenmesi istemine ilişkindir. ... sayılı dosyasının incelenmesinden, taraflarca dava ve karşı dava şeklinde 15/09/2015 tarihinde açılan ve 10/05/2017 tarihinde karara çıkarılan dosyada verilen kararın taraflarca istinaf edilmeyerek 06/07/2017 tarihinde kesinleştiği, kararın asıl ve karşı davanın kabulü ile, .... adi ortaklığının fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak mali müşavir .... , makine mühendisi .... , inşaat mühendisi ... 'un atanmasına şeklinde olduğunu anlaşılmaktadır....

        Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/10/2019 tarih, 2018/40 Esas, 2019/1166 Karar sayılı dosyası Dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; inşaat işi ile ilgili ortaklığın tasfiyesi sırasında düzenlenen bonodan kaynaklı menfi tespit davasında; dosyanın öncelikle 11. Hukuk Dairesine gittiği, 11. Hukuk Dairesinin 2020/331 esas sayılı ve 03/02/2020 tarihli kararı ile davanın bonodan kaynaklanan dava olması sebebi ile Dairemiz görevli gösterilmiş, temel ilişkinin adi ortaklığın tasfiyesi olduğu ve dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderiliş tarihi ile Başkanlar Kurulunun son kararları gereği; Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 21/06/2019 tarih ve 678 sayılı işbölümü kararı uyarınca bu tür uyuşmazlıklar sonucu verilen hüküm ve kararların istinafen inceleme görevi 4. Hukuk Dairesi'ne ait olduğundan Dairemizin görevsizliğine, dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE karar verilmiştir....

          İSTİNAFA CEVAP : Davacı vekili özetle ve cevaben esas bakımından kararın onanmasını ve hüküm altına alınan tutarının sadece Kamil yönünden karar verilmesi ve manevi tazminatın reddi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir Davalı Kamil istinafa cevap vermemiştir. G E R E K Ç E Uyuşmazlık, sözlü şekilde kurulan adi ortaklığın feshi ve alacağın tahsili ile manevi tazminat isteminden kaynaklanmaktadır....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Şirketin Feshi - Kayyım Atanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm * limited şirkete kayyım atanması, şirketin feshi ve tasfiyesi istemine ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : Dosyanın görevli Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 11.05.2009...

            Davacı beyanından ve dosyadaki belgelerden adi ortaklığın son bulduğu görülmektedir. Taraflar gelirlerin paylaşılması konusunda anlaşamamışlar, davacı davalılara itirazın iptali davası açmıştır. Somut olayda ortaklığın fiilen son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir.Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla, tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup, hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır....

              Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. BK'nun 538. maddesinde belirtildiği gibi, tasfiye bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığı sona erdirilmesi malların paylaşılması yada satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır. Böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise tasfiyenin BK 539. ve devamı maddelerine göre yapılması gereklidir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı sabit olup, tasfiye ile ilgili bir anlaşmada bulunmadığı için tasfiyenin BK 539 ve devamı maddelerine göre yapılması zorunludur....

                UYAP Entegrasyonu