Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; 6102 sayılı TTK'nın 638. maddesi gereğince açılan limited şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkin olup, davacının sermaye payı, kar payı ve tazminat alacağı talebi ise bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalı şirketin ortağı olup olmadığı, davalı şirketin ana sözleşmesi gereği ortaklıktan çıkma hakkının kullanılmasının mümkün olup olmadığı, şirketin faaliyetlerini devam ettirip ettirmediği, bu itibarla haklı sebeple şirketten çıkma hakkının kullanılmasının yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. ------ yazılan yazı cevabında davacının davalı şirketin ortağı olduğu görüldü. ----- yazılan yazıya cevap verildiği, davalı şirkete ait gelir ve beyannamelerin mahkememize gönderildiği görüldü....

    Davalı-karşı davacı vekili, asıl davanın reddini istemiş, karşı davada ise, davalının ortaklıktan çıkma değil, çıkarılma şartlarının gerçekleştiğini zira, işletme şefi olarak tüm müşterilerle muhatap olduğunu ve müşterileri ve müvekkili şirkette çalışanları kendisinin açtığı lokantaya yönlendirdiğini, kötüniyetli davranışlarda bulunduğunu, şirkete kayyum atanacağı ve daha sonra da tasfiyeye girerek kapanacağına dair söylemlerde bulunduğunu, müvekkilini maddi ve manevi zarara uğrattığını ileri sürerek, davalının ortaklıktan çıkarılmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik yoksun kalınan kâr için 1.000,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Diğer davalılar, asıl davanın reddini, karşı davanın ise kabulü ile, karşı davalının ortaklıktan çıkarılmasını talep etmişlerdir....

      Davalılar vekili, taraflar arasındaki uyuşmazlığa bizzat davacının sebep olduğunu, davacının ortaklıktan çıkma nedenlerini kabul etmemekle birlikte ortaklığın yürütülmesinin fiilen mümkün olmaması sebebi ile ortaklıktan çıkma kararı verilmesini, ancak sermaye ve kâr payı talebinin reddini istemiştir....

        Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı kooperatifin 30.06.2011 tarihinde yapılan 2010 yılı olağan genel kurul toplantısında ortaklıktan çıkan veya çıkarılan üyelere geri ödemelerin 3 yıl sonra yapılmasına oybirliği ile karar verildiği ve davacının yerine yeni üye alınmadığı için davacı alacağının 30.06.2014 tarihi itibariyle muaccel olduğu, davacının ortaklıktan çıkma tarihinde kooperatifin borçlarının mevcut varlıklarından fazla olması nedeniyle kooperatifin ayrılan üyelere yapacağı ödemelerin kooperatifi zor durumda bırakacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, çıkma payı bedelinin tahsili istemiyle başlatılan takibe karşı itirazın iptali istemine ilişkindir....

          Esaslarında kayıtlı olup muvazaa olgusuna dayalı tapu iptal ve tescil davası olup halen derdest olduğu, mahkemenize başvurarak, dava tarihine kadar müvekkiline hiç ödenmeyen kar paylarının tamamı tespit edilerek davalı şirketteki hissesine tekabül eden payı ile birlikte müvekkilime ödenmek suretiyle ortaklıktan çıkmasına izin verilmesini talep ve dava etmiştir....

            çıkma payı alamadığını, bu nedenle müvekkiline ortaklıktan çıkma payı verilmesine hükmedilmesinin gerektiğini, esas sözleşmeye göre müvekkilinin davacı şirketi tek başına borçlandırması, treyler gibi yüksek bedelli vasıtaları diğer ortakların bilgisi dışında almasının hukuken ve fiilen mümkün olmadığını, davacı şirketin envanterine fatura bedelleri kadar artı değerin girdiğinin kesin olduğunu, bu malzemelerin piyasa değerlerini davacı şirketin diğer müdürlerinin bilmemesinin mümkün olmadığını, davacı şirketin zarara uğratıldığı kabul edildiğinde, şirketi yöneten diğer müdürlerin de bu zarardan sorumlu tutulması gerektiğini, bu nedenle müvekkiline tazminat yükletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle müvekkiline çıkma payı verilmeden ortaklıktan çıkarılmasının ve şirketin uğramış olduğu 23.210-TL zararın tamamını müvekkilinden tahsiline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak müvekkiline çıkma payı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir...

              Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava adi ortaklıktan doğan alacak ve ecrimisil davası olarak açılmış ise de, taraflar arasında görülen İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/403 esas 2004/600 karar sayılı dosyasında aynı iddia ile görülen mülkiyetin tespiti ve ecrimisil davasında Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2004/2286 esas 2004/3026 karar sayılı ilamına ve bu ilama uyularak verilen karara göre adi ortaklık olmadığı, davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacağını isteyebileceği belirtilerek arsa payı üzerinden ecrimisile hükmedildiğinden, kesinleşen bu duruma göre, dava sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak ve ecrimisil davasıdır. Buna göre dosyanın temyiz incelemesini yapma görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 10.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Bu yönüyle şirket ortaklığından çıkmak için haklı sebeplerin oluştuğu kabul edilerek davacının ortaklıktan çıkmasına izin verilmesine karar verilmiştir. Davacanın ayrıca ortaklıktan çıkma payı talebi olduğundan karar tarihine en yakın tarihli şirketin mal varlığı değerleri üzerinden çıkma payı hesaplanmış, davalı şirketin fiili olarak karar tarihine en yakın tarihli mal varlığı dikkate alınarak düznelenen 04/11/2022 tarihli bilirkişi ek raporu hükme esas alınarak 190.736,75 TL çıkma payına hükmedilmiştir. Limited şirket ortaklığından haklı nedenle çıkarılma talepli davada, davalı olarak şirketin gösterilmesi yeterli olup, diğer ortakların bu davada davalı olarak gösterilmesi gerekmez. Davalı ortak ..----bu davada pasif husumetinin olmadığı anlaşıldığından bu davalı yönünden davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

                  Mahkemece, dosya kapsamına, toplanan delillere ve benimsenen bilrkişi raporuna göre; davacının ortaklıktan ihraç kararına yasal süresinde itiraz etmediği, ihraç kararının 18.04.2001 tarihinde kesinleştiği, davacının çıkma payı alacağının 31.01.2002 tarihine kadar ödenmesi gerektiği halde ödenmediği, dava tarihi itibariyle anasözleşmenin 15. maddesindeki beş yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu, açılmamış sayılmasına karar verilen davanın beş yıllık süreyi kesen nitelikte olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.....

                    Davalı- karşı davacı vekili, müvekkilinin davacılara hiçbir borcunun bulunmadığını, ortaklıktan çıkarma şartlarının oluşmadığını, hangi alacak kaleminin kimin için istendiğinin anlaşılamadığını savunarak davanın reddini istemiş, karşı davasında, kararlaştırılan aylık ücret, muhtelif yıllara ait kâr payı, KDV iadesi, karşı davalı ...Rene Henri Boisvieux'un şirket hesabından arkadaşına ödediği tutar, şirketin tasfiyesi halinde ödenmiş sermaye karşılığı, tasfiye halinde şirket malvarlığı için karşı davacı hissesine tekabül eden tutarların karşılığı olmak üzere şimdilik 209.400.- TL ile 100.000.- TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir. Karşı davacı vekili, yargılama aşamalarında ortaklık tasfiye payı isteminden feragat etmiş, 30.03.2015 harç tarihli ıslah dilekçesi ile de müdürlük ücreti yönünden taleplerini arttırarak toplamda müdürlük ücreti yönünden 129.750.- USD'nin tahsilini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu