Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

marka değeri olarak beyan edilen değerin davalı şirketin sektördeki pazar payı olabileceği, ancak pazar payı isteğinin ayrıca değerlendirilmesinin söz konusu olamayacağı, şirketin tescilli bir markasının varlığının da iddia ve ispat edilmediği, aktiflerin rayiç değer üzerinden değerlendirilerek düzeltilmiş bilanço üzerinden davacının çıkma payı belirlendiği, çıkma kararının taraflar arasındaki güvensizlik gözetildiğinde her iki taraf yararına bulunduğu gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

    Esas sayılı dosyasında yine şirket faaliyetleri sebebiyle, borçlu olarak yer aldığını, bu durumun kendisini ciddi manada rahatsız ettiğini, tavsiye üzerine ortak olduğu şirketin kendisine fayda sağlamadığını, üstelik borç yükü ile karşı karşıya kalma riskinin kendisini ve ailesini endişelendirdiğini, davalı şirketin faaliyetleri dolayısıyla, hukuki ve cezai yaptırımla karşı karşıya kalmaktan korktuğunu, şirketin ve büyük ortağının İdari, mali ve ticari faaliyetleri hakkında hiçbir bilgisi olmadığı için korkusunun yersiz olmadığını, ortaklıktan çıkma ile ilgili TTK da yazılı tüm şartların somut olayda mevcut olduğunu, davalı şirkette ortak olarak kalmasının, kendisi açısından çekilmez bir hal aldığını ileri sürerek, ortaklıktan doğan hak ve borçlarının tümünün dondurulmasına, davalı şirket ortaklığından ayrılmasına izin verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı adına usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davalı cevap vermediği gibi duruşmalara da katılmamıştır....

      yükümlülükleri düzenleyen Kooperatifler Kanunu'nun 17. maddesi ve yapı kooperatiflerine ilişkin tip anasözleşmenin 15. maddesinde belirtilen düzenleme ve ilkeler doğrultusunda, davacının kooperatiften çıkma payı alacağı olup olmadığı, varsa çıkma payı alacağının muaccel olup olmadığı ve miktarı hususlarında kooperatif konusunda uzman bilirkişiden ayrıntılı ve hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor alınarak, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....

        AHM’nin 2009/177 E.esas sayılı dosyası ile açtığı haklı nedenle ortaklıktan çıkma ve karşı tarafın açtığı çıkarma davasında verilen çıkma kararının davalılarca temyiz edildiğini, 02/05/2013 günlü Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlanan müvekkilinin ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin tescilin yasaya aykırı bulunduğunu, ortaklıktan çıkma kararı kesinleşmeden yapılan bu tescilin silinmesi için yaptıkları itirazın davalı tarafından reddedildiğini, mahkeme ilamında müvekkilin çıkmasına karar verildiği halde davalı tarafından çıkarılmasına şeklinde yapılan tescilin iptali gerektiğini ileri sürerek, Ticaret Sicil Gazetesi’nin 02/05/2013 tarihinde yayınlanan davacının .... Gıda Paz. Ltd. Şti. ( Yeni unvanı ....'is Gıda İnş.Ltd.Şti.) ortaklığından çıkarılması şeklindeki tescilin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

          HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava limited şirket ortaklığından çıkma, ayrılma akçesi talebine ilişkindir.Limited şirketlerde ortağın şahsi haklarından biri de 6102 sayılı TTK’nın 638. maddesinde düzenlenen, ortağın ortaklıktan çıkma hakkıdır. Çıkma hakkı, ortağın özgür iradesi ile ortaklıktan çıkma istemini içerir. Çıkma hakkını kullanarak ortaklıktan ayrılan ortağın, ortaklığa ait bütün hak ve mükellefiyetleri sona ererek şirketle arasındaki bütün ilişkisi kesilmiş olacaktır. Limited şirketlerde ortakların tek yanlı iradeleriyle şirketten ayrılmaları kural olarak mümkün değildir. Bunun için ortağın çıkma iradesinin bir hukuki temele dayanması gereklidir. Bu temel 6102 sayılı TTK’nin 638. maddesi gereğince ya esas sözleşmesel ya da kanuni olabilir....

            Her ne kadar davalı yan davacıya yapılacak ödemeden gider payı mahsup etmiş ise de bu bedelin kooperatifin kuruluşundan beri yapılan ortak giderlerin kooperatif üyelerine bölünmesiyle belirlendiği anlaşılmıştır. Fakat ortaklıktan çıkarılan üyelerin çıktığı yılın bilançosuna göre o yılın masraflarından ortağa düşen payın ödediği aidatların faizsiz toplamından düşülerek hesaplanması gerekmektedir. Kooperatifin ortağın ayrılldığı yıldaki bilançosunda karla kapattığı görülmekle bu giderin davacıya ödenecek çıkma payından düşülmesi mümkün görülmemiştir. Bu itibarla davacının 82.100,00 TL çıkma payı alacağının olduğunun kabulü gerekmiştir. Çıkma payı alacağının bilançonun kabulünden bir ay sonra Kooperatifler Kanunu 17/2 maddesine göre iade ve ödemelerin geciktirilmesine yönelik karar yoksa muaccel olduğunun kabulü gerekir. Dosya kapsamında bu yönde bir karar olmadığından alacağın 29.07.2019 tarihinde muaccel olduğunun kabulü gerekmiştir....

              gerektiğini ve müvekkilinin davalı şirketten kar payı alacağının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğini, sonuç olarak müvekkili açısından sürdürülmesi artık mümkün olmayan ortaklıktan çıkmaya izin verilmesi ve müvekkilinin geçmiş dönemlere ait kar payı alacağı olup olmadığının belirlenmesi için açmış oldukları ortaklıktan çıkma ve akçe alacağı davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/172 KARAR NO : 2022/831 DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 02/12/2021 KARAR TARİHİ : 27/09/2022 Mahkememizde görülmekte bulunan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda; İDDİA: Davacı vekili Torbalı ... Asliye Hukuk Mahkemesine açtığı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı ... ... A.Ş.de %5 hisse payı ile şirket hissedarı olduğu, dilekçesinde açıkladığı sebeplere göre artık hiçbir bedel talep etmeden ortaklıktan çıkmak istediğini, ayrıntılı olarak izah ettikleri sebeplerle müvekkili ...'ın davalı şirket ... ... A.Ş.’deki ortaklıktan bedelsiz çıkarılmasına, payının şirkete devredilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş ancak davaya yazılı bir cevap vermemiştir....

                Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, ....02.2010 tarihinde üyelikten istifa eden davacının çıkma payı alacağının 2010 yılı bilançosunun onaylandığı ....02.2011 tarihli genel kuruldan bir ay sonra yani ....03.2011 tarihinde muaccel hale geldiği, alacak muaccel olmadan başlatılan ... takibinin ve açılan davanın reddi gerekeceği, ayrıca ıslah talebinin de dava tarihi olan ....03.2011 tarihine yürüyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, üyelikten istifa nedeniyle çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Davacı ....03.2011 tarihinde itirazın iptali talebiyle açtığı davasının 07.....2011 tarihinde " tamamen ıslah ederek" çıkma payı alacağı davasına dönüştürmüştür. İtirazın iptali davasının yargılama sürecinde davalı kooperatifin 2010 yılının bilançosu ....02.2011 tarihli genel kurulda onaylanmış ve davacının çıkma payı alacağı ....03.2011 tarihi itibarıyla muaccel hale gelmiştir....

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ K A R A R ESAS NO : 2020/556 KARAR NO : 2021/382 DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 02/11/2020 KARAR TARİHİ : 11/06/2021 G.K.YAZIM TARİHİ : 30/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı şirket iki ortaklı olarak müvekkili ve dava dışı ... tarafından kurulduğunu, müvekkilinin halen söz konusu şirketin ortağı, diğer ortak ... şirketin ortağı ve münferiden temsilcisi olduğunu, müvekkili ile ... 2019 yılının Eylül ayında nişanlandıklarını, bu nişanlılığının 2020 yılı Haziran ayında sonlandığını, ... nişanlılığın sonlanmaması için müvekkilinin şirketteki sorumluluğunun artacağı tehdidinde bulunduğunu, ortaklıktan çıkmaması için yetkilerini kötüye kullandığını ve şirketi büyük bir borç altına soktuğunu, olağan ve olağanüstü genel kurul toplantılarını yapmaktan kaçındığını...

                    UYAP Entegrasyonu