Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/1007 Esas sayılı dava dosyasında davaya konu muhdesatların üzerinde bulunduğu taşınmazın ortaklığının giderilmesi için dava açıldığı ve davanın halen derdest olduğu, Sulh Hukuk Mahkemesi'ndeki ortaklığın giderilmesi davasında parsel üzerindeki muhdesatların davacı ...'ya ait olduğu kabul edilmediğinden tüm paydaşlar arasında oybirliği sağlanamadığından muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılmak zorunda kalınmıştır. Mahkemenin nitelendirdiği gibi dava mülkiyetin tespiti istemi ile açılan bir dava olmayıp muhdesatın aidiyetinin tespiti istemi olduğundan davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır....

    Yargıtay'ın kökleşmiş içtihatlarına göre, muhdesat tespiti davası, ortaklığın giderilmesi davasında, muhdesat iddiasını açıkça kabul etmeyen tüm paydaşlara karşı açılır. Hal böyle olunca, Hanım Bekdur'un da davada davalı gösterilmesi, ölü ise mirasçılarının tespiti ile davaya dahil edilmeleri gerekir. 3-Aynı şekilde, dava konusu 667 parsel sayılı taşınmazın dosya içerisinde bulunan tapu kaydından, davacının, tapu kayıt malikleri arasında bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu tür muhdesatın tespiti davaları, paylı mülkiyet ya da elbirliği mülkiyet hükmüne tabi taşınmazlarda, tapu paydaşları arasında hukuki yararın bulunması durumunda görülen bir davadır. Her ne kadar dosya arasında bulunan ......

      Mahkemece, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü davalılar ..., ... ve bir kısım davalılar ... vd. vekili temyiz etmiştir. Mirası hükmen reddetmiş sayılan kişi, tereke alacaklıları aleyhine husumet yönelterek bu durumun tespitini isteyebileceği gibi, bunu def’i yolu ile de ileri sürebilir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 16.04.2008 tarihli ve 2008/4-332 Esas, 2008/336 Karar). Açılmış bir davada terekenin borca batık olduğunun tespiti istenebilmesi için bu davanın tarafının murisin alacaklısı olması gerekmektedir. Bu nedenle terekenin borca batık olduğunu ileri süren davalı ...'...

        Somut olaya gelince; davacının 26.01.2017 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiği, ancak kimlik tespiti yapılmadığı anlaşıldığından, mahkemece davacının kimlik tespiti yapılarak davadan feragati hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davadan feragat nedeniyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Borçlar Kanununun adi ortaklığa ilişkin 520 ve onu izleyen maddeleri gereğince adi ortaklığın kurulabilmesi için yazılı şekil gerekli olmayıp, adi ortaklık sözleşmesi sözlü olarak da yapılabilir. Davacının iddiası ve davalının açıklamalarına göre,taraflar arasında 2004 yılı Ekim ayında sözlü olarak meyve fidancılığı,süs bitkileri üretimi ve satılması konularında ortaklık kurulmak üzere sözlü anlaşma yapılıp akabinde ortaklığın fiilen son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye,bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ortaklığın Giderilmesi, Tereke Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Tereke tespitine yönelik hüküm kesin nitelikte olmakla uyuşmazlık ortaklığın giderilmesine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay * 6. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay * 6. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 15.05.2008 (Prş.)...

              Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir....

              Dava, ortaklığın giderilmesi davasına konu taşınmaz üzerindeki yapı ve ağaçların davacılarca meydana getirildiğinin tespiti (muhtesatın tespiti) istemine ilişkindir. 1. Bilindiği üzere, bir davanın görülebilmesi için öncelikle davada taraf teşkilinin sağlanması gereklidir. Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre; muhdesat aidiyetinin tespiti davalarında, ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tüm tapu maliklerinin ya da mirasçılarının davada taraf olmaları gerekmektedir....

                Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1-h, 115 m.). Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Ortaklığın giderilmesi davasında muhdesat iddiasının diğer paydaşlar tarafından açıkça kabul edilmesi halinde ayrı bir dava açılmasına gerek yoktur. Ancak tüm paydaşların açık kabulü bulunmadığı takdirde muhdesat iddiasını açıkça kabul etmeyen paydaşlara karşı Asliye Hukuk Mahkemesi'nde muhdesatın tespiti davası açılması mümkün olup, muhdesat iddiasında bulunan paydaşın böyle bir dava açmasında hukuki yararı vardır....

                  KARŞI OY Muhdesat tespiti davası da bir tespit davası olarak dinlenebilmesi için; dava açanın hukuki yararının bulunması gerekir. (HMK. m. 106/2) Tespite konu muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmaz; paylı mülkiyet hükümlerine tabi ve taraflar bu taşınmazda paydaştır. Paydaşlar arasında ayrıca satış suretiyle ortaklığın giderilmesi davasının mevcut olduğu da sabittir. İşte, maddi hukuk yönünden hukuki yarar, ortaklığın giderilmesi davası sonucunda yapılacak olası satışta muhdesat nedeniyle satış parasından paylı mülkiyet payı dışında daha fazla miktar elde edebilme imkanıdır. Usul hukuku bakımından hukuki yarar ise, mevcut bir ortaklığın giderilmesi davasının mevcut olmasıdır. Hukuki yarar yönünden açıklanan koşullar, somut davada mevcuttur. Diğer yandan; muhdesat tespiti davasının muhdesatla ilgili olarak, ortaklığın giderilmesi davasında uyuşmazlık çıkaran taraf veya taraflara karşı açılması gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu