davalı erkeğin temyiz talebinin velayet yönünden olduğu şeklinde sınırlama yapılarak, hükmün onanmasına karar verilmiş ise de, davalı erkeğin ortak çocukla arasında kişisel ilişki kurulmaması yönünden de temyiz itirazlarının bulunduğu, ancak ilk inceleme sırasında bu hususun gözden kaçırılarak ortak çocukla arasında kişisel ilişki kurulmaması yönünden hükmün incelenmediği anlaşılmakla karar düzeltme isteğinin kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Çeyiz ve Ev Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanunu'nun 170/3. maddesi uyarınca ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma davasında ileri sürülen hukuki bir sebebin kanıtlanmasının yanında ortak hayatın yeniden kurulma olasılığının bulunması gerekir. Toplanan deliller ve yapılan yargılamadan davalı erkeğin cinsel birlikteliği sağlayamadığı bu haliyle davalı erkeğin kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı anlaşılmaktadır. Ancak, ortak hayatın yeniden kurulma olasılığının bulunduğuna dair dosyada delil de bulunmamaktadır....
Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını yasada öngörülen ( TMK md. 324/1) yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer sebepler varsa hakim tarafından kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK md. 324/2). Davalının, 1997 doğumlu ortak çocuğa cinsel istismar içeren eylemi nedeniyle yargılandığı ve ceza aldığı, bu durumda kişisel ilişki sebebiyle ortak çocukların huzurunun ciddi olarak tehlikeye gireceği, davalının bu hakkını amacına aykırı olarak kullandığı nazara alındığında, 2013 doğumlu ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmaması da isabetli olup davalının kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Davalı baba ile velayeti davacı anneye bırakılan ortak çocuk 25.04.2013 doğumlu ...arasında kişisel ilişki tesis edilirken günümüz ulaşım koşulları da dikkate alındığında, aynı şehir-farklı şehir ayrımı yapılması doğru olmadığı gibi, tarafların ayrı şehirlerde yaşamaları halinde çocukla baba arasında her ayın belirli hafta sonları kişisel ilişki kurulmaması sebebiyle belirlenen kişisel ilişki düzenlemesi babalık duygularını tatmin etmekten uzaktır. Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m.438/7)....
DAVA TÜRÜ : Karşılıkı Boşanma-Eşya Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı erkek tarafından, her iki boşanma davası ile davacı-davalı kadının eşya alacağı davası yönünden; davacı-davalı kadın tarafından ise, katılma yolu ile tazminatlar ve nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı kadın 16.09.2014 tarihinde boşanma ve eşya alacağı davası açmış, yargılama sırasında davalı-davacı erkek tarafından 14.05.2015 tarihinde ... 6.Aile Mahkemesinin 2015/475 esas sayılı dosyası ile boşanma, velayet, ortak ve şahsi eşyaların taksimine yönelik dava açılmış ve davaların birleştirilmesine karar verilmiştir....
Davacı- karşı davalı erkek, dava dilekçesinin içeriğinde, davalı- karşı davacı kadın ile evliliklerinde uzun süreden beri var olan şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açtığını, davanın ... Aile Mahkemesince 2008/312, 2009/147 K sayılı, 18.11.2009 tarihli karar ile reddedildiğini, aradan üç sene geçtiğini ve bu süre içerisinde bir araya gelmediklerini, TMK m. l66/son gereği bu sürede ortak hayatın yeniden kurulmadığını belirterek boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. Dava Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde yer alan boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra ortak hayatın yeniden kurulamaması sebebine dayanmaktadır. O halde, daha önce reddedilen boşanma davasına ilişkin dava dosyası getirtilip incelenerek gösterilen delillerin Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi ve hasıl olacak neticesine göre karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeden hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; hükmün tamamına yönelik olarak, davacı kadın tarafından ise katılma yoluyla ortak çocuklar lehine tedbir nafakası talebi hakkında hüküm kurulmaması, tedbir ve iştirak nafakası hakkında yeniden hüküm kurulması, yoksulluk nafakası ve maddi tazminat miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına ve özellikle mahkemece ortak çocuklar lehine dava tarihinden kararın kesinleşmesine kadar hükmolunan nafakanın tedbir, kesinleşme tarihinden itibaren ise iştirak nafakası olduğunun anlaşılmasına göre, davalı erkeğin tüm, davacı kadının...
Aile Mahkemesinin 2008/40 esas ve 2008/525 sayılı dosyasında açtığı boşanma davasında verilen ret kararının kesinleşmesinden sonra yeniden bir araya gelmediklerini iddia ederek Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı eldeki davayı açmış, davalı kadın davaya cevabında ortak hayatın yeniden kurulduğu, bu sebeple davanın reddini savunmuş, mahkemece, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi koşullarının gerçekleştiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi; boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir hükmünü içermektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar 30.01.2014 tarihinde kesinleşen kararla boşanmışlar, ortak çocukları 20.08.2008 doğumlu ....'ın velayeti anneye verilmiş baba ile ortak çocuk arasında aynı veya ayrı şehirde bulunmaları durumuna göre kişisel ilişki düzenlenmiştir. Bu davada davacı, ortak çocukla arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini istemiş mahkemece yapılan yargılama sonucunda “Boşanma hükmü ile kurulan kişisel ilişkinin yeterli olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı baba ...., davalı anne ile ortak çocuk ise....yaşamaktadırlar....
GEREKÇE: Dava ve karşı dava; TMK.nun 166/4 (son) maddesi uyarınca ortak hayatın yeniden kurulmaması sebebi ile boşanma ve ferilerine ilişkindir. Davalı karşı davacı kadın karşı davada lehine hükmedilen tazminatlar ve nafakaların miktarına ilişkin istinaf başvurusunda bulunmamıştır. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Asıl davanın kabulü ve her iki davada kusur yönünden yapılan istinaf incelenmesinde; Mahkemece; taraflar arasında görülen ve reddedilerek kesinleşen Salihli 2....