Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı eşiyle 22/08/2007 tarihinde evlendiğini, bu evliliklerinden 29/08/2008 doğumlu Zeynep isminde müşterek bir çocuklarının bulunduğunu, evliliklerinin ilk zamanlarında başlayan anlaşmazlıklarının bugüne kadar devam ettiğini, davalının müvekkilini istemediğini ve yaşadığı Antalya iline götürmeyerek Amasya'da bıraktığını, davalının Antalya 3.Aile Mahkemesinin 2012/18 Esas 2013/138 Karar sayılı dosyası ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açtığını ancak davanın reddolduğunu, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2013/8248 Esas 2013/22022 Karar sayılı kararıyla yerel mahkeme kararını onadığını, karar düzeltme yoluna başvurulmaması üzerine hükmün 31/12/2013 tarihinde kesinleştiğini, ikinci kez davalı tarafından Antalya 6.Aile Mahkemesinin...

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/454 KARAR NO : 2022/475 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : PINARBAŞI(KAYSERİ) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/02/2021 NUMARASI : 2019/51 2021/21 DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı dava dilekçesinde özetle: Davalı ile 2002 tarihinde evlendiklerini, bu evliliğinden Sudenaz, Zeynep ve Sıla isminde 3 müşterek çocukları olduğunu, evliliğinini bugüne kadar kültür farklılığı, mizaç uyumsuzluğu ve şiddetli geçimsizlik baş göstermiş olduğunu, davalı eşinin bugüne kadar bir eşe düşen hiçbir görevi yerine getirmediğini, kendini, çocuklarını...

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/454 KARAR NO : 2022/475 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : PINARBAŞI(KAYSERİ) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/02/2021 NUMARASI : 2019/51 2021/21 DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı dava dilekçesinde özetle: Davalı ile 2002 tarihinde evlendiklerini, bu evliliğinden Sudenaz, Zeynep ve Sıla isminde 3 müşterek çocukları olduğunu, evliliğinini bugüne kadar kültür farklılığı, mizaç uyumsuzluğu ve şiddetli geçimsizlik baş göstermiş olduğunu, davalı eşinin bugüne kadar bir eşe düşen hiçbir görevi yerine getirmediğini, kendini, çocuklarını...

Davalı baba ile ortak çocuk Ali Kıvanç arasında günümüz ulaşım koşulları da dikkate alındığında kişisel ilişki tesis edilirken aynı yer-farklı yer ayrımı yapılması doğru olmadığı gibi, tarafların ayrı şehirlerde yaşamaları halinde çocukla baba arasında her ayın belirli hafta sonları, aynı şehirlerde yaşamaları halinde ise yarıyıl tatillerinde kişisel ilişki kurulmaması babalık duygularını tatmin etmekten uzaktır. Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m.438/7)....

    Taraf vekillerinin asıl ve karşı boşanma davasının kabulüne yönelik istinaf başvurusunun ayrı ayrı incelenmesinde; eylemli ayrılık sebebi ile boşanma davasında boşanma kararı verilebilmesi için eşlerin kusur durumlarının ayrıca araştırılması gerekmemektedir. TMK'nun 166/4 m.si gereğince, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamış olması boşanma kararı verilebilmesi için yeterlidir. Sadece boşanmanın eki niteliğinde istekler var ise eşlerin kusur durumlarının ayrıca araştırılması gereklidir. Diğer yandan TMK'nun 166/1 m.si uyarınca boşanmaya karar verebilmek için davayı açan taraf açısından evlilik birliğini temelinden sarsan ve çekilmez hale getiren davalı tarafa yüklenebilecek az da olsa bir kusurun varlığının ispatı şarttır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece; davalı-davacı kadın tarafından açılmış boşanma davası olmadığı halde "... ve ...'nın birbirleri aleyhine karşılıklı açtıkları boşanma davasının kabulü ile, tarafların TMK'nun 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına," karar verilmiş, davalı-davacı kadının birleşen nafaka davası ile ilgili herhangi bir hüküm kurulmamıştır. Davalı-davacı kadının boşanma davası olmadığı halde davalı-davacı kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmesi ve birleşen nafaka davası ile ilgili herhangi bir hüküm kurulmaması kanunun açık ihlali mahiyetinde görüldüğünden, usul ve kanuna aykırı hükmün bu sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

      Bu bağlamda mahkemece, temyiz incelemesinde, bozma sebebine göre kadının açtığı boşanma davasında boşanma hükmü incelenmediğinden inceleme kapsamı dışında kalan boşanma davası bakımından yeniden hüküm kurulması gerekirken, bozma sonrası verilen 20.09.2016 tarihli ikinci kararda kadının açtığı boşanma davasına ilişkin yeniden hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı-karşı davacı kadının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 13.11.2018 (Salı)...

        Davacı-k.davalı kadının dava açmakla ayrı yaşamaya hak kazandığı, boşanmaya sebep olan olaylarda, ağır ve eşit kusurlu olmadığı, çalışmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılmakla kadın yararına TMK’nın 169. maddesi uyarınca tedbir nafakası takdiri isabetli ise de yoksulluk nafakası hakkında olumlu olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir. Ancak bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kadının yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile Dairemizce bu konuda HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereği esas hakkında hüküm tesisine karar vermek gerekmiştir....

        "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, boşanma davasının reddi ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece, ortak hayatın çekilmez hale geldiğinin davacı tarafından ispatlanamadığı belirlenerek davanın reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı erkeğin süresinde cevap dilekçesi sunmadığı ve bu sebeple davalının dinlenen tanık beyanlarının kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, davalı erkeğin ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı ve bağımsız konut açmadığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır....

          DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 01/08/2007 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden bir çocuklarının olduğunu, evlilik birliğinin bozulmasında davalı tarafın kusurlu olduğunu, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, tarafların arasında duygu ve düşünce birliğinin kalmadığını, evlilik birlikteliklerinin imkansız hale geldiğini, taraflar arasındaki reddedilen boşanma davasından sonra tekrar evlilik birliğinin fiilen kurulamadığını iddia etmiş, bu nedenle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu