WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi Başkanlığının yerleşik kararlarında da belirtildiği ve Dairemizce de aynen benimsendiği üzere; “Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Ana ve babanın yararları; ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumlar, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Velayet kamu düzeni ile ilgili bulunup, çocuğun üstün yararı da dikkate alınarak değişen şartlara göre her zaman yeniden değerlendirilmesi ve yargılamanın her aşamasında ileri sürülen hususların nazara alınması mümkündür....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Tarafların Çay Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/574 Esas 2015/674 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, 24.05.2013 doğumlu müşterek çocuk Niyazi'nin velayetinin anneye verildiği, toplanan delillerden davalı annenin ortak çocuğu ailesinin yanına bıraktığı, çocuğun bakımını fiilen üstlenmediği anlaşılmaktadır. Davacı babanın ise velayet görevini yerine getirmesine engel herhangi bir durum mevcut değildir. Mahkemece; Yargıtay 2. HDnin 29.05.2018 tarih 2016/18533 esas 2018/6858 karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi, annenin velayeti fiilen kullanmadığı, çocuğun bakımını fiilen üstlenmediği, idrak çağında olan ortak çocuğun beyanı da dikkate alınarak annede olan velayetinin değiştirilip babaya verilmesi kararı yerinde olup davalının istinaf talebinin esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Öncelikle; davalı annenin eşinin, herkese açık internet platformundaki görsel ve yazılı paylaşımlar ve çocuk ile ilgili yaptığı paylaşımlar dikkate alındığında, çocuğun bulunduğu mevcut ortam, fiziksel ve psikolojik yöndeki gelişimini olumsuz etkileyecek niteliktedir. Ayrıca davalı annenin de babalık duygularının tatmini ve çocuğun sağlıklı gelişimi bakımından gerekli olan, baba ve çocuk arasında kişisel ilişki kurma hakkını engellemeye yönelik davranışlarda bulunarak velayet hakkını kötüye kullandığı anlaşılmakla; yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde davanın kabulü ile dava konusu ortak çocuğun velayetinin değiştirilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

    Davacı babanın, davalı annenin yaşadığı ortam itibari ile velayeti almasının çocuğun yararına olmadığı ve yurda yerleştirilmesi gerektiği yönündeki beyanları, mahkemece aldırılan sosyal inceleme raporunda ise ortak çocuğun anne yanında kaldığı hanede yaşayan erkek kardeşinin saldırgan yapıda olduğu, eve sürekli kolluk ekiplerinin geldiği, annenin çocuğu ihmal ettiği, ilgilenmediği, anne yanında kalmasının riskli olabileceği, anne ve babanın ahlaklı ve sağlıklı birey yetiştirmeye uygun olmadığı, velayet bilincinde olmadıkları ve velayetin anneye verilmesinin riskli olabileceği şeklindeki tespitler de dikkate alınarak, öncelikle annenin ve yaşadığı hanede yer alan diğer bireylerin durumu ve sosyal inceleme raporunda yer alan hususların araştırılması akabinde, psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan heyete inceleme yaptırılarak (4787 sayılı Kanun m.5), ortak çocuğun anne yanındaki barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporun alınması ve tüm...

      Anayasa Mahkemesi'nin 25.06.2015 ve 2013/3434 numaralı, 11.11.2015 tarih ve 2013/9880 numaralı, 20.07.2017 tarih ve 2014/1826 numaralı bireysel başvuru kararlarında ise; velayet hakkı tevdi edilen çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebin, velayet hakkı ve bu kapsamdaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olması sebebiyle Anayasa'nın 20. maddesi kapsamında ele alınması gereken bir hukuki değer olduğunu, koruma, bakım ve gözetim hakkı veya benzer terimlerle ifade edilen velayet hakkı kapsamında, çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığını, eşlerin evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda olduğunu, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil ettiğini, çocuğun bir aileye mensubiyetinin belirlenmesi amacıyla bir soyadı taşıması ile nüfus kütüklerindeki kayıtların...

      Somut olayda müşterek çocuğun 2018 doğumlu olduğu babası ile birlikte yaşadığı, yaşadığı ortamın gelişimine uygun olduğu, çocuğun bakımına davacı babanın annesinin destek olduğu, davacının annesi ile birlikte yaşadığı, çocuğun yaşadığı yer itibariyle istinabe yoluyla alınan aldırılan Sosyal İnceleme Raporunda çocuğun velayetinin babaya verilmesinin çocuğun menfaatine olacağının tespit edildiği, çocuğun baba yanında kurulu düzeninin oluştuğu, annenin aldırılan SİR deki beyanında ekonomik nedenlerden ötürü çocuğu babaya teslim ettiğini beyan ettiği, bu beyanının annesi tanık Melek'in beyanıyla da örtüştüğü, aynı raporda annenin velayet konusunda yeterli beceri ve motivasyona sahip olmadığının tespit edildiği, davacının kardeşinin cinsel suç işlediği iddiasına yönelik henüz yargılamasının devam ettiği kaldı ki adı geçen ile davacının aynı evde ikamet etmedikleri tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde çocuğun velayetinin babasına verilmesinde üstün menfaatinin olduğu değerlendirilip...

      kadar ilgilenmediğini, çocuğun bir gözünün kör olduğunu, davalı annenin, müvekkilinin tedavi talebini de reddettiğini, davalının yeniden evlendiğini, bu evliliğinden de bir çocuğunun daha olduğunu, davalı annenin çocukları arasındaki kavgaları ayırmak için ortak çocuğa vurduğunu, ortak çocuğun annesi tarafından babaya, yola atılmak suretiyle bırakıldığını, davalının kayıp olduğunu, ortak çocuğu istemediğini, aramadığını, çocuğun gözünün ameliyat ile düzelebileceğini, bugüne kadar müvekkili ile ortak çocuğu görüştürmediğini iddia ederek davanın kabulüne, müşterek çocuğun velayetinin öncelikle tedbiren, akabinde ise kesin olarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Ortak Çocuğun Soyadının Velayet Hakkına Sahip Annenin Soyadı İle Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 09.05.2022 (Pzt.)...

        Annenin bu tutumunun dahi annenin müşterek çocuğun can güvenliğini sağlayamayacağı yönünde kanaat oluşturmuştur....

        Dava dilekçesi, dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; velayet hakkı tevdi edilen annenin çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebinin velayet hakkı kapsamındaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olduğu, velayet hakkı kapsamında çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığı, aynı hukuksal konumda olan erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil edeceği, evlilik birliği içinde doğan çocuğun taşıdığı ailenin soyadını, evlilik birliğinin sona ermesi ile kendisine velayet hakkı tevdi edilen annenin kendi soyadı ile değiştirmesini engelleyici yasal bir düzenlemenin bulunmadığı, somut olayda söz konusu değişikliğin çocuğun üstün yararına da aykırı bulunmadığı ve çocuğun soyadı değişmekle kişisel durumunun değişmeyeceği (TMK m. 27) dikkate alındığında," gerekçeleriyle...

        UYAP Entegrasyonu