Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; orman sınırları dışına çıkarma yetkisinin orman kadastro komisyonlarına ait olduğu, orman sınırları dışına çıkarılması istemiyle idareyi zorlayıcı nitelikte dava açılamayacağı, orman olan bir yerin 2/B uygulaması ile ancak adına çıkarılabileceğinden, davacı gerçek kişinin bu gibi yerlerin kendisi adına orman sınırları dışına çıkartılmasını talep etmekte hukukî yararının bulunmadığı, hukukî yararın dava şartı olduğu, dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, orman tahdidi içinde kalan taşınmazda 2/B madde uygulaması yapılması isteğine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 11.12.1964 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 22.05.2014 tarihinde ilân edilerek kesinleşmeyen sınırlama dışı kalmış ormanların kadastrosu, tüm ormanlarda aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması vardır....

    Hukuk Dairesi Başkanlığının hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarih ve 208 sayılı iptal kararının sadece vakfın tapulu taşınmazlarına ilişkin olduğu, bu itibarla Vakıf tapusu kapsamı dışında kalan taşınmazlar yönünden tahdidin kesinleştiği ve geçerliliğini sürdürdüğü, 1952 yılında makiye tefrik çalışmalarının yapıldığı, makiye tefrik işleminin bir tespit niteliğinde olup orman sınırları dışına çıkarma işlemi olmadığı, bu hususa 30.04.2010 tarihli ve 2004/1 Esas, 2010/1 Karar sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında “3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp orman tahdidi içinde kaldığı kesinleşen, ancak, tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 sayılı Kanun ile değişik 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tespit niteliği taşıdığına, teknik ve hukuki anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığına” şeklinde de işaret edildiği, 1976 yılında orman kadastro komisyonunca “... 2....

      İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, çekişmeli taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları içinde bulunduğu, öncesi devlet ormanı olan bir yerin 2/B uygulaması ile ancak Hazine adına çıkarılabileceği, yalnız özel ormanların sahibi adına orman sınırları dışına çıkartılabileceği, yasadan kaynaklanan bu zorunluluk nedeniyle gerçek kişinin, çekişmeli taşınmazın kendi adına orman sınırları dışına çıkartılmasını talep etmekte ya da kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeyken, 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarma işlemine itirazda hukuki yararının bulunmadığı, halen tahdit içinde olan bir yerin, hangi nedenle olursa olsun orman sınırları dışına çıkartılması için Orman Yönetimini zorlayıcı nitelikteki davanın dinlenme olanağı bulunmadığı gözetilerek hüküm kurulduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene...

        Bakanlığının tasarrufuna geçeceğinden, 2896 ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince ... adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edinilmesine imkan bulunmadığı gibi 27.01.2009 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5831 sayılı Kanunun 5. maddesiyle, 6831 sayılı Kanuna eklenen Ek-10. maddesi uyarınca, "Orman Kanununun; 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi, 23/9/1983 tarihli ve 2896 ve 5/6/1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2. madde birinci fıkra (B) bendi uygulamaları ile orman sınırları dışına çıkarılan yerler, çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemeyeceğine" dair kanun hükmü, “orman sınırları dışına çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren” denmek suretiyle, orman dışına çıkarma tarihine kadar geriye yürütüldüğüne göre, 2/B sahasında kalan taşınmazın zilyetlikle kazanılamayacağı...

          Kadastro Mahkemesinin 2000/174 Esas ve 2003/56 Karar sayılı kararı ile taşınmazın 2/B vasfında olduğunu ve bu nedenle Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiğini, dava konusu taşınmazın 1942 yılında yapılan orman tahdidinde orman iken, 1976 yılında yapılan 2/B uygulamasında orman sınırları dışına çıkarıldığını, bu nedenle çekişmeli taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine “6831 Sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu”nun şerh verilmesini talep ve dava etmiştir İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmekle ... Bölge Adliye Mahkemesi 8....

            Kadastro Mahkemesinin 1991/340 Esas ve 1994/1862 sayılı kararı ile taşınmazın 1976 yılında yapılan 2/B maddesi uygulaması ve aplikasyon çalışmaları sonucunda orman sınırları dışına çıkartıldığı gerekçesiyle Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiğini, bu nedenle çekişmeli taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine “6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi uyarınca hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu”nun şerh verilmesini talep ve dava etmiştir İlk Derece Mahkemesince davacının davasının kabulüne, ... İli, Kepez İlçesi, ......

              Bilirkişi raporundan davacının davaya konu ettiği alanın A1 ile gösterilen bölümünün tarla niteliği ile davacı adına kayıtlı 29263 ada 16 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı ve taşınmaz bölümünün 1946 yılında 3116 Sayılı Yasa'ya göre yapılan orman tahdit çalışmalarında orman tahdit sınırları içinde bırakıldığı ve 2020 yılında yapılan 6831 Sayılı Yasa'nın 3302 Sayılı Yasa ile değişik 2/B maddesi çalışmalarında da orman sınırları dışına çıkartılmadığı, yine devlet ormanı sayılan yerde kaldığı, buna göre davaya konu taşınmazların 1946 yılında kesinleşen tahdite göre mevcut olan hukuki konumunu koruduğu, davacı tarafından taşınmazların orman sınırı dışına çıkarılması talep edilmediğine, başka bir ifade ile taşınmazların orman niteliğinde olmadığı ileri sürülerek komisyon kararının iptali talep edildiğine göre; davacının taşınmazların orman niteliğine yönelik itirazının 1946 yılında kesinleşen tahdide itiraz niteliğinde olduğu ve davanın açıldığı tarih itibariyle askı ilan süresinin dolduğu...

              edilerek kesinleşen orman kadastrosu, ilk tahdidin aplikasyonu ve orman rejimi dışına çıkarma haritası ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, en az 6-7 orman tahdit sınır (OTS) noktaları görülecek biçimde,dava konusu 169 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ilk orman kadastrosu, 17.01.2002 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu, aplikasyon ve orman rejimi dışına çıkarma hattına göre konumları, orman kadastro haritasındaki sınır noktaları ile aplikasyon, orman rejimi dışına çıkarma haritalarındaki sınır noktaları 1/5000 ve 1/10000 ölçekli kadastro paftası üzerinde ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve orman rejimi dışına çıkarma harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer...

                Fıkra (B) bendi uygulamaları ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemeyeceği, yasa hükmünün “orman sınırları dışına çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren” denmek suretiyle, orman dışına çıkarma tarihine kadar geriye yürütüldüğü, 30.04.2010 gün ve 2004/1- 2010/1 sayılı İçihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararıyla, 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen ve tapuya tescil edilen orman kadastro (tahdit) sınırları içinde bulunan ve 1996/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile kabul edilen konunun bu içtihadı birleştirmenin kapsamı dışında olduğunun, aynı yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen, ancak tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 Sayılı Yasa ile değişik 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tespit niteliği taşıdığının, teknik ve hukuki anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığının, 27...

                  Hukuk Dairesi Başkanlığının hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarihli ve 208 sayılı iptal kararının sadece vakfın tapulu taşınmazlarına ilişkin olduğu, bu itibarla Vakıf tapusu kapsamı dışında kalan taşınmazlar yönünden tahdidin kesinleştiği ve geçerliliğini sürdürdüğü, 1952 yılında makiye tefrik çalışmalarının yapıldığı, makiye tefrik işleminin bir tespit niteliğinde olup orman sınırları dışına çıkarma işlemi olmadığı, bu hususa 30.04.2010 tarihli ve 2004/1 Esas, 2010/1 Karar sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında “3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp orman tahdidi içinde kaldığı kesinleşen, ancak, tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 sayılı Kanun ile değişik 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tespit niteliği taşıdığına, teknik ve hukuki anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığına” şeklinde de işaret edildiği, 1976 yılında Orman Kadastro Komisyonunca “Yargıtay 2....

                    UYAP Entegrasyonu