Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ifrazen davacı dışında başka kişilerin kullanımında olduğu yazılarak Hazine adına tescil edilen yer olduğu belirlendiği taktirde, davacı tarafa davasını bu kişiye yönlendirmesi için olanak tanınmalı, dava yaygınlaştırıldığı taktirde, davalı tarafın savunması ve delilleri sorulmalı, kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde bırakılan taşınmazların 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılması yönündeki davaların dinlenemeyeceği, çünkü, 2/B uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarma işlemi sadece Hazine adına olabileceğinden, gerçek kişilerin 2/B uygulaması yapılmasını istemekte hukuki yararının bulunmadığı da gözetilerek oluşacak sonucu göre bir karar verilmelidir....

    , 23.09.1983 tarihli 2896 ve 05.06.1986 tarihli 3302 Sayılı Yasalarla değişik 2. madde 1. fıkra (B) bendi uygulamaları ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemeyeceği, yasa hükmünün “orman sınırları dışına çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren” denmek suretiyle, orman dışına çıkarma tarihine kadar geriye yürütüldüğü gözetilerek, Orman Yönetiminin parselin (A) ve (C) ile gösterilen, Hazinenin ise (B) ile gösterilen bölümüne ilişkin davalarının kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davalı gerçek kişinin bu bölümlere ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle bu bölümlere ilişkin hükmün onanması gerekmiştir. 3) Davalı gerçek kişinin bilirkişi krokisinde (D) ve (E) ile gösterilen bölümüne ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Orman Yönetimi tarafından çekişmeli parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde bırakılan bölümü, Hazine tarafından ise kesinleşmiş...

      İlçesi Kavakalan Köyünde yapılan 6831 sayılı Kanun'un 2/B madde uygulaması sırasında, P.XXXIII poligon numarasıyla belirlenen taşınmazın tamamının 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetmediği ve eylemli olarak orman olduğu halde, orman kadastro komisyonunca orman sınırları dışına çıkarıldığı iddiasıyla, dava konusu P.XXXIII poligon numaralı taşınmazın tamamının orman sınırları dışına çıkarma işleminin iptali ile orman sınırları içine alınmasına karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile XXXIII nolu poligonun orman sınırları dışına çıkarılmasına ilişkin orman kadastro komisyon kararının iptaline, XXXIII nolu poligonun orman sınırları içerisine alınmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Maddesi uyarınca, Orman Yasasının; 20.06.1973 tarih ve 1744 sayılı Yasayla değişik 2. Maddesi, 23.09.1983 tarihli 2896 ve 05.06.1986 tarihli 3302 Sayılı Yasalarla değişik 2. Madde 1. Fıkra (B) bendi uygulamaları ile orman sınırları dışına çıkarılan yerler, çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemeyeceğine, yasa hükmü“orman sınırları dışına çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren” denmek suretiyle, orman dışına çıkarma tarihine kadar geriye yürütüldüğüne göre, davalı tarafın diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeyken yine kesinleşmiş 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığından, 6831 Sayılı Yasanın 2/2 Maddesinin “Orman sınırları dışına çıkartılan bu yerler Devlete ait ise Hazine adına, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ise bu müesseseler adına, hususi orman ise sahipleri adına orman sınırları dışına çıkartılır....

          Fıkra (B) bendi uygulamaları ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemeyeceği, yasa hükmünün “orman sınırları dışına çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren” denmek suretiyle, orman dışına çıkarma tarihine kadar geriye yürütüldüğü, gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Ancak, kararda davalının baba adının yazılmaması doğru değilse de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

            Orman bilirkişinin raporundan anlaşıldığına göre; dava konusu yer, öncesi itibariyle kesinleşen orman sınırlandırma hattının içerisinde kalan 6831 sayılı Orman Kanununun 1.maddesi hükmü uyarınca orman sayılan yerdir. Ormanların olağanüstü zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Çıkarma tarihinden önce bu yerler üzerinde sürdürülen zilyetlik kazanma bakımından herhangi bir değer taşımaz. Somut olayda; yerel bilirkişi ve tanıklar dava konusu yerlerin çıkarma tarihinden önce davacı ve miras bırakan babası tarafından tasarruf edildiğini bildirmişler ise de, 6831 sayılı Orman Kanununun 1.maddesi hükmü karşısında zilyetlik ve tasarruf herhangi bir değer taşımaz. Nitelik kaybı sebebiyle çıkarma tarihinden sonraki evreye gelince; nitelik kaybı sebebiyle orman dışına çıkarma 20.06.1973 tarihinde kabul edilen 1744 sayılı Kanunla getirilmiştir....

              Maddesiyle, 6831 Sayılı Yasaya eklenen Ek.10. maddesi uyarınca, Orman Yasasının; 20.06.1973 tarih ve 1744 sayılı Yasayla değişik 2. maddesi, 23.09.1983 tarihli 2896 ve 05.06.1986 tarihli 3302 Sayılı Yasalarla değişik 2. madde 1. fıkra (B) bendi uygulamaları ile orman sınırları dışına çıkarılan yerler, çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemeyeceğine, yasa hükmü “orman sınırları dışına çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren” denmek suretiyle, orman dışına çıkarma tarihine kadar geriye yürütüldüğüne göre davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, 6831 Sayılı Yasanın 2/2. maddesinin “Orman sınırları dışına çıkartılan bu yerler Devlete ait ise Hazine adına, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ise bu müesseseler adına, hususi orman ise sahipleri adına orman sınırları dışına çıkartılır. Uygulama kesinleştikten sonra tapuda kesin tashih ve tescil işlemi yapılır.”...

                Maddesiyle, 6831 Sayılı Yasaya eklenen Ek.10. maddesi uyarınca, Orman Yasasının; 20.06.1973 tarih ve 1744 Sayılı Yasayla değişik 2. maddesi, 23.09.1983 tarihli 2896 ve 05.06.1986 tarihli 3302 Sayılı Yasalarla değişik 2. madde 1. fıkra (B) bendi uygulamaları ile orman sınırları dışına çıkarılan yerler, çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemeyeceğine, yasa hükmü“orman sınırları dışına çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren” denmek suretiyle, orman dışına çıkarma tarihine kadar geriye yürütüldüğüne göre, davalı tarafın diğer temyiz itirazları yerinde değildir....

                  Davalı Orman İşletme Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın orman olduğunu, tapuda da orman vasfı ile hazine adına tescilinin gerektiğini, davacının bu davada aktif dava ehliyeti bulunmadığını, davayı açmakta hukuki yararının da olmadığını bu nedenlerle davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince davacının 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B maddesi kapsamında yapılan çalışmada dava konusu taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılmasına yönelik talebi yönünden davasının hukuki yarar ve aktif dava ehliyeti bulunmadığından REDDİNE karar verilmiştir....

                  Maddesi uyarınca, Orman Yasasının; 20.06.1973 tarih ve 1744 sayılı Yasayla değişik 2. Maddesi, 23.09.1983 tarihli 2896 ve 05.06.1986 tarihli 3302 Sayılı Yasalarla değişik 2. Madde 1. Fıkra (B) bendi uygulamaları ile orman sınırları dışına çıkarılan yerler, çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemeyeceğine, yasa hükmü“orman sınırları dışına çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren” denmek suretiyle, orman dışına çıkarma tarihine kadar geriye yürütüldüğüne göre tarafların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının gerçek kişilere yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 07/05/2009 günü oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu