Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.06.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.09.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve davalı ... mirasçısı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine vekili, 09.06.2005 tarihli dilekçesi ile 101 ada 180 parsel sayılı senetsizden 1981 tarihli 3000 m2'lik emlak kaydına göre davalılar arasındaki kadastro tespitine itiraz davası sonucu hükmen 10.04.2002 tarihinde çayır cinsi ile davalılar adına tescil edilen 7879,66 m2'lik taşınmazın aslında mera olduğu nedeniyle tapu iptali ve sınırlandırma istemiştir. Davalılar, davaya cevap vermemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.3.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 9.6.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra eksiğe gönderilen dosya yeniden gönderilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma istemine ilişkindir. Tapulama sırasında 865 parsel sayılı dava konusu taşınmaz 14.700 metrekare miktarındaki 17.2.1959 tarihli ve 44 numaralı, davacı ve müdahil köyün taraf olduğu davada hükmen oluşmuş tapu kaydına dayanılarak tespit edilmiştir....

      tespit, kayıt ve tesciline hizmet eden kadastro tespitinin, tartışmasız ve çekişmesiz olarak devam eden fiili kullanıma ve mülkiyet durumuna uygun olarak yapılması gerektiğini, yapılan sınırlandırma ve tapulama işleminin Kadastro Kanunu 41....

      tespit edilmeli, dava konusu parseller arasındaki sınırda kadastro tespiti sırasında sınırlandırma, ölçü, hesap ve tersimat hatası, yapılıp yapılmadığı, Kadastro Müdürlüğünce yapılan düzeltme kararının buna göre doğru olup olmadığı kesin olarak ortaya konulmalıdır....

      Davalı, davanın reddini savunmuş, mahkemece taşınmazın hükmen tescil edildiği, Kadastro Sırasında veya Sonrasında Yapılan İşlemlerle Geometrik Durumları Kesinleşmiş Olan Taşınmazlarda Ölçü, Sınırlandırma, Tersimat ve Hesaplamalardan Doğan Hataların Düzeltilmesine İlişkin Yönetmeliğin 15.maddesi uyarınca hükmen tescil edilen taşınmazlarda 41.maddeye göre düzeltme yapılamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. 5304 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile yapılan değişiklikten sonra anılan madde; “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur....

        Yukarıda açıklanan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi gereğince düzeltme işlemi yapılırken Kadastro Sırasında veya Sonrasında Yapılan İşlemlerle Geometrik Durumları Kesinleşmiş Olan Taşınmazlarda Ölçü, Sınırlandırma, Tersimat ve Hesaplamalardan Doğan Hataların Düzeltilmesine İlişkin Yönetmelik hükümlerinin esas alınması gerekmektedir. Kadastro müdürlüğü yönetmelik hükümlerine göre düzeltme işlemi yapmaktadırlar. Yönetmeliğin 15.maddesinde; "Orman, mera, kamu taşınmazları, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki genişletmeye elverişli yerlere sınırı olan taşınmazlar ile kadastrosu ya da kadastro sonrası sınırları hükmen belirlenerek kesinleşmiş olan parsellerdeki sınırlandırma hatası düzeltilemez. Mahkeme hükmü kapsamı dışında kalan hatalar bu Yönetmelik hükümlerince ve ilgili mevzuatına göre düzeltilir." hükmü yer almaktadır....

          Davalı, davanın reddini savunmuş, mahkemece taşınmazın hükmen tescil edildiği, Kadastro Sırasında veya Sonrasında Yapılan İşlemlerle Geometrik Durumları Kesinleşmiş Olan Taşınmazlarda Ölçü, Sınırlandırma, Tersimat ve Hesaplamalardan Doğan Hataların Düzeltilmesine İlişkin Yönetmeliğin 15.maddesi uyarınca hükmen tescil edilen taşınmazlarda 41.maddeye göre düzeltme yapılamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar temyiz etmiştir. Dava, 3402 sayılı Yasanın 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istemine ilişkindir. 5304 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile yapılan değişiklikten sonra anılan madde; “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur....

            Davalı, davanın reddini savunmuş, mahkemece taşınmazın hükmen tescil edildiği, Kadastro Sırasında veya Sonrasında Yapılan İşlemlerle Geometrik Durumları Kesinleşmiş Olan Taşınmazlarda Ölçü, Sınırlandırma, Tersimat ve Hesaplamalardan Doğan Hataların Düzeltilmesine İlişkin Yönetmeliğin 15.maddesi uyarınca hükmen tescil edilen taşınmazlarda 41.maddeye göre düzeltme yapılamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. 5304 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile yapılan değişiklikten sonra anılan madde; “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur....

              Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hataların düzeltilmesine ilişkin yönetmeliğin “ölçü, tersimat, hesaplama ve sınırlandırma hataları” başlıklı 6.maddesinde; “ Hataların ölçü, tersimat veya hesaplamadan meydana geldiği, taşınmazın sınırlarında eylemli değişiklik olmadığı, hatanın nedeni ve düzeltme şekli kadastro müdürünce görevlendirilen ekip tarafından düzenlenecek rapor ve eki krokide gösterilmek suretiyle belirlenir” denilmektedir. Bütün bu açıklamalar doğrultusunda, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacının bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, 08.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Dava, mahkemenin kabulünün aksine mülkiyet aktarılması istemine değil 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesine dayalı sınırlandırma hatasının düzeltilmesi talebine ilişkindir. Gerçekten 3402 sayılı Kadastro Kanunun 41 ve uygulama yönetmeliğinin 8.maddesi hükmünce taşınmaza kadastro sırasında uygulanan kayıt sınırlarının sabit sınır niteliğinde olması ve halen zeminde mevcut bulunmasına karşı buna aykırı sınırlandırma yapılmış ise, bu hatanın düzeltilmesi 3402 sayılı Kadastro Kanunun 41.maddesine dayanılarak Kadastro Müdürlüklerinde istenebilir. Bu gibi isteklerde izlenmesi gereken prosedürün ne olduğu da anılan bu hükümde gösterilmiştir. Mahkemece açılan davanın değişik nedenle reddedilmesi doğru değil ise de, bu tür istekler Yasadaki prosedür izlenmeden mahkeme önüne getirilemeyeceğinden davanın reddi sonuç olarak doğru olmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu