Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA TÜRÜ :Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı, 1973 doğumlu kızı Yelda’nın kısıtlandığını, vasi olarak da kocasının atandığını, vasinin kızıyla görüşmesini engellediğini ileri sürerek, kısıtlı olan ve davalının vesayeti altında bulunan kızıyla kişisel ilişki kurulmasını istemiş; mahkemece; davanın kabulü ile kısıtlı ile davacı arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir. Vasi, kısıtlıyı korumak ve bütün kişisel işlerinde o’na yardım etmekle yükümlüdür. (TMK. 447/1) Vesayet Organları ve vesayet işleriyle görevlendirilmiş olan diğer kişiler, bu görevlerini yerine getirirken iyi bir yönetimin gerektirdiği özeni göstermekle yükümlüdürler. (TMK. 466) Kısıtlı ile davacı (babası) arasında kurulan kişisel ilişki, kısıtlıyı korumaya yöneliktir....

    Kadın lehine daha uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. 3-Velayeti anneye verilen küçük çocuklarla baba arasında her hafta kurulan kişisel ilişki anneyi tüm hafta sonları eve bağımlı hale getirecek ve velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olacaktır. Açıklanan nedenlerle baba ile çocuklar arasında babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, daha uygun süreli kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 4-Mahkemece verilen 27.9.2018 tarihli karar tarafların temyizi üzerine kişisel ilişki davası, boşanma davasında hüküm altına alınan tazminatların miktarı ve faiz belirlemesi yönünden bozulmuş, diğer yönlerden onanmıştır....

      kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kişisel ilişki düzenlenirken infazda zorluk oluşturmayacak şekilde kişisel ilişki tesis edilmesi gerekir....

        Dairemizin 08.03.2017 tarihli bozma ilamı ile davalı anne ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulması yönünden hükmün bozulmasına karar verildiği halde mahkemece bozmadan sonra kurulan hüküm ile hem davalı anne, hem vesayet altına alınan davacı baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulması doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümlerinin düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438/7). SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yer alan "Tarafların ve çocukların aynı yerde oturdukları anlaşıldığından her ayın 1. ve 3. Cumartesi günü saat 09:00'dan Pazar günü saat 17:00'ye kadar tam gün, dini bayramların ikinci günleri saat 09:00'dan saat 17:00'ye kadar müşterek çocuklar 07.04.2007 doğumlu ..., 09.09.2009 doğumlu ... , 15.10.2011 doğumlu ......

          hali” ve "farklı şehirde ikamet etmeleri hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir....

            Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3-Velayet kendisine bırakılmayan ebeveynle çocuk arasındaki kişisel ilişki düzenlemesinde asıl olan çocuğun fikri, ahlaki, bedeni, sağlık ve eğitsel yönden kişisel gelişiminin sağlanmasındaki üstün yararı olmakla birlikte analık ve babalık duygularının tatmininin de göz önüne alınması gerekir. Velayeti davacı anneye bırakılan tarafların müşterek çocuğu 22.06.2012 doğumlu ile davalı-davacı baba arasında mahkemece kurulan kişisel ilişki babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba sevgi ve şefkatini yaşayacağı yeterlilikten uzaktır. Açıklanan sebeplerle müşterek çocuk ile davalı-davacı baba arasında çocuğun yaşı dikkate alındığında öngörülen kişisel ilişki uygun bulunmamıştır. Ayrıca değişen koşullara göre her zaman yeniden düzenleme talep edilebileceğinden yatısız kişisel ilişki kurulması da doğru değildir....

              Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel somut bir olgu veya iddia bulunmamaktadır. Çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba sevgi ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir. Bu sebeple çocuk ile baba arasında daha uzun süreli olacak kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2)....

                Baba ile kurulan kişisel ilişkide, baba ile ortak çocuk arasında her ayın birinci, üçüncü ve varsa beşinci haftaları Cumartesi günü saat 10.00 dan Pazar günü saat 16.00'ya kadar kişisel ilişki tesisine şeklinde hüküm kurulmuştur. Hükümde, varsa beşinci haftada da eklenerek baba ile kişisel ilişki kurulması, kişisel ilişki süresi yönünden çoktur. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m.438/7)....

                  c)Mahkemece, velayeti davalı-karşı davacı anneye bırakılan 2014 doğumlu ortak çocuk ... ile davacı-karşı davalı baba arasında "Her ayın ilk ve üçüncü haftası Pazar günleri sabah saat 10:00'dan aynı gün akşam saat 17:00'ye kadar, dini bayramların ikinci günü sabah saat 10:00'dan aynı gün akşam saat 17:00'ye kadar görüştürülmek suretiyle şahsi ilişki kurulmasına "şeklinde kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır....

                    Bütün bu hususlar değerlendirildiğinde baba ve ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişki babalık duygularının tatmini bakımından yetersiz olmuştur. Çocuk ile baba arasında babalık duygularını tatmin edecek ve bu hakkın rahatça kullanılmasına engel olmayacak ve her ay belirlenen hafta sonlarında da yatılı olacak şekilde daha uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.), (3.) ve (4.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.28.11.2019 (Prş.)...

                      UYAP Entegrasyonu